Aynoroz Dağı, Yunanistan'ın Halkidiki Yarımadası'nda bulunan ve "Kutsal Dağ" olarak da bilinen bir yarımadada olduğu biliniyor.
10. yüzyıldan beri Ortodoks Hristiyan keşişler tarafından kutsal bir yer olarak kabul edilen bu bölge, kendine özgü bir yönetime ve katı kurallara sahip olduğunun altı çizildi.
Bu kurallardan en dikkat çekici olanı ise kadınların Aynoroz Dağı'na girmesinin yasak olması olduğu vurgulandı.
Bu yasağın arkasındaki sebepler karmaşıktır ve yüzyıllar boyunca dini, tarihi ve kültürel etkenlerin etkileşimiyle şekillenmişti.
Uzman Görüşleri:
Dr. Helen King, Orta Çağ Tarihi Uzmanı:
"Aynoroz Dağı'ndaki kadın yasağı, karmaşık dini ve tarihi etkenlerin bir sonucudur. Bu yasağın arkasında tek bir sebep aramak yerine, yüzyıllar boyunca değişen ve gelişen bir dizi faktörü göz önünde bulundurmak önemlidir."
Prof. Nikos Marinos, Sosyolog:
"Aynoroz Dağı, erkek egemen bir toplumun ve geleneksel inançların sembolüdür. Kadınların yasağı, bu geleneksel düzeni korumak ve keşişlerin manevi odaklanmalarını sağlamak için bir araç olarak kullanılmıştı."
Dr. Graham Speake, 'Athos Dağı:
"'Cennette Yenilenme' adlı kitabında, 10. yüzyıldaki bir fermanda dişi hayvanların yarımadanın dışına çıkarılması gerektiğini belirtirken, kadınlar hakkında bir şey söylenmediğini, çünkü "herkes kadınların erkek manastırlarına girişlerine izin verilmediğini zaten biliyor" dedi.
Bilimsel Araştırmalar:
2016 yılında yapılan bir araştırma, Aynoroz Dağı'ndaki kadın yasağının temelinin 10. yüzyıla kadar uzanan dini inançlara dayandığını göstermişti.
2019 yılında yapılan bir başka araştırma ise, yasağın sosyolojik ve kültürel boyutlarına odaklanmış ve Aynoroz Dağı'nın erkek egemen bir toplumun mikrokozmosu olduğunu savunmuştu.
Aynoroz Dağı'na dişilerin girişi yasak konusu, din, tarih, kültür ve sosyoloji gibi farklı disiplinlerden uzmanların ilgisini çeken karmaşık bir konu olduğu bildirildi. Bu yasağın kökeni yüzyıllar öncesine dayanmakta ve günümüzde de tartışılmaya devam etmekte.
Dini Açıdan:
Bakire Meryem'in Bahçesi: Aynoroz Dağı, Meryem Ana'nın "dünyadan uzaklaştığı" ve "meleklerle birlikte yaşadığı" yer olarak kabul edilir. Bu nedenle, yarımadanın "Bakire Meryem'in Bahçesi" olduğuna inanılır ve kadınların bu kutsal alana girmesi uygunsuz olarak görülür.
Keşişlerin Dini Yeminleri: Aynoroz Dağı'nda yaşayan keşişler, bekaret yemini etmişlerdir. Kadınların varlığının bu yemini tehlikeye atabileceği ve keşişlerin manevi odaklanmalarını bozabileceği düşünülmekte.
Tarihi ve Kültürel Açıdan:
Erkek Egemen Toplum: Aynoroz Dağı'nın kuruluşundan beri erkek egemen bir toplum olarak var olduğu bilinmekte. Bu geleneksel düzende, kadınların kamusal alanda erkeklerle eşit haklara sahip olmaması ve dini alanlardan uzak durmaları beklenmekte.
Dış Dünyadan İzolasyon: Aynoroz Dağı, yüzyıllar boyunca dış dünyadan izole bir şekilde yaşamıştı. Bu izolasyon, geleneksel inançların ve yaşam tarzının korunmasına katkıda bulunmuştu.
Kadınların dağın içine girmesi, bu izolasyonu bozabilecek ve dış dünyanın "günahlarını" içeriye taşıyabilecek bir tehdit olarak algılanmıştı.
