DHA’nın haberine göre; Son 10 yıldır yaygınlaşmaya başlayan bu yöntem sayesinde kadavra bağışının çok az olduğu ülkemizde, kornea bekleyen daha çok hastaya şifa şansı doğduğunu anlatan Göz Kliniği Sorumlusu Doç. Dr. Yusuf Yıldırım, “lameller kornea cerrahisi” sayesinde, kadavradan alınan korneayı mikron düzeyinde iki katmana ayırdıklarını ve nakil bekleyen hastalarda, korneanın ön ve arka bölgesindeki hastalıklara göre iki farklı bölgeye ayrı ayrı nakledildiklerini söyledi.
Doç. Dr. Yıldırım, böylece tek bir kadavra bağışı ile uygun olan hastalar seçildiği taktirde, 4 kişinin görme yetisine kavuşabildiğini vurguladı.
Göz küresinin en ön kısmında yer alan, renksiz, kubbe şeklindeki dokuya kornea adı veriliyor. Dış dünya ile göz arasındaki bağlantıyı sağlayan kornea, görüntünün algılanması için gereken ışığın, göze ilk iletildiği ve kırılmaya uğradığı bölge. Toplumun büyük bir kısmı korna naklini ‘gözün tamamen nakledilmesi’ sansa da aslında kadavranın gözündeki sadece şeffaf tabaka organ bekleyen hastalara naklediliyor. Korneanın doğuştan veya sonradan dışa doğru kıvrılmasıyla meydana gelen şekil bozukluğu olan keratokonus, doğuştan kornea yapısının bozuk olduğu bazı hastalıklar, kornea dokusunun incelmesi veya yırtılması, enfeksiyon, fiziksel travma gibi etkenler nedeniyle korneanın zedelenmesi gibi pek çok nedene bağlı olarak korneada meydana gelen doku veya fonksiyon kaybı sonrası oluşan görme bozuklukları, hatta tam görme kaybının tedavisi için kornea naklinden başka seçenek kalmıyor. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Göz Kliniği Sorumlusu Doç. Dr. Yusuf Yıldırım, dünyada milyonlarca, ülkemizde de binlerce hastanın kornea nakli beklediğine işaret ederek “katmanlı kornea nakli" olarak bilinen yöntemin daha çok hastaya şifa verme şansı doğurduğu için çok önemli olduğunu söyledi. Doç. Dr. Yıldırım, geçtiğimiz Mart ayında kendi kliniklerinde aynı gün içinde tek bir korneadan iki hastaya gerçekleştirdikleri nakil operasyonuyla ilgili de önemli bilgiler verdi.
KORNEANIN ÖN VE ARKA BÖLGESİ AYRILIYOR
Tam kat kornea naklinin genellikle travma geçirmiş kornea kesisi olan vakalarda gerçekleştirildiğini anlatan Doç. Dr. Yıldırım, kornea naklinin sanıldığı gibi “göz nakliö olmadığını vurgulayarak “Sadece kornea dediğimiz saydam tabakanın değişmesi olarak tanımlayabiliriz. Son dönemlerde bir kadavranın sadece bir gözünden aldığımız korneayı iki farklı hastada değerlendirebiliyoruz. Korneasının ön bölgesi bozuk olan hastalıklara, donörden alınan korneanın sadece ön bölümünü zar şeklinde naklediyoruz. Yine arka bölgesindeki 15 mikronluk zarı da korneanın arka bölgesindeki hasarlar için kullanabiliyoruz. Yani bir kadavranın iki korneasından 4 hastaya umut, ışık olabiliyoruz. Lameller kornea cerrahisi dediğimiz bu yöntemde katmanları ayrı ayrı nakletme sürecini, özellikle endotel dediğimiz, korneanın en iç tabakasını tutan hastalıklarda kullanabiliyoruz. Yine keratokonus hastalarında korneanın ön tarafı bozuluyor. Bu hastalarda sadece ön tarafı değiştiriyoruz. Geçirilmiş enfeksiyon durumlarında da eğer gözün kornea dediğimiz saydam tabakasının arka kısmı tutulmadıysa, sadece önde problem varsa, yine aynı şekilde lameller keratoplasti tekniklerini uygulayabiliyoruz. Bu yöntemde, tam kat kornea nakline göre iyileşme süreci de daha hızlı oluyor. Organ reddi riski de çok daha az oluyor. Bunun için uygun hastanın seçilmesi oldukça önemli" dedi.
TEK KORNEADAN AYNI GÜNDE İKİ HASTAYA ŞİFA
Korneanın tüm tabakalarını tutan problemlerde bu yöntemin uygulanamayacağına dikkat çeken Doç. Dr. Yıldırım, “O zaman tam kat kornea nakli dediğimiz nakilleri yapmak gerekiyor. Kornea nakli açısından bir yaş sınırımız yok ama bebeklik döneminde çok tercih etmiyoruz zorluklarından dolayı. Genel olarak çocukluktan, genç erişkinlik dönemine, yaşlılık dönemine kadar kornea nakilleri ve lameller keratoplastiler güvenle uygulanabilir. Hastalarımızdan Nadide Hanım da bu yöntemi uyguladığımız kişilerden biri. Geçirdiği bir ameliyat sonrası korneasının arka bölgesinde problem oluşmuştu ve sol gözünde ciddi bir görme kaybı vardı. Kadavra vericisinden alınan korneanın arka bölgesini naklettik. Yine aynı gün, keratokonus hastası olan genç hastamıza da aynı korneanın ön bölgesini naklettik. Böylece bir kadavranın bir kornasını kullanarak, 2 hastamızın görmesini sağladık" diye konuştu.
“KOMŞULARIM ‘AYNI GÖZ RENGİNİ NASIL TUTTURDULAR?’ DEDİ"
Çanakkale’de yaşayan Nadide Sezen (68), geçtiğimiz yıl geçirdiği bir ameliyattan sonra sol gözünde görme kaybı yaşamaya başladı. Korneasında hasar olduğu tespit edilen Sezen’e kornea nakli gerektiği söylendi. İstanbul’a gelen Sezen, yarım saatlik operasyonla görmesine kavuştu.
Sezen, “İlk söylediklerinde korktum tabii. Gözümün tamamen değişeceğini zannettik. Ama sonra geldik, Yusuf Hocam sağ olsun bilgilendirdi ve 45 dakika sonra operasyondan çıktım, bandımı aldı, 2 saat sonra görmeye başladım. Memlekete döndüğümde komuşlarım, ziyarete gelenler falan gözümün tamamen değiştiğini zannettiler, aynı renk gözü nasıl bulmuşlar diye soranlar oldu. Onlara da anlattık kornea naklinin göz nakli olmadığını, üstünün bir tabakasının değiştiğini. İnsan başına gelmeden, bunları yaşamadan bilemiyor organ bağışının ne kadar önemli olduğunu" dedi. 22 yaşındaki Emrican Keskin de keratokonus hastalığı nedeniyle bir yıl içinde sağ gözünde görme kaybı yaşadığını anlatarak “Sağ tarafımda görüş hiç olmadığı için hep bir boşlukta hissediyordum. Sol tarafımla idame etmeye çalışıyordum hayatımı. Farklı teknikler denendi, lensler denendi, ameliyat olmadan da çözüm olsun diye uğraştık ama işe yaramadı. Mart ayında kornea nakli yapıldı. Şu an çok daha iyi görüyorum. En azından denge sorunu yaşamıyorum artkı” diye konuştu.