Mart 2023.
Yer: Belçika''nın başkenti Brüksel.
Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında İsveç ve Finlandiya''nın NATO üyeliğine yönelik üçlü zirve yapılıyor.
Görüşmede Türkiye''yi, Dışişleri Bakanı Yardımcısı Burak Akçapar ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın temsil ediyor .
Masada, NATO Türk Askeri Temsil Heyeti Başkanı (TMR) Hava Tümgeneral Göksel Kahya ve NATO yetkilileri de yer almaktalar.
*
Göksel Kahya''nın rütbesi fotoğraflarda "Korgeneral" olarak görünse de aslında Kahya''nın rütbesi "Tümgeneral"di.
"Korgeneral" rütbesinin yurtdışı görevi nedeniyle "itibari rütbe" olarak verildiği öğrenildi.
*
Bu toplantıda Hava Korgeneral Göksel Kahya''nın boş çay bardaklarını topladığı görüntüleri devletin haber ajansı olan "Anadolu Ajansı"nca dünyaya servis edildi.
Düşünün bir kere;
"TSK''yi NATO''da temsil eden korgeneral boş bardak topladı."
Bir değil, hem de iki kez yaptı bu işi.
Bir NATO toplantısında ülkemizi ve TSK''yi temsil ediyorsanız bu yapılan asla kabul edilemez.
*
Anadolu Haber Ajansı bu görüntüleri bilinçli bir şekilde dünyaya servis ederken;
"Türkiye''de generaller görüntüde görüldüğü duruma getirildiler." mesajı mı verilmek istendi?
*
İbrahim Kalın''ın baş köşede oturduğu masada Hava Korgeneral Göksel Kahya''nın NATO Türk Askeri Temsil Heyeti Başkanı (TMR) olarak o masada görüşülen konunun içinde olması gerekmez miydi?
Boş çay bardağı mı önemli, yoksa görüşülen konular mı?
TMR Başkanının görevi masadaki boş bardakları toplamak değildir.Masada konuşulanları dikkatle dinlemek ve takip etmektir.
*
Gördüğümüz manzara sadece biz askerlerin değil, ordusunu seven bütün sivillerin de yüreğini sızlatmıştır.
Üniformanın izzetine, şerefine yakışmamıştır.
Bir Türk subayının uluslararası bir toplantıda boş bardak toplaması üzücü, kabul edilemez ve de utanç vericidir.
Şaka gibi ama gerçek.
Gözlerime inanamadım.
Koskoca askerlik mesleğim boyunca böyle bir şey ne gördüm ne de duydum.
*
Televizyonlarda ve sosyal medyada bu duruma büyük tepkiler yağdı.
Subay ve üniforma demek;
"Onur, haysiyet." demektir.
"Askerliğin namusu." demektir.
Üniformanın bir ağırlığı vardır.
Ben görüntüleri izlerken 32 yıl askerlik geçmişi olan birisi olarak utandım.O kişi boş bardakları toplarken utanmadı mı?
*
Boş bardaklar yerinde dursa ne olurmuş?
Bu generalin üzerine mi vazifeydi?
Neden böyle bir şey yapma gereği duyabilir?
Böylesi yakışıksız bir görüntüyü bırakınız generali hiç bir Türk subay ve astsubayı veremez.
Vallahi aklım bir türlü almıyor.
*
Yüce milletimizin verdiği o şerefli üniformayı içinde her kim olursa olsun layıkıyla taşımak ZO-RUN-DA-DIR.
O üniformaya sahip olmak değil layık olmak önemlidir.
Üniformanın şerefini gözetip, korumak da üzerinde üniformayı taşıyana düşer.
Hele ki Türkiye Cumhuriyetini temsil eden yurt dışı görevlerde bulunanlar çok daha fazla dikkatli etmek zorundadır.
Ülkemizin itibarı esastır.
TSK''nin, ülkemizin itibarını hiç kimsenin zedelemeye hakkı yoktur.
*
Üniforma TSK''yi temsil ettiğinden üniformanın gururu, şanı, şerefi, haysiyeti üniformaya duyulması gereken saygı ve üniformalı iken yapılmaması gereken davranışlara, yemek yeme adabına, gidilebilecek mekanlara, dışarıda şapkasız dolaşılamayacağı, sakız çiğnenemeyeceği, elde poşet taşınamayacağı, sağ elin selam vermek ve tokalaşmak için devamlı boş olacağını, sol elde sadece deri eldiven taşınacağı daha askeri liselerde başlayarak "hem de beyinlere kazınarak" öğretilir. Subaylar ,astsubaylar dışarıdaki herhangi bir vatandaş gibi davranamazlar.
