Bu dizilerde her bölümde hem çeteler arasında, hem de emniyet güçleriyle çatışmalar yaşanıyor. Bazen üçü bir arada çatışıyor. Kaçırılan, rehin alınanların sayısını artık akılda tutmak mümkün değil. Suç makinesine dönüşenler sadece erkekler değil, kadınlar da öldürüyor ya da öldürtüyor. Yasak aşklar zaten sıradan bir olay. Tabii, kadına şiddet de hiç eksik olmuyor. En önemlisi entrikalar... Herkes “en cin” fikirlerle diğerinin kuyusunu kazıyor. Her akşam bunlarla yatıp kalkan bir toplumun ruhsal durumu sağlıklı olabilir mi? Sosyal medyada sıklıkla anılan Adile Naşit ve Münir Özkul’lu geniş aile filmlerine ve bunlardaki dayanışmaya duyulan özlem, nefret duygusunun toplumun tüm katmanlarına yayılmış olmasının eseri, değil mi? Belki, RTÜK işe buradan başlamalı.