Kars’tan selamlar
Hafta sonu iki günlüğüne Kars’a geldik.
Ankara’daki “kar eziyetinden” sonra Sarıkamış’taki “kar güzelliğini” görmek çok güzel tabii ki.
Ankara’yı iki günde felç eden kar yağışı Kars’ta sürekli var ve Kars felç olmuyor. Başkentin Belediye Başkanı Melih Gökçek’in “Tuz döktük, inanmıyorsanız tadına bakın” mealindeki sözleri Kars’ta hiç anlam taşımıyor.
Kars’ta yollar pırıl pırıl. Kar yağışına rağmen okullar tatil edilmiyor. Kars Belediye Başkanı Nevzat Bozkuş da AKP’li üstelik. (Yanlış anlaşılmasın onun davetlisi olarak gelmedik.)
Kars’a daha önceleri de gelmiştim. Buralar genellikle “mağduriyet bölgesi” olarak biliniyor. Oysa, mağduriyet yalnızca gelişmişlik düzeyinde. Yoksa, insanların günlük yaşamında trafik, kar, vs. gibi engeller yok.
28 Şubat hatırası
Kars hakkında her şeyi yazmak mümkün değil tabii. Gelmişken ilk gözlemleri yazayım istedim yalnızca.
Bugünlerde 28 Şubat hakkında haberler çıkıyor, TV’lerde tartışmalar var.
Bu tartışmalarda benim de adım geçiyor. Daha doğrusu, Ceviz Kabuğu programları gündeme geliyor.
Ama nedense, kimse bana mikrofon uzatmıyor.
Ben bir kez daha hatırlatayım.
28 Şubat’ın bir “postmodern darbe” olduğunu, emekli Tümgeneral Erol Özkasnak, Ceviz Kabuğu programına telefonla bağlanarak açıklamıştı. O programın deşifresi kitap oldu. (Adı: “Generalinden İtiraf: Postmodern Darbe!” )
Bu kitapla birlikte okunması gereken diğer kitabım ise, “28 Şubat: Bir Hükümet Nasıl Devrildi?”
Burada, Sincan eski Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ın cezaevinden çıktıktan sonraki açıklamaları da yer alıyor.
Tarihe ışık tutan açıklamaları
öğrenmek, tekrar duymak yerine, yalan yanlış ve kasıtlı haberleri tercih ediyor haberciler.
Neden acaba?
Kimileri de başka manipülasyon ve akıllarınca gazetecilik yapıyor.
Örneğin, bazı gazeteciler için “28 Şubat’ta kullanıldılar, Balyozda da kullanılacaklardı” gibi absürd, saçma ve gazetecilikle bağdaşmayan haber yapıyorlar.
Ama, lafa gelince demokrasi, etik, basın ilkeleri gibi şatafatlı sözlerin de öncüsü gibi gösteriyorlar kendilerini.
Meselâ bilmiyorlar ki, ya da işlerine gelmiyor ki, 28 Şubat’ta brifingler yapılırken, Başbakan Necmettin Erbakan “güvendiği bir kısım gazeteciyi” Başbakanlık Konutu’nda ağırlıyordu.
Sormuyorlar, kimdi bu gazeteciler diye.
Bari ben sorayım:
28 Şubat’ın devrilen Başbakanı Erbakan’ın güvendiği gazeteciler kimlerdi? Onlar da kullanıldı mı? Hem asker hem Erbakan tarafından davet edilen gerçek gazeteciler kimlerdi?
Bir listesini yayınlasalar da öğrensek..
Gerçek gazetecileri.
Ama işlerine gelmez.
HAYAT DEĞİRMENİ
Güneş çamurla sıvanmıyor, çamur sıvacıların ellerine bulaşıyor.