Türkiye’deki “sürekli ve ucu açık operasyon dalgası” en son yine gazetecileri vururken, Akdeniz’e kıyısı olan Arap ülkelerinde kanlı isyanlar yaşanırken bir Polyanna sahnesi gördük.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, aniden Mısır’a gidiverdi!..
Türkiye Cumhuriyetinin devlet başkanını böyle tehlikeli bir bölgeye götüren sebep ne olabilir?.. Devlet Başkanı böyle bir ortamda Polyannacılık oynama(!) hakkına sahip midir?
Bir yıl sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi ihtirası mıdır? Böyle ise, bu yeterli bir sebep sayılabilir mi?
İşin başka bir boyutu daha var...
Gül ve onun zihniyeti, sözde, “darbelere karşılar!”
Amaa..
Mısır’da “halk isyanı görünümlü bir askeri darbe” yapılmış, Hüsnü Mübarek’in yerine iktidara Mareşal (!) Tantavi oturmuş, bizim cumhurbaşkanı da aniden onu ziyarete gidivermiş..
Polyanna öyküsüne bakar mısınız?
Türk milletine “darbelere karşıyım” de, “halk-demokrasi” nutukları at, sonra da kalk, askeri darbenin başını ziyaret için Kahire’ye git!
Allah Allah!..
Aslında şaşmamak gerekir.
Çünkü, 12 Eylül darbesine de karşıyız deyip, darbeci Orgeneral Evren’i Çankaya Köşkü’nde ağırlayan o!..
“Darbeye, muhtıraya karşıyız” deyip, 28 Şubat MGK bildirisine de imza atan o!..
Mısır halkını destekleyip, halka darbe yapan Mareşali ziyarete giden o!..
Herhalde inandırıcı bir açıklama yapılır. Tekrar soruyorum:
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü böyle bir ortamda aniden Mısır’a götüren güç nedir?..
Uçak gemisiyle halk devrimi!
Bu arada, Cumhurbaşkanı Gül kadar Başbakan Erdoğan’ın da “halk devrimi” diye propaganda ettiği Arap ülkelerindeki isyanların gerçek yüzü ortaya çıkıyor.
Şöyle ki.
Halkın vitrine sürüldüğü ABD operasyonlarının sonuncusu Libya’da denendi.
Kaddafi diğer diktatörlere benzemeyip direnince, “halkın demokratik isyanı” numarası da tutmadı.
Peki, “halk devrimi” propagandası yapan ABD ne yaptı?.. Bildiğiniz gibi Akdeniz’deki 6. Filosunu, yani nükleer uçak gemilerini Libya’ya gönderdi!.. Bugünlerde de, “muhalifleri silahlandıracağım” diyor.
Şimdi anlaşıldı mı durum?
Halk devrimi miymiş, ABD darbesi miymiş?..
AKP zihniyetinin desteklediği halk mıymış, darbeciler miymiş?..
HAYAT DEĞİRMENİ
Palavra açıklamalara karşı “Milli Görüşçü” Yâsin Hatipoğlu’nun şiiriyle yanıt veriyorum:
Haps ettiğin insanlara bir bak hele, meydanlara sığmaz
Zulm etmeği düstûr edişin; böylesi, iz’anlara sığmaz
İz’ansıza hürriyeti târif edemem, ülfeti yoktur,
Beynimdeki efkârımı hapset hadi, zindanlara sığmaz!..
