İlaç şirketleri Amazon ormanlarında ne arıyor?

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Almanya'nın yeni tip korona virüs bağlamında Türkiye'yi "risk bölgesi" olarak sınıflandırmasını, "Politik, ekonomik gerekçeleri olabilir. Her zaman söylüyorum, ikinci dalga ekovirüs şeklinde geliyor, o yüzden her ülke kendi önlemini almak istiyor. Avrupa ülkeleri, paranın Avrupa sınırları içinde kalması için önlem almış olabilir. Tabii bunu dolaylı şekilde yapıyor, net bir şekilde söyleyemiyor olabilirler." diye değerlendirdi.

Peki ama Türkiye'nin açıkladığı rakamlarda hiç mi kusur yok? Meselâ, akciğer tomografisi ile korona tanısı konulmuş ama henüz test sonucu gelmeden vefat etmiş hastaların, ölüm belgelerine "viral pnömoni" diye yazılıyor ve bunu da ilgili herkes biliyor. Bu uygulamadan dolayı ölü sayısı gerçeği yansıtmıyorsa, sorumlusu Almanya değil ya!

***

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise yeni tip korona virüs için aşı üretme konusunda yürütülen projelerin tamamının olumlu şekilde, dünyayla başa baş gittiğini belirterek, "Hatta dünyadan farklı inovatif metotların denendiği çalışmalarımız var. Bilim insanlarımızın, dünyaya öncü olacak işler yapacağına inanıyorum. Belki ilk aşıyı dünyaya ilan etmeyiz ama en iyi aşıyı bulabiliriz." dedi.

Salgının sebebi, bilimsel olarak halen aydınlatılmış değildir. Sebep bilinmeden, tespit edilen virüse karşı aşı geliştirmek hiçbir işe yaramayabilir. Çünkü virüsün doğal yollardan bin yılda geçireceği mutasyonun şimdi günlere düştüğü söyleniyor. Bundan da Covid-19'un bir laboratuvar virüsü olduğu sonucu çıkıyor. Kısacası aşılar, daha üretilmeden faydasız hale gelecektir. Bu itibarla, aşıdan ziyade ilaç üzerinde araştırma yapmak, daha etkili olabilir.

Bir de ABD merkezli ilaç şirketleri, kendilerine dünyada hiçbir güven olmadığını biliyor ve bu sebeple, daha şimdiden aşıyı Hindistan gibi ikinci ülkelerde ürettiriyor! "Şimdi aynısını Türkiye'ye de yaptırabilirler." diye derin bir kuşku var. Bu kuşku, iktidarların, ekonominin hatta kültürün her alanında küresel şirketlerle işbirliği yapması ve onların taleplerini yerine getirmesinden kaynaklanıyor.

Şeker fabrikalarını kim kapattırdı? Yeşilçam film sektörünü kim öldürdü? Aşı üreten Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü'nü kim kapattırdı?

Dolayısıyla, aşı konusunda da 7'den 70'e herkes uyanık olmak zorundadır.

***

Amazon ormanlarındaki yerlilerin durumu ile ilgili haberde çok ilginç bir veri var. Anadolu Ajansı'nın Amazon Watch adlı kurulan aldığı bilgilerle derlediği habere göre Brezilya'nın ve dünyanın en büyük yağmur ormanlarından Amazonlar'da, ormansızlaşma devam ederken, yerli halk arasında 2 bin 640'tan fazla vaka ve en az 252 can kaybı bulunuyor.

Kâr amacı gütmediği, yağmur ormanlarını ve yerli halkların haklarını korumak için kurulduğu söylenen "Amazon Watch" programının yönetim koordinatörü ve Brezilya'nın kuzeydoğusundaki Tuxa halkının bir üyesi olan Dinaman Tuxa, "Tuxa halkı, kendini izole etti. Dışarıdan kimsenin girmesine izin verilmiyor ve herhangi bir kişinin dışarı çıkmasını da engellemeye çalışıyorlar." dedi.

Gelecekteki bir salgının tedavisinin kendi topraklarından çıkabileceğini ileri süren Tuxa, yerli toplulukların geleneksel bilgisine işaret ederek "Büyük ilaç şirketleri topluluklarımıza giriyor, haklarımızı tanımadan geleneksel bilgi ve bitkilerimizi öğreniyor ve onları şehirlere götürerek kendi keşifleri olduğunu söylüyor..." yorumunu yaptı.

Yani o büyük denilen ilaç şirketleri, araştırma orduları kurmalarına rağmen, yerli kabilelerin binlerce yıl içinde geliştirdiği doğal ilaçları kendilerine mal ediyor! Fikri mülkiyet hırsızlığı yapan bu şirketlere güven olur mu?

Yazarın Diğer Yazıları