TBMM Genel Kurulu’nda bugün Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor.
Genel Kurul’da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK bütçesi üzerine söz alan İYİ Parti Ankara Milletvekili Ayhan Altıntaş, şunları söyledi:
“İKTİDAR, YATIRIMLARIN FİZİBİLİTESİ VE PLANLANMASI KAVRAMLARINI, ESKİ TÜRKİYE’NİN KÖTÜ ALIŞKANLIKLARI OLARAK GÖRÜYOR”
“İktidar, yatırımların fizibilitesi ve planlanması kavramlarını, eski Türkiye’nin kötü alışkanlıkları olarak görüyor. 1990’larda Prof. Erdal İnönü’nün siyasi iradesiyle temel bilimler tekrar ağırlık kazandıysa da 2000’lerde AK Parti’nin bakış açısı farklı oldu. AK Parti; eğitim, sağlık, enerji, tarım, hayvancılık gibi her şeyde olduğu gibi ‘yerli merkantilizm’ diyebileceğimiz bir bakış açısını bilim alanına da genişletti ve TUBİTAK’ı temel bilimler yerine uygulamalı araştırmalara yönlendirdi. Özellikle savunma sanayii, elektronik, telekomünikasyon alanlarındaki ihtiyaçların artmasıyla kaynaklar, TÜBİTAK’ı daha değerli hale getirdi. TÜBİTAK, bu geçişle birlikte bir kimlik bunalımına da girdi. Enstitülerden, birer firma gibi çalışmaları beklendi, bu da rekabet açısından sorunlu uygulamalara yol açtı.
Tarım, hayvancılık, sanayi gibi üretim ekonomisi yerine inşaat gibi hızlı ve çok kârlı sektörlere ağırlık verdiler. Burada belediyelerin de kendilerinden olmasından yararlanarak kamu arazilerini, imar rantlarını yandaşlara açtılar. Hatta Katar gibi yandaş ülkeleri de bundan yararlandırdılar. Tank-Palet Fabrikası satışı, Altay tankı, Atak helikopteri beceriksizliği hâlâ gündemde. Alınan borçları da pahalı yollar, köprüler, sözleşmeleri açıklanmayan şehir hastaneleri gibi projelerde savrukça harcadılar. Bunları yaparken tarım arazileri ve çevreyi de hoyratça kullandılar. Kendilerini eleştirenlere de ‘Paramız var ki ithal ediyoruz’ dediler. Kısacası uluslararası piyasalardaki ucuz ve bol dövizle içerden ve dışarıdan borçlanarak, paraları da inşaata ve betona gömerek büyümeyi gerçekleştirmek gibi kolaycı bir yöntemi tercih ettiler.
Binali Yıldırım’ın sözleriyle ‘Biz, para yağmur gibi yağarken sanki hiç ödemeyecekmişiz gibi bol bol almışız. Geri ödeme zamanı gelince nereden çıktı bu demeye başlamışız’. Ancak uzun süren iktidarlarının sonuna doğru borç bataklığının etkisini göstermesi ve uluslararası piyasada döviz borçlanmanın zorlaşmasıyla nihayet akıllarına geldi ki ‘yatırım, üretim, istihdam, ihracat’ demeye başladılar.
“EN AZ İKİ ROKETSAN’I OLUŞTURABİLECEK KADAR DEĞERLİ MÜHENDİSİMİZİ YURT DIŞINA KAYBETMİŞİZ”
En az iki ROKETSAN’ı oluşturabilecek kadar değerli mühendisimizi yurt dışına kaybetmişiz. ASELSAN’dan yaklaşık 2 bin, TAİ’den bin 600, ROKETSAN’dan 500 eleman, bu ülkelere gitmişler. Üstelik bu mühendisler, tecrübeli uzman mühendisler. Kamu mühendislerimizin özlük haklarının yıllardır geriye gitmesi, kamuda mühendislik hizmetlerini sürdürülemez hale getirmektedir.”
GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ve Yükseköğretim Kurulu bütçeleri üzerine söz alan İYİ Parti Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filiz ise şöyle konuştu:
“SULAMA PROJELERİ TAMAMLANSAYDI GÜNEYDOĞU’DA BİR HOLLANDA YARATILABİLİR, DIŞA BAĞIMLILIĞIMIZ ORTADAN KALKARDI”
“Kanal İstanbul’la uğraşacağınıza; Sudan’da, Venezuela’da toprak kiralayacağınıza bölgemiz için hayati önemi olan sulama projeleri tamamlansaydı Güneydoğu’da bir Hollanda yaratılabilir hem milyarlarca dolarlık tarım ürünü ihraç edilir hem de dışa bağımlılığımız ortadan kalkardı.
127’si devlet olmak üzere 209 yükseköğretim kurumu var ve bu kurumlarda toplam öğrenci sayımız 8 milyon 300 bin civarında. 32 bin 185’i profesör olmak üzere 132 bin civarında öğretim üyesi ve 52 bin civarında araştırma görevlisi bulunmakta. 20 yılda üniversitelerimiz o kadar kötü yönetildi ki dünya sıralamasında ilk 100’ü bırakın, ilk 500’e giren üniversitemiz yok. Nitelikli mezunlarımız az, onlar da yurt dışına gidiyor. 1,5 milyondan fazla işsiz mezunumuz var. İş bulamayan, psikolojileri bozulan, intihar eden gençlerimiz var. AK Parti’nin siyasi vesayeti üniversitelerde kabul edilemez şekilde devam etmekte; rektörler, donanımlı akademisyen adaylarının yerine, YÖK’ün uyarılarına rağmen kadro ilanlarına özel şartlar ekleyip adrese teslim atamalar yapmaktadır. Şahsım hükümeti gibi şahsım üniversiteleri yaratılmaktadır.”
Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı bütçesi üzerine söz alan İYİ Parti Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral da şunları söyledi:
“TÜİK’İ KAPATSANIZ SİZ DE RAHAT EDECEKSİNİZ BİZ DE RAHAT EDECEĞİZ”
“Doğu Anadolu’ya baktığımızda, kalkınmanın çok geciktiği aşikardır. Burada, AK Parti’nin 20 yıllık iktidarının ihmali olduğu kadar elbette önceki hükümetlerinde ihmali vardır. Ancak yıllardır DAP için bütçe çıkaran AK Parti iktidarına da ‘Bu paraları ne yaptınız’ diye sormak bizim hakkımızdır. Kalkınan bir bölge göç verir mi? Biz, vermez diye biliyoruz. Tersine göç olur, çünkü o bölgede istihdam vardır, refah ve huzur vardır. DAP kapsamındaki illerimize bakalım; Türkiye’nin en çok göç veren illeri buradadır. Kalkınan bir bölge Türkiye’nin büyümesine katkı sağlar mı sağlamaz mı? Biz ‘sağlar’ diyoruz ama TÜİK diyor ki ‘Son 3 yılda Türkiye’nin büyümesine en az katkı sağlayan illerin 12’si, yine DAP bölgesi illeridir’. TÜİK verilerine göre, yıllık ortalama eşdeğer hane halkı fert geliri en düşük olan illerimiz Bitlis, Muş, Van ve Hakkari’dir. Aslında TÜİK’i kapatsanız siz de rahat edeceksiniz biz de rahat edeceğiz.”