İktidardan deprem için ''kader'' çıkışlarıyla gerçeklerin üzeri kapatılmak isteniyor. 10 Mayıs 2018''teTürkiye yakın tarihin en büyük imar affını çoğunluğu AKP''li 217 milletvekilinin el kaldırmasıyla Meclis''te kabul ederek, çürük ve sorunlu binalara onay verildi. Bu da büyük yıkımın önünü açtı. Bir de buna denetimsiz yapılar eklenince felaket kaçınılmaz oldu.
Depremde ihmaller zinciri bununla da sınırlı kalmadı. Onca tatbikat yapıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AFAD merkezli önceden uyarı sisteminin hayata geçirildiğini duyurdu. Ancak deprem sırasında ne uyarı geldi, ne de deprem sonrası hızlı yardımlar. Depremde enkaz altından gelen yardım çığlıklarına zamanında ulaşılamadı. Bir de sosyal medya engellendi.
İşte art arda gelen ihmaller zinciri:
* İmar affıyla çürük binaların kullanılmasına onay verildi
* Denetim zafiyetiyle temelsiz, kolonları kesilmiş binalara göz yumuldu
* Fay hattı üzerine bütün uyarılara rağmen yol yapıldı, havaalanı yapıldı, ulaşıma darbe vuruldu
* Deprem sonrası yardım organizasyonu karmaşası yaşandı
* Depremzedeler için zamanında çadır kurulamadı, konteynerler getirilemedi, ısınmaları sağlanamadı
* Seyyar tuvalette geç kalındı, sağlık sorunlarına neden oldu
* Salgına karşı tetanoz, difteri ve Hepatit B gibi aşılarda sorun yaşandı
* Barınma sorunu çözülemediği için öğrenciler yurtlarından çıkarılarak oralara yerleştirilme yolu seçildi.
KÖTÜ ZEMİN YIKIM BAHANE DEĞİL
İEÜ İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, "Zemine göre proje hazırlayıp doğru bir şekilde uygularsanız, binanız depreme dayanır. Duvarı yıkıp cam takarsan, estetik görünsün diye binaya izinsiz eklemeler yaparsan, maliyet düşsün diye gerekli malzemeyi kullanmazsan, bina yeni de olsa depreme dayanmaz. Binanın yaşı değil, nasıl yapıldığı önemli. Zeminin kötü olması, yıkıma bahane olamaz" dedi.
SUÇ DEPREMİN DEĞİL
DEÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "Depremde sıvılaşmanın gerçekleşmesi nedeniyle özellikle Antakya ve Gölbaşı gibi yerleşimlerde hem can hem de mal kaybı ciddi boyutlara ulaşmıştır. Demek ki sıvılaşma tehlikesi ortadan kaldırılmadan bu binalar projelendirilip, inşa edilmiş. Depremin suçu yok. Suç bu yanlış işlerin altına imza atanlarda" dedi.
MADENCİLERDEN ANLAMLI NOT
Zonguldak''tan deprem bölgesi Hatay''a giden maden işçileri, konaklama için kullandıkları sınıfın tahtasına yazdıkları mesajda: Sizlerden bir isteğimiz var, derslerinize iyi çalışın, aranızdan çok iyi mühendisler çıksın ki güzel, sağlam binalar inşa edin. Edin ki başka analar, babalar, çocuklar ağlamasın, yetim öksüz kalmasın. Sizlere güveniyoruz.
''BEYLERİN KEYFİ YERİNDE''
AKP''li yöneticiler ve Maliye Bakanı Nebati''nin deprem bölgesindeki kahkahalı fotoğraflarını paylaşan CHP''li Tanal ''''Beylerin keyfi yerinde! ''Vicdan azabı çekeceğinize kahkaha atıyorsunuz'' notunu düştü.
Türkiye depremde yitirdiği canlarına gözyaşı dökerken, her gün enkaz altından çıkacak yeni mucizelere kulak kabartırken CHP İstanbul Milletvekli ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisonu Üyesi Avukat Mahmut Tanal dün sosyal medya hesaplarından çarpıcı iki fotoğraf paylaştı. Fotoğrafların birinde, deprem bölgesinde inceleme yapan AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş beraberindeki heyetle çadırkentte yaptığı ziyarette kahkaha atıyor. Diğerinde ise Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati''nin deprem bölgesindeki keyifli (!) sohbeti yer alıyor.
Bu duruma tepki gösteren CHP''li Tanal, Twiter''dan ''Beylerin keyfi yerinde'' diyerek şu paylaşımları yaptı:
''''Şanlıurfa''ya eprem için gelen AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AKP''li Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat ile Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi AKP''li Meclis Üyesi ve AKP Milletvekili Vekili adayı adayı, depremzede ziyaretinde bol bol kahkaha atıyorlar!
Şanlıurfa''da Erdoğan açıklama yaparken Binali Yıldırım''la öne geçme yarışına girişen Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de depremin yıkıma yol açtığı memleketinde ev ortamında, keyifli bir sohbete dalıyor! Beyler! Depremde binlerce canımız gitti. 10 binlerce kişi yaralandı. Hala enkaz altından çıkarılmayan vatandaşlarımız var. Bu neyin kahkahası? Bu neyin sevinci? İlk 2 gün depremzedeleri kendi kaderleriyle baş başa bıraktınız. Tek Adam rejiminin yol açtığı koordinasyonsuzluk nedeniyle arama kurtarma ekipleri zamanında deprem bölgelerine sevk edilmedi. İnsanlar enkaz altında "Kurtarın!" çığlıkları atarken enkaz başına giden ekiplerin doğru dürüst araç gereci yoktu. Depremin 8. gününde hala çadır, barınma sorunu yaşanıyor. Depremin ilk gününde anında harekete geçilmediği için, ölen canlar için vicdan azabı çekeceğinize kahkaha atıyorsunuz. Erdoğan''ın yanında kameralara görünmek için birbirinizi eziyorsunuz. Sizin bu davranışlarınız ne insanidir ne örf ve adetlerimize uyar ne de taziye ve yas adabına uyar! ''Asrın felaketi'' algısıyla deprem öncesi ve sonrasındaki sorumluluklarınızdan kaçacağınızı mı sanıyorsunuz?''''