*
"Askerî vesayeti ortadan kaldırıyoruz." denilerek, Türk subayları aşağılanmış, Fethullah Gülen''e hasretlik çekip gözyaşı dökenler Türk subaylarına kumpas, ihanet, hainlik operasyonları düzenleyerek "onbinlerce donanımlı, liyakatli, TSK''yi en iyi şekilde temsil eden subayları ihraç ve de tasfiye etmişlerdi." öyle değil mi?
Burada bu hususun altını önemle çizmek istiyorum.
*
Acaba liyakat kurallarına uyulmadığı için mi göz bebeğimiz olan TSK''yi rencide eden bu manzaralara maruz kalındı?
Bunu ilgili kademeler tekrar değerlendirmeli, özeleştiri yapmalıdırlar.
*
Bebek katili Abdullah Öcalan Suriye''den PKK terör örgütünü idare etmekteydi.
Orgeneral Atilla Ateş o dönemde Kara Kuvvetleri Komutanı''ydı.
16 Eylül 1997 tarihinde Hatay'' da şöyle bir konuşma yapar;
''''Suriye''ye karşı sabrımız kalmadı.Türkiye beklediği karşlığı alamazsa her türlü tedbiri almaya hak kazanacaktır."
Bu konuşmadan sonra terörist başı Öcalan ve örgüte yataklık yapan Suriye köşeye sıkışır.
Bu konuşmanı etkisi Milli Güvenlik Kurulunda da görülür.
Milli Güvenlik Kurulunun Eylül 1997 ayı toplantısında Suriye ile ilgili son nokta konulur.
Toplantı sonrası yapılan açıklamada, Öcalan''ın sınırdışı edilmemesi halinde Suriye''ye askeri müdahalede bulunulacağı konusunda Türkiye''nin kararlılığı vurgulanır.
Bunun üzerine Suriye, terörist başı Abdullah Öcalan''ı jet hızıyla ülkelerinden çıkarır.
*
Bir kaç cümlesi ile Suriye''yi dize getiren paşalardan;
"Cemaat yuvasında üniforması üzerine cübbe giyip sarık takan amirallere, boş çay bardaklarını toplayan generallere gelindi."
Neredeen nereye.
*
SONUÇ;
Türkiye''nin şerefli bir ordusu vardır ve ve bu ordu Türk milletinin de gözbebeğidir.
*
Bu ordu tek kişinin değil, halkın ordusudur.
Hiç kimsenin bu ordunun itibarına zarar verecek görüntüler verme hakkı olamaz, olmamalıdır da.
Bu zor coğrafyada huzur içerisinde yaşıyorsak güzide ordumuz sayesindedir.
Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti''ni subaylar kurmuştur. Büyük Önder Atatürk''ün ifade ettiği gibi; "Allah göstermesin milletin bağımsızlığı ihlâl edilirse bunun vebali de subaylara ait olacaktır."
*
Bir zamanlar Başbakan Yardımcısı olan Bülent Arınç Ergenekon kumpasında haksız tutuklamalara alkış tutmuş, o dönemin
generalleri hedef göstererek ne demişti;
"Bu generallerle iyi ki savaşa girmemişiz.Bunların savaşacak halleri yok."
*
"O generallerle iyi ki savaşa girmemişiz." öyle mi?
Arınç''ın bahsettiği generallerle "ordumuzun savaşmadan savaşı kazanma" gücü vardı.
İşte o dönem Hatay''da bir generalin konuşması neticesinde ayakları titremiş olan Suriye.
İşte Kardak kayalıklarına asker çıkaran Yunanistan''ın Türk generallerinin kararlı tutumu karşısında tıpış tıpış geri çekilmesi.
*
Peki Yunanistan tarafında bugün 18 adamız işgal edilmiş durumda.Bu adalara Yunanistan''ın bayrak çektiğini, asker yerleştirdiğini Arınç nedense dile getirmedi?
Bundan haberi olmaması mümkün mü?
Hani bir karış toprağımızda gözü olanın gözünü oyardık?
*
Üniforma giydiğim 32 yıllık tecrübeme dayanarak her zaman şu hususu ifade ederim;
- "Subay alınmaz. YE-TİŞ-Tİ-Rİ-LİR."
- Generallik ve amirallik de liyakatli ve üniformanın ağırlığını taşıyabilenlere, oturduğu koltuğu doldurabileceklere verilmelidir.