BBC Türkçe'nin haberine korona virüs salgını tüm dünyaya yayılmaya devam eden ve hız kesmeyen bir salgın olma halini sürdürüyor.
Dünya genelinde vaka sayıları 35 milyonu aştı. Virüs yüzünden hayatını kaybedenlerin sayısı ise kritik 1 milyon eşiğini çoktan geçti.
Bilim insanları korona virüsü yenecek bir aşı ve ilaç bulmak için gece gündüz çalışmaya bir yandan da virüsün yapısını ve bulaşıcılığını daha iyi anlamaya çalışmaya devam ediyorlar.
İngiltere'de yapılan yeni bir araştırma ise ortaya hem çarpıcı hem de korkutucu sonuçlar çıkardı. Araştırma korona virüs ve içe içe yaşadığımız hayvanlarla ilgili oldukça ilginç sonuçları açıklıyor.
İngiltere'de University College London (UCL) tarafından yapılan bir araştırma, insanlarla temas halinde olan 26 hayvan türünün korona virüse yakalanma riskine açık olduğuna işaret ediyor.
Uzmanlar, bunun hayvan türlerinin nesli için tehdit oluşturabileceği gibi, bu hayvanların bir "virüs rezervi"ne dönüşebileceği ve sonradan insanlara virüs geçirebileceğini söylüyor.
Korona virüs salgınının yarasalar arasında başladığı ve daha sonra muhtemelen karıncayiyenlerden insanlara geçtiği düşünülüyor.
EVCİL HAYVANLAR MASUM
Salgının başlangıcında Hong Kong'da bir köpeğin "hafif korona virüs belirtileri" göstermesi endişeye neden olmuş ancak sonradan uzmanlar, evcil hayvanların bir enfeksiyon kaynağı olabileceğine ilişkin kanıt bulunmadığını açıklamışlardı.
New York'taki Bronx Hayvanat Bahçesi'nde bakıcısından hastalık kapan bir kaplanın korona virüs testi pozitif çıkmıştı. Ancak uzmanlar, hayvanların korona virüs kapması konusunda "toplu bir histeri" yaşandığını söylemişlerdi.
Ancak yeni araştırma tüm bu bilgileri tersine çevirecek nitelikte veriler ortaya koydu!
UCL'in araştırması insanlarla düzenli olarak temas halinde bulunan hayvan türlerinin riske açık olduğunu gösteriyor.
Korona virüs hücrelere, dikensi proteinlerinin ACE2 reseptörlere tutunmasıyla giriyor.
UCL ekibi, mevcut bulgular ışığında, virüsün hayvanlara ACE2'ye bağlanmadan giremeyeceğine inanıyor.
215 HAYVAN İNCELENDİ
Araştırma ekibi bu nedenle 215 hayvandaki mutasyonları inceledi. Bu mutasyonlar, reseptörlerin insanlardaki versiyonlarından farklı olması ve virüsün dikensi proteiniyle reseptör arasındaki bağlanma istikrarının zayıflaması anlamına geliyor.
Sonuçları bilim dergisi Scientific Reports'ta yayımlanan araştırmaya göre koyun, şempanze, goril, orangutan ve cüce şempanzelerde virüsün dikensiproteini ile bu türlerin ACE2 reseptörleri insanlardaki kadar güçlü bir şekilde bağlanabiliyor.
Uzmanlar bununla birlikte bunun bazı türler için tamamen hipotezden ibaret olduğunu vurguluyor ve örneğin koyunlardaki enfeksiyon riskine özel bir çalışma yapılmadığını sadece dikensi proteinin, reseptöre tutunmasının incelendiğini söylüyor.
Raporun yazarı Prof. Christine Orengo, "Hangi hayvanların enfeksiyon riskine açık olduğunu görmek için deneysel olarak incelenen hayvanların ötesine bakmak istedik" dedi.
Prof. Orengo, tezleri için daha fazla araştırma yapılması ve bu hayvanların gözlemlenmesi gerektiğini belirtti.
SALGIN HASTALIK AÇIKLAMASI
Orengo "Salgın riskine açık olduğunu belirlediğimiz hayvanlar, soyu tehlikede olan hayvanları ya da çiftçilerin geçim kaynaklarını tehdit edebilir. Bu hayvanlar ayrıca vizon çiftliklerinde kanıtlandığı gibi bir virüs deposuna dönüşüp hastalığı insanlara bulaştırabilir" dedi.
Dünya üzerinde geçtiğimiz yıllarda görülen ve birçok insanın hayatını kaybetmesine ya da hastalanmasına sebep olan salgın hastalıkların bir kısmının hayvanlardan insanlara geçtiği biliniyor.
Bu hastalıklar arasında domuz gribi, kuş gribi, deli dana gibi salgınlar bulunuyor.
Korona virüs salgınının ilk günlerinde virüsün yarasalardan insanlara bulaştığının iddia edildiği zamanlarda sosyal medyada sıkça paylaşılan 'yarasa çorbası' fotoğrafı hala zihinlerde tazeliğini korumaya devam ediyor.
Korona virüs salgınıyla ve uzmanların yaptığı bu uyarılarla birlikte insanların hayvanlarla olan ilişkilerini, hayvanların ticari olarak satılması ve tüketilmesiyle ilgili alışkanlıklarında gözden geçirilmesi ve ileriki süreçte değiştirilmesi bekleniyor.