Benim askerlik hayatım boyunca şiar edindiğim, "Yanlışı nerede keserseniz doğruyu orada o anda bulursunuz!" ilkesi gereği komutanlarıma danışıp, astlarımla istişare edip operasyon ve mücadele edeceğim konularda güç kazanarak, doğruyu bulmuş olurdum. Bu yöntem pek çok konuda "keşke" dememin önüne geçmiştir.
Buradan gelmek istediğim konu: KANAL İSTANBUL. Bu hususta da komutanlarım ve bu işin akademisyenleri ile bazı istişarelerde bulundum.
İlk defa "Çılgın" diye adlandırılıp kamuoyuna açıklanan projenin karı- zararı terazinin kefesine konulmadan doğru bir değerlendirme yapmak mümkün mü?
Acilen bir durum muhakemesine ihtiyaç olduğu ortada.
Önceki yazımda projenin mahsurlarını açıkça sıralamama rağmen konunun akademisyen komutan arkadaşlarıma sorularak danışılarak mütalaa edilmesinde ısrarlıyım.
Hiç kimse her şeyi tam olarak bilemeyebilir. Normaldir. Ancak naçizane fikrim; askeri stratejik hususları dile getirilerek danışılacak kişileri ve ekibi Genelkurmay eski Başkanı ve halen Milli Savunma Bakanımız Hulusi Akar''ın bizzat belirlemesinde büyük yarar görüyorum.
Daha vakit varken harekete geçilmeli ve Türkiyemiz için sonu hüsran olabilecek adımların önü kesilmelidir. Trakya Avrupa''ya uzanan kolumuzdur, bu coğrafyada yapılacak stratejik bir hata ile kolumuzu kaptırma ihtimalleri alınacak tedbirlerle ortadan kaldırılmalıdır. (Burada yapılacak kanalın zırhlı birliklerin harekatını engelleyeceği göz ardı edilmemelidir)
Lozan sonrasında Montrö ile kontrolümüze geçen Boğazlar''ı çılgın kanal projesi ile tehlikeye atmamız ihtimal dahilindedir. Montrö Türkiye''mizin emniyet sibobudur. Rusya''nın özellikle ABD''ye bu geçişlerde, "Hoş geldiniz Karadeniz''e, aferin sefanız olsun demez". Çıkacak bir patırtıda, adeta Trakya savaş alanına döner. Lütfen dikkat!
Trakya''nın, askeri yönden stratejik konumu ile araştırması etüdü yapılmadan böyle bir işe girişilmemeli. Trakya bölgemizi mütecavize karşı savunmada Askeri Stratejik yönden de değerlendirilmesi şarttır. Büyükçekmece''de yaşayan arkadaşım Ecz. Celal Öcal''ın kanal inşaatı yüzünden yaşanacak bir tarihi eser katliamına karşı çıkan feryadını da sizlerle paylaşmak isterim:
TÜRK MİLLETİ
Kanal İstanbul''u tanıtan bilgilerin paylaşılmasıyla bu projenin yanlışlığının ve uygulanmasının getireceği mahzurları uzmanlar ortaya koymuştur. Bu sebeplerin biri de, tarihi Küçükçekmece Köprümüzün de yol olacağıdır.
Bu yönde tepki almak istemeyen AKP iktidarı bu gerçeği bildiği için Kanal İstanbul Projesi detaylarını paylaşmamıştır. Ancak basında yer alan haberlerde görüldüğü gibi bu projenin uygulanmasıyla üstelik hakkında devletimizin 1. No''lu Kültür ve Tabiat varlıkları Koruma Kurulu kararı bulunan tarihi köprümüz, devlet tarafından yok edilecektir.
Dünyanın hayranlıkla değerlendirdiği Sultanahmet, Şehzadebaşı, Selimiye Camileri hakkında yıkım kararı alınmasına benzer bir karar, asla kabul edilmez, mazur görülemez. Mehmet Akif Ersoy''un şiirinde söylediği gibi;
"Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye''yi desen,
İki kazma kürek, iki de ırgat gerek,
Ancak hadi gel yapalım şunu geri desen,
Bir Sinan, bir de Süleyman gerek …"
Siz benzer birçok yapı yaparsınız ama Küçükçekmece Köprüsü''nün bir benzerini asla yapamazsınız. Çünkü siz Süleyman değilsiniz ve yanınızda Mimar Sinan''ınız yok!
Kanal İstanbul, tarihi köprümüzü yok ederken, Küçükçekmece''de yaşayan insanımızı da yapılacak en yakın köprüyü kullanmak zorunda bırakacak, evine işine gidişte çok uzak bir yolu kullanmaya mecbur kalacaktır.
Osmanlı dönemi ordunun sefere çıkarken, seferden dönerken kullandığı Menzil yolu üzerindeki Küçükçekmece Köprümüz: son dönem Balkan Savaşı, 1. Dünya Savaşı, İstiklal Savaşı dönemlerinde de çok büyük hizmet gördü. Her gün binlerce insanımızın kullandığı köprümüz Kanal İstanbul için yok edilmek isteniyor. Bu tarih katliamını asla kabul etmiyoruz ve Küçükçekmece Köprüsü''nün yıkılmasına izin vermeyeceğiz. Sessiz kalmayacağız.