Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Araştırmaları Merkezi (TOKAMER) ve Rehapedia Eğitim Kurumlarının işbirliği ile bir sosyal sorumluluk projesine imza atıldı. Proje çerçevesinde nöroçeