15 Ocak’ta gazetemizin Ankara temsilcisi Orhan Uğuroğlu’na yapılan saldırı sonrası İYİ Parti heyeti Yeniçağ Ankara temsilciliğimize geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Yeniçağ imtiyaz sahibi ve İYİ Parti İstanbul milletvekili Ahmet Çelik’in ev sahipliğinde yapılan ziyarette özgür basının önemine vurgu yapıldı.
İYİ Parti TBMM Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu Yeniçağ’a yaptığı ziyarette “Bu saldırılan özellikle Yeniçağ’a yapılıyor olmasını ve bunun aynı mihraktan kaynaklanmasını esefle kınıyoruz”dedi.
TATLIOĞLU’NUN AÇIKLAMALARINI TAMAMI ŞÖYLE
“Türk siyasi tarihe kara sayfa olarak geçecek bir dönem yaşıyoruz. Basına yapılan saldırılar var. Özellikle Yeniçağ’a yapılan saldırılar ve bunun aynı mihraktan kaynaklanmasını esefle karşılıyoruz. Siyasetin kendi mecrasından saptığını görüyoruz. Daha önce Sayın Ahmet Çelik’in aracına saldırıda, Orhan Uğuroğlu’na, Yavuz Selim Demirağ’a, Murat İde’ye yapılan saldırıya maruz kalmasını tekrar gündeme getirmek ve geçmiş olsun demek için nazik ev sahipliğinde bu ziyareti yapıyoruz.”
“BUNU BİLDİKLERİ İÇİN HÜR BASINA SALDIRIYORLAR”
"Siyaseti ve Türkiye’yi yönetenlerin, Türkiye’de her türlü can ve mal güvenliğinin en iyi derecede korunmasında sorumlu olanların sessiz, sağır kalması, Türkiye’nin iyi yönetilmediğinin göstergesidir. Türkiye’nin iyi bir yere götürme mücadelesi özgür basın olmadan sağlanamaz. Bunu da bildikleri için hür basına, değerli gazetecilere yapılan saldırıların amacı basının bu fonksiyonunu önlemek. Türkiye’yi istedikleri gibi yönetmek. Böyle bir arzuları var, bunu görüyoruz. Boğaziçi olaylarında da bunu gördük. Bu olayların hepsi bir bütün. Bizim de mücadelemiz daha özgür bir Türkiye mücadelesi."
“HÜKMÜ OLMAYAN BİR ŞEYİN HAZIRLANMASINA GEREK YOK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yeni Anayasa çalışmaları için bir davet alsanız hangi koşullarda bu davete katılırsınız sorusuna da yanıtlayan Tatlıoğlu “hükmü olmayan bir şeyin hazırlanmasına gerek yok” dedi. Tatlıoğlu şöyle konuştu
“Mevcut Anayasa var elbette bunu daha ileriye götürmek lazım. Türkiye’deki temel sorun bugün bu eksiklikler değil mevcuda uymama. Mesela Anayasa’nın 34. Maddesi toplantı ve gösteri için izin almayı gerektirmiyor ama Boğaziçi Üniversitesi’ndeki çocukların gösterisi bir memleket meselesi oldu. Bunların içerisinde olmaması gerekenler varsa bunu sağlamak devletin görevi. Böyle baktığımızda insan diyor ki bunları iktidar mı düzenliyor. Rektör atamasını bunun için mi yaptı? Buralardan toplumsal huzursuzluk noktalarını kaşıyarak bir siyasi rant mı devşirmek istiyor? Böyle bir yönetim olmaz. İhaleler şeffaf ilerlemiyor. Anayasa diyor ki bu ihaleler denetimli ve şeffaf yapılmalı. Bugünkü temel sorunumuz temel kanunlara uymayan bir saray, oligarşik bir yapı oluşmuş. Üniformalı paşalar sahada, vesayet sistemi var. 28 Şubat’ın daha nobran bir tarafı var. Meclis’te bütçe görüşmelerinde bunu gördük. Atanmış bakanların, parlamentoya yönelik söylemleri ciddi bir hakaret ve tehdit dolu. İçişleri Bakan Yardımcısının muhalefete yönelik sözleri yeni bir vesayet sisteminin olduğunun göstergesi. Bunu sarayın etrafındaki yapıda görüyoruz.”
