"Dünyanın en kötü kokan meyvesi" olarak bilinen durian bu öldürücübbesinlerden biri. Nitekim durianın en fazla tüketildiği ülkelerden biri olan Endonezya''da böyle bir kişi hayatını kaybetti.
Yüksek tansiyon hastası olduğu bildirilen bir kişi, 500 gramdan fazla durian tükettikten sonra kan basıncındaki yükselmenin damarlarında yırtılmaya sebep olmasıyla yaşamını yitirdi. Çok fazla durian tüketimi nedeniyle ölen kişilerin birçok örneği bulunuyor.
Dünyanın en acı biberi olarak bilinen Ejderha Nefesi de öldürücü besinlerden. Bugüne kadar bu biberi deneyenler var ancak uzmanlar Ejderha Nefesi''nin içindeki kapsaisin miktarının yiyen kişinin hava yolunu tıkayıp anafilaktik şoka girmesine sebep olabileceğini belirtiyor.
Acı biberleri ölçmek için kullanılan Scoville ölçeğinde 2,48 milyon puanı olan Ejderha Nefesi, en acı biberlerden olan jalapeno''dan 300 kat fazla acı.
Ravent ya da ışkın diye bilinen meyvenin sapları tek başına veya birçok meyveli tatlının içinde zevkle tüketiliyor. Fakat bu bitkinin yaprakları güçlü bir zehir taşıyor.
Işkın yapraklarını yiyen kişilerde solunum güçlüğü, nöbet, böbrek yetmezliği ve bazı durumlarda ölümle sonuçlanabiliyor. O sebeple sadece sapları tüketilmeli.
Japonya''da fugu diye bilinen zehirli balon balığı, doğru şekilde hazırlanmazsa tüketenleri zehirleyip öldürme riskine sahip. Fakat özel lisanslı şeflerin hazırlayabildiği fugunun farklı türlerinde zehir keseleri farklı yerlerde oluyor.
Bu nedenle profesyonel aşçılar için bile fuguyu temizleyip yemeye hazır hale getirmek oldukça zor. Riskli kısımlar yenildiğinde vücutta uyuşma ve titreme, nefes almada zorluk, konuşamama ve boğulmaya bağlı can kayıpları görülüyor.
Bilim insanlarının dünyanın en besleyici yiyeceği olarak duyurduğu badem, aynı zamanda çok da tehlikeli bir zehir kaynağı. Özellikle çiğ acı badem, siyanür dolu bir besin. Bu zehrin etkinliğinin ortadan kalkması için acı bademin belli derecelere kadar ısıtılması gerekiyor. Evdeki fırınlarınızda bu işlemi yapamayabilirsiniz.
Acı bademi çiğ yediğinizde aldığınız siyanür miktarı da sizi çok fazla endişelendirmesin. CDC''ye göre bademden zehirlenmek için çok fazla miktarda yenmiş olması gerekiyor.
Yaz meyvesi kirazı yediğiniz zaman çekirdeklerini ağzınızda çok uzun süre tutmamaya çalışın çünkü kiraz çekirdeği hidrojen siyanür adı verilen zehirli bir bileşik içeriyor.
Fakat bu sizi çok da fazla endişelendirmesin. Çünkü kirazdan zehirlenmek için gerçekten çok fazla kiraz yemeniz gerek. 75 kilogram civarında bir yetişkinin günlük 703 miligrama kadar hidrojen siyanür tüketmesinde bir sakınca görülmüyor. Bu da yüzlerce kiraz çekirdeği demek oluyor.
Kayısıyı yedikten sonra çekirdeğini kırıp içinden çıkan badem benzeri yemişi yemeyi çoğu kişi sever. Fakat ne yazık ki şeftali, kayısı, elma gibi meyvelerin çekirdekleri, siyanür üreten amigdalin adlı bir bileşik içeriyor.
Bu çekirdekleri çok fazla tüketirseniz, baş dönmesi ve kusma, yüksek tansiyon, böbrek yetmezliği, koma ve hatta ölüm gibi korkunç sonuçlar ile karşılaşabilirsiniz.
Çikolata yediğinizde 10 kilogramı aşmamaya çalışın. Zira 10 kilodan fazla çikolata yemek, zehirlenme ve ölümle sonuçlanabiliyor.
Ülkemizde Meksika fasulyesi olarak da bilinen kırmızı barbunya cinsini asla çiğ tüketmemek gerekiyor. Çünkü çiğ barbunya fitohemagglutnin adı verilen bir toksik madde bulunduruyor.
Bu madde kusmaya ve baş ağrılarına neden oluyor. Fakat fasulyeler doğru pişirildiğinde bu madde ortadan kayboluyor.
Sağlık deposu domatesin zehirli olabileceği akıllara gelmez. Fakat biyolojik olarak meyve sınıfında olan domatesin yeşil yapraklarında ve saplarında solanin adı verilen bir tür toksin bulunuyor.
Bu toksin mide bulantısına, karın ağrılarına ve kaygıya sebep oluyor.
Aynı zehirli madde çimlenmeye başlamış, yeşermiş patateslerde de oluşuyor. O nedenle patatesin filizlenip yeşermişinden uzak durmak gerek.
Henüz olgunlaşmadığı için yeşil olan patateslerin benzer etkilere neden olup olmadığı ise uzun süredir süren tartışmaların konusu.
Bütün bir muskat cevizini yemek ise bir tür psikoza sebep olabiliyor.
Sannakji, ahtapottan yapılan bir tür suşi. Özelliği ise hayvanın pişirilmeden yenilmesi. Bu da her ne kadar ölmüş olsa da ahtapotun sinirlerinin hala aktif olduğu, kollarının hala kıpırdadığı ve daha da önemlisi dokunaçlarının halen vakum yapabilmesi anlamına geliyor.
Dünyada her yıl altı kişi sannakji yerken boğazlarına yapışan ahtapot vakumları sebebiyle boğulup ölüyor.
Bir diğer tehlikeli deniz ürünü de kabuklular. Bu canlılar yeterince pişirilmez veya çiğ tüketildiğinde özellikle tehlike arz ediyor çünkü denizdeki mikropları ve zararlı bakterileri bünyelerine çekip hapsetme gücüne sahipler.
Özellikle çiğ istiridyeler çok tehlikeli. Buna bir de kabuklu deniz ürünlerinin en yaygın alerjen olduğunu da eklerseniz çok daha dikkatli olma gereği ortaya çıkıyor.
Zehirli besinler denildiğinde akla ilk gelenlerden biri de elbette mantar. Dünya üzerinde yüzlerce mantar türü var ve bunların bazılarının tüketilmesi tamamen güvenli ve sağlıklıyken bazıları da yiyeni kısa süre içinde zehirleyip öldürebilme gücüne sahip. Özellikle nereden toplandığı bilinmeyen, analizlerden geçmemiş bayat ve rengi soluk mantarların asla tüketilmemesi gerekiyor.
Hatta Türkiye’de köygöçüren diye bilinen bir mantar türü, Türkiye''de ve dünyada meydana gelen mantar zehirlenmesi kaynaklı ölümlerin yüzde 90-95''inden sorumlu.
Ackee, Jamaika''da çok yaygın bir meyve. Hatta Kalınmamalılar milli yiyeceği denebilir. Ancak bu meyve yeteri kadar olgunlaşmadan tüketildiğinde çok tehlikeli olabiliyor.
Olgunlaştığında kızaran ackee, olgunlaşmadan önceki sarı halinde hipoglisin A adı verilen bir toksin içeriyor. Bu madde kusmaya, hipoglisemiye hatta ölüme neden olabiliyor. Meyvenin siyah çekirdekleri ise her şekilde çok zehirli.
Çok fazla sosis yemek içindeki malzemeler sebebiyle sağlıksız olabilir ama sosisin çok büyük sayıda insan için ölüm sebebi olduğunu öğrenmek de sizi şaşırtacaktır. Özellikle üç yaş altı çocuklarda boğulma kaynaklı ölümlerin bir numaralı nedeni sosismiş.
30 FARKLI HASTALIK SALGINI TESPİT EDİLDİ
Sağlıklı beslenme amacıyla bol bol tüketilen çiğ filizler, özellikle de alfalfa filizleri, bakterilerin üremesi için çok uygun bir ortam sunuyor. Geçtiğimiz 20 yılda, bu tür filizlerin tüketilmesinden kaynaklı 30 farklı hastalık salgını belirlenmiş durumda.
Çiğ filizlerin taşıdığı bakteriler arasında Salmonella ve E. Coli gibi tehlikeli olabilecek türler de bulunuyor. (Hürriyet/ Lezizz)