İlk dama taşı Hamas idi ama hâlâ anlamayanlar var!

İsrail Başbakanı, Hamas saldırısına cevap olarak başlattıkları “Orta Doğu’yu değiştirme operasyonu”nu canlı yayında şöyle açıkladı:

“Bir yıl önce basit bir şey söyledim. Dedim ki ‘Orta Doğu’yu değiştireceğiz...’ Ve gerçekten de değiştiriyoruz. Suriye artık eski Suriye değil, Lübnan artık eski Lübnan değil. Gazze eski Gazze değil. Ve şeytanın başı İran da eski İran değil. Gücümüzün ağırlığını hissettiler. Suriye hakkında bir şey söylemek istiyorum. Suriye ile çatışmaya girmek istemiyoruz. Suriye’ye karşı İsrail politikasını, sahadaki gerçekliğe göre belirleyeceğiz. Unutmayalım ki onlarca yıl boyunca Suriye, İsrail’e karşı aktif bir düşman devleti oldu. Bize sürekli saldırdı. İran’ın Suriye üzerinden Hizbullah’ı silahlandırmasına izin verdi. Geçmişte olanların bir daha olmaması için bir dizi yoğun önlem aldık. Birkaç gün içinde Esad rejiminin onlarca yıl boyunca inşa ettiği yetenekleri imha ettik. Ve bunu Suriye topraklarından bir daha bize karşı bir tehlikenin yönelmesini engellemek için yaptık. Ayrıca Suriye’den Hizbullah’a silah sevkiyat yollarına da darbe vurduk. Bu, İran’ın Suriye üzerinden Hizbullah’a gönderdiği yeteneklerdir. Hizbullah lideri Naim Kasım bunu açıkça söyledi. Hizbullah, Suriye üzerinden askerî tedarik yolunu kaybetti. Bu sözler, İran eksenine verdiğimiz büyük zararın bir başka kanıtıdır. Ancak yine de bir uyarı yapmak istiyorum. Hizbullah’ın yeniden silahlanmasını önlemeye kararlıyız. Hizbullah ve İran’a çok net bir şekilde söylüyorum; bize zarar vermenizi önlemek için gereken her yerde ve her zaman sizinle savaşmaya devam edeceğiz.”

***

Şimdi fazla değil bir yıl geriye dönelim. Bu son süreç nasıl başladı? Hamas’ın İsrail’de sivillere saldırısıyla değil mi? Deniliyor ki “İsrail, kuruluşundan beri Filistinlilere saldırıyor. Süreç Hamas’ın saldırısı ile değil, İsrail’in saldırılarıyla başlamıştır. Dolayısıyla ‘süreci Hamas başlattı’ denilemez...”

Yalnız Hamas saldırısı ile başlatılan son süreçte, saldırının dama taşı gibi kullanılacağı belliydi ve İsrail, önce Hamas taşını, sonra Hizbullah taşını devirdi. Sonra bu iki güce destek veren İran taşını devirmese bile Suriye’de kanatsız kolsuz duruma getirmiş oldu. Hizbullah çekilip, Suriye’nin kalan ordusu da direnmeyince Rusya da çekildi ve IŞİD’den bozma HTŞ, İdlib’den Şam’a kadar yürüdü ve devleti teslim aldı! İsrail iki üç gün içinde Suriye’nin askerî alt yapısını ve devlet hafızasını yok etti. İşgal altında tuttuğu Golan tepelerinin Suriye tarafını da işgal etti.

Bu arada Türkiye’nin eline Emevi Camisi’nde namaz kılmaktan başka ne geçti? Kaldı ki Suriye bir İslam ülkesi idi, Şam’a giden herkes, Emevi Camisi’ne de gidebiliyordu.

Bu arada PKK, Amerikan baskısıyla Tel Rıfat ve Münbiç’ten çekildi. Böylece AKP iktidarına “Biz kazandık” deme şansı verdiler.

Buna karşı, Türkiye sınırındaki Kobani veya Aynel Arap’ta Rusların boşalttığı tesislere, Amerikan bayrağı çeken PKK yerleşti.

Peki, sonuçta kim kazandı? İsrail değil mi? İsrail, Suriye coğrafyasını en az 50 yıl kendisi için tehdit olmaktan çıkardı.

***

Nejat Eslen, HTŞ’nin Şam yürüyüşü için şöyle dedi:

“Savaş tarihinde böyle bir olay yaşanmadı. Yıllar önce ABD'nin İdlib'de depoladığı selefi cihatçı terör örgütü HTŞ, bir gün aniden harekete geçti ve Toyota pikaplarla, yolun dışına hiç çıkmadan Şam'a kadar Esad'ın ordusunu sanki kovaladı. Bu harekâtta, Şam yolunda, çatışma değil, trafik kazası bile olmadı.

Amerikan basını sürekli Suriye'deki gelişmelerde baş aktörün Türkiye ve Erdoğan olduğunu yazıyor.

Aynı basın Amerika'yı geri plana çekiyor. Trump ise zaten ‘bu bizim savaşımız değil, Suriyelilerin iç sorunu’ demişti. İleride Suriye coğrafyasında sorunlar çıkarsa ki çıkması mümkündür ve doğaldır. O zaman Türkiye suçlanacaktır.”

Yazarın Diğer Yazıları