Hangi şirketin kurtarılacağını Saray'a yakınlık mı belirliyor?

Hangi şirketin kurtarılacağını Saray'a yakınlık mı belirliyor?

Simit Sarayı’nın Ziraat Bankası tarafından kurtarılma girişimi, borç krizini yeniden gündeme getirdi. 2016’da Kredi Garanti Fonu kredileriyle ertelenen borç krizi bugün hızla büyürken, takibe düşen borç 1 yılda yüzde 100 arttı. Enerjinin takipteki borcu neredeyse 3’e katlandı. Kimlerin kurtarılacağına ise şirketlerin Saray’a olan yakınlığına göre belirlenmesi dikkat çekiyor.

Simit Sarayı'nın Ziraat Bankası tarafından yüzde 51'nin satın alınma girişimi, şirketlerin borç krizini yeniden gündeme taşıdı. Borç krizi hızla kamusallaşan bir noktaya doğru giderken, takibe düşen borç 1 yılda yüzde 100 arttı, enerjinin takipteki borcu neredeyse 3’e katlandı. Kurtarılacak şirketlerin Saray'a olan yakınlığa göre belirlenmesi ise dikkat çekiyor. 

Birgün'den Ozan Gündoğdu'nun haberine göre, AKP iktidarı, 2016-2018 arasında belirginleşen borç krizini Kredi Garanti Fonu (KGF) uygulamasıyla 2018 sonuna kadar erteledi. Bu yıllarda borca batık şirketlerin borçlarını sürdürebilmesi için bankalara KGF aracılığıyla garanti verildi.

KGF güvencesiyle kredi musluklarını açan bankalar, zaten borçlu olan şirketlere yeni borç dağıtmaya başladı. Beklenen bu borçla yeni yatırımların yapılması ve büyüme motorunun yeniden çalışmasıydı, ancak beklenen olmadı, KGF kredileri eski borçları kapatmak için kullanıldı. Ancak ilgili yıllarda kredi balonu şiştikçe şişti. 2016 Ocak ayında 1 trilyon 462 milyar TL olan kredi hacmi kur şokunun yaşandığı 2018 ağustos ayında 2 trilyon 587 milyar TL’ye yükseldi. Böylece toplam kredi hacmi 2,5 yıl gibi kısa bir süre içinde yüzde 77 arttı. Bugün hem şirketler hem de hane halkı yüksek borçluluğun pençesinde.

Buna karşın AKP’nin yüksek borçluluğa ilişkin politikası 2019 yılıyla beraber sinyallerini vermeye başladı. Partiye yakın isimler kamu bankaları aracılığıyla borçtan kurtarılırken, siyasi ilişkilerin bir çeper dışındaki şirketlerin payına iflaslar ve konkordatolar düştü. Çünkü kamu bankaları tüm sektörleri kurtarmaya yetecek büyüklükte birikime sahip değildi.

Kurtarılacak şirketler için iddialar ise sürüyor. Ancak borcunu ödeyemeyen tüm şirketlerin kurtarılması mümkün mü? Son 1 yılda ülkede faaliyet gösteren başlıca sektörlerin takibe düşen kredilerine mercek tuttuk. Takipteki kredilerin en az arttığı sektör olan tarımda dahi artış oranı yüzde 56. Buna karşılık borca batık enerji sektörü borç krizinin en sert yaşandığı kesim. Bu sektörde takibe düşen kredilerin 1 yıldaki artış oranı yüzde 174. Öte yandan özellikle kamu bankaları eliyle krediler henüz takibe düşmeden yapılandırıldığı için artış oranlarında buzdağının görünmeyen yüzü de olduğunu belirtmek gerekir. Buna rağmen tablodaki başlıca sektörlerin takipteki borç tutarı 57 milyar TL’den 101,3 milyar TL’ye yükseldi. Diğer sektörler ve tüketici borçlarındaki takibe düşen krediler de eklendiğinde toplam takibe düşen borç tutarı 139,4 milyar TL’ye çıkıyor.

Takipteki Krediler 2018 2019 Artış Oranı

TARIM: 3,2 milyar TL 5 milyar TL yüzde 56

MADENCİLİK: 1 milyar TL 1,6 milyar TL yüzde 60

SANAYİ: 14,3 milyar TL 27,5 milyar TL yüzde 92

ENERJİ: 4,7 milyar TL 12,9 milyar TL yüzde 174

İNŞAAT: 11,1 milyar TL 19,5 milyar TL yüzde 76

PERAKENDE: 14 milyar TL 24,4 milyar TL yüzde 74

TURİZM: 3 milyar TL 6 milyar TL yüzde 100

TAŞIMACILIK: 2,7 milyar TL 4,4 milyar TL yüzde 63

*veriler BDDK’nin 2018 ve 2019 ekim aylarına ilişkindir.

**Yuvarlamalar nedeniyle gerçeğe en yakın tutarları göstermektedir

KREDİ NE ZAMAN TAKİBE DÜŞER?

Bankaya olan borcun anaparası ve faizinin vadesi üzerinden 90 gün geçmesine rağmen borca ilişkin yükümlülük yerine getirilmemişse borç takibe düşer. Ancak özellikle kamu bankalarının takibe düşen kredi tutarını daha fazla yükseltmemek için 90 günlük gecikme sürecinde krediyi yapılandırarak bu tutarı düşürdüğü biliniyor. Başka bir deyişle takipteki kredilerdeki bu tutarlar buzdağının görünen yüzünü oluşturuyor.