Kazakistan, emperyalist AB ve ABD’ye boyun eğdi
Türk Devletleri Teşkilatı(TDT) Devlet Başkanları 10. Zirvesi, Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Kasım-Cömert Tokayev’in ev sahipliğinde, başkent Astana’da 3 Kasım tarihinde gerçekleşti. Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev “Türk Devri” teması altında düzenlenen TDT 10. Zirvesi’ne gözlemci üye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) katılmasına, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği’nin (AB) baskı ve telkinleri doğrultusunda karşı çıktı; KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’ı ülkesine davet etmedi. Tokayev, emperyalist AB ve ABD’ye boyun eğdi. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi(GKRY), Kıbrıs Türk halkını ve KKTC’yi yok ederek adayı Yunan yapma hedefine ulaşmak için, üyesi oldukları AB ve stratejik ortakları ABD’yi bir kez daha devreye soktu. GKRY Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letimbiotis yaptığı açıklamada KKTC'nin Astana'daki zirvede yer almaması için ‘diplomatik girişimlerde bulunduklarını’ gizlemedi. AB ve ABD, KKTC’nin anayasal ismiyle TDT’ye gözlemci üye olmasını içine sindiremeyen GKRY’nin yardım talebini kendi çıkarlarına uygun bularak, TDT üyesi devletler nezdinde KKTC’nin üyeliğinin ileriye taşınarak tanınmasını engellemek üzere şantaj, tehdit ve baskıya dayanan girişimler başlattı. Ocak ayında ülkesinde bir ayaklanma girişimini bertaraf etmeyi zar zor başaran Tokayev’in, iç ve dış ekonomik ve siyasi dengelerini sağlamlaştırmaya çalışırken; özellikle desteğine ihtiyacı olduğu AB ülkelerinin baskılarına boyun eğerek KKTC’yi Astana’ya davet etmediği anlaşılmaktadır. TDT’nin, 11 Kasım 2022 tarihinde Özbekistan’ın tarihî Semerkant şehrinde gerçekleştirdiği 9. Devlet Başkanları Zirvesi’nde KKTC’nin oy birliği ile gözlemci üye yapıldığının açıklanmasının ve 16 Mart 2023 tarihinde Ankara’da gerçekleşen TDT Olağanüstü Zirvesi’ne KKTC’nin ilk kez katılarak temsil edilmesinin ardından, AB ve ABD, TDT üyelerini kıskaca alarak, diplomatik teamül ve etiğe uymayan yöntemlerle, KKTC’nin üyeliğinin iptali için girişimlerini başlattı. Üst düzey AB yetkililerinin özellikle Kazakistan’ı hedef seçerek başlattıkları temaslarda, AB-Kazakistan arasındaki ekonomik ve stratejik işbirliği konularını gündeme getirerek öne sürdükleri vaatlerle, en son raddede de şantaj ve tehditle istediklerini elde etmeyi başardılar.
Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron’un 1 Kasım günü apar topar Astana’ya gitmesi, Tokayev’le buluşarak önemli iş birliği anlaşmaları imzalaması da rastlantı değildir. Macron’un, Tokayav’e yaptığı telkinler, KKTC’nin Zirve’ye katılmasını engellemeye yetti. ABD Başkanı Joe Biden, geçtiğimiz Eylül ayında BM 78.Genel Kurul çalışmaları nedeniyle New York’a giden çoğu TDT üyesi Orta Asya liderleri ile gerçekleştirdiği Zirve’de birçok konu yanında KKTC’nin tanınması konusunu da gündeme getirdi; Biden, KKTC’yi tanıyacak devletlerle ABD’nin ilişkilerini gözden geçireceğini, gerekmesi halinde yaptırım uygulayacakları uyarısında bulunmaktan kaçınmadı. Kazakistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Roman Vassilenko, Eylül ayında Güney Kıbrıs’a gerçekleştirdiği resmi ziyarette, GKRY Başkanı Nikos Hristodulidis ve Dışişleri Bakanı Konstandinos Kombos ile görüşmesinde, Kazakistan'ın Kıbrıs sorununa ilişkin sarsılmaz ilkelerini koruduğunu, BM şartı ve ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda çözüm bulunmasından yana olduğunu vurgulayarak KKTC’nin yeni siyasetine karşı duruş sergiledi..
Anavatan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Zirve’de yaptığı konuşmada, bir önceki zirvede gözlemci üye olarak kabul edilen ve zirveye davet edilmeyen KKTC ile ilgili tarihi bir karara imza atıldığını, bu kararın alınmasına sağlanan destek için devlet başkanlarına teşekkür etti. Erdoğan, “Türk dünyası bu kararla, tecrit edildikleri halde öz vatanlarından vazgeçmeyen Kıbrıslı Türklerin yalnız olmadığını herkese göstermiştir. Büyük Türk ailesinin ayrılmaz parçası olan Kıbrıslı Türkler ile dayanışma içinde hareket etmek yükümlülüğüzdür. Karar verdiğimiz şekilde KKTC’yi gözlemci statüsünde aramızda göreceğimize inanıyorum, bu konuda sizlerin dirayetli liderliğinize güveniyorum” dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin Zirve’ye davet edilmemesi üzerine yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Rum liderliğinin kötü niyetli siyaseti, Türk Devletleri Teşkilatı’na üye devletler nezdinde de, tehdit de dâhil olmak üzere, çeşitli çevreleri kullanma vasıtasıyla yoğun şekilde devam etmektedir. "Türk Devri" temasıyla düzenlenen bu yılki zirveye bu nedenlerden dolayı katılım gösteremedik. Ama asla çıktığımız bu yoldan caymayacağız.”
Kazakistan’daki Zirve’ye katılsak da katılmasak da ortada tek gerçek var; Kıbrıs Türk halkı ve devletimiz KKTC, Büyük Türk Dünyası’nın ayrılmaz bir parçası, Akdeniz’deki ön cephesi ve TDT’nin gözlemci üyesidir. KKTC, TDT gözlemci üyesi olarak, Teşkilat toplantılarına, etkinliklerine katılmakta ve temsil edilmektedir. KKTC’nin önümüzdeki süreçte üye ülkeler ile arasındaki ekonomik, sosyal, kültürel, sportif, siyasi vs. bağlarını geliştirmesi kaçınılmazdır. Temaslar arttıkça, kardeş Türk devletleri ile aramızdaki bağlar Anavatan Türkiye’nin de katkılarıyla istenen düzeye yükselecektir. Cumhurbaşkanı Tatar’ın Bakü’de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile gerçekleştirdiği sıcak görüşme, kabul ve aldığı destek, diğer TDT üyelerine de muhakkak örnek olacaktır. Tanınma yolumuz meşakkatlidir, yılmak yoktur; KKTC için, milli davamız için hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz…