"İstanbul elden gitti" demek istemiyorsanız…
Sözün orijinali, "Bir deli kuyuya taş atmış, 40 akıllı çıkaramamış" şeklindedir ama AKP'li Esenler Belediye Başkanı'nın İstanbul seçimlerini etkilemek için Yunan iddialarını seslendirmesi de böyle bir durum oluşturdu! Kimileri yanlış tarihi bilgilerle cevap veriyor. Meselâ Çepnileri Trabzon'a Osmanlıların yerleştirdiğini söylüyor. Oysa Çepniler, 80 bin çadırla Trabzon sırtlarına geldiklerinde Osmanlı devleti Bilecik'te henüz kurulmamıştı. Kimileri konuyla ilgili kitap araştırıyor; tavsiye edilen kitap bir CIA ajanına ait çıkıyor! Kimileri de Esenler Belediye Başkanı'na kitap hediye edelim diyor, eden de oluyor!
Esenler Belediye Başkanı'nı cahil bir kişi mi zannediyorsunuz?
İstanbul seçimleri haksız, hukuksuz bir kararla yenileneceği sırada, Karadenizlileri Ekrem İmamoğlu'nun arkasından çekmek için planlı, programlı, tasarlanmış ve kurgulanmış bir psikolojik operasyon yapıyor adam... Neden anlamak istemiyorsunuz. Neden "hepimiz kardeşiz, ırkın ne önemi var" gibi beylik lafları entelektüel donanım sayıyorsunuz? Bu tür laflar, sizin cehaletinizi yansıtır, çünkü karşı taraf, istihbarat yöntemleri kullanıp halkın bilinçaltına hitap ederken siz ideolojik hafızanızda kalan kalıp cümleleri kullanıyorsunuz.
***
Bakınız, bu mesele sadece Türkiye'de değil, Yunanistan'da seçim kazanmak için kullanılmaktadır. Hem de 20 yıldır... Eski okurlar hatırlayacaktır, bu konu Çift Başlı Yılan adlı kitabımda da var:
2002 yılında Balkanlar gezisinde bizzat tanık oldum ki, Türk-Yunan sınırından itibaren İpsala'dan sonra 50'nci kilometreye kadar oluşturulan adı konulmamış tampon bölge, Kafkaslardan gelenlere verilmiş!
Gürcistan'dan gelip de Dedeağaç bölgesine yerleştirilenlere kilise yapmak istemişler, "Biz cami isteriz!" cevabı ile karşılaşmışlar... Gümülcine'ye bağlı Şapçı köy de Kafkasya'dan getirilenlerin ahşap evlere yerleştirildiği köylerden biri... Bunlara Pontuslu diyorlar ama gelenlerin Yunanlılık ile Rumluk ile ilgisi yok! Yunanistan, kazdığı kuyuya düşmüş durumda...
"Pontusluyum" diyene, Yunanistan'ın ev ve tarım arazisi veya büyük-küçükbaş hayvan verdiğini duyan gelmiş. Yunan hükümeti, "Pontus'tan Gelen Soydaşları Karşılama ve Uğurlama Merkezi" diye bir kurum oluşturmuş. Göçmenlere verilen talimat, yerleştikleri bölgede bulunan Türkleri rahatsız ederek kaçırmak... Fakat Pontuslu denilenlerin bir kısmı, Yunanlılar için "Gavur" diyor, Türklerle iyi geçiniyor.
PASOK, seçim zamanı uçaklarla Kafkaslardan önce Kıbrıs Rum Kesimi'ne, oradan da Selanik'e 1.5 milyon insan taşımış. Getirilen insanlara oturma izni ve bir yıl içinde oy kullanma hakkı tanınmış. 2000 yılı Mayıs ayında yapılan genel seçimlerde PASOK'un, Yeni Demokrasi Partisi'ni 50 bin oyla geçtiği, seçim gecesi 15 dakikada bir iktidarın iki parti arasında gidip geldiği düşünülürse, bu operasyonun Yunanistan'ın kaderi üzerinde ne kadar etkili olduğu anlaşılabilir.
Şobolas adlı Yunanlı gazeteci, bir televizyon tartışmasında, klasik bir tabiri kullanmış ve "İ polis ealo" demiş... "Şehir elden gitti" anlamına geliyormuş. Yunan kültüründe şehir, devlet demek... Türkçesi, "Memleket elden gitti" demek istemiş ve eklemiş, "Adı Yunanistan olan yabancı bir ülkede yaşıyoruz..."
***
Türkiye'yi de Yunanistan gibi adı Türkiye olan yabancı bir ülke zannedenler var. Yahu Anadolu, Atatürk'ün söylediği gibi ezelden Türk diyarıdır, en az yedi bin yıllık bir Türk beşiğidir. Bunu söylemekten korkarak nereye varacaklarını düşünüyorlar acaba?
Önce bunun bir istihbarat operasyonu olduğunu anlayın, sonra da ne yapmak gerektiği konusunda bu işleri bilenlere danışın lütfen! Yoksa İstanbul elden gider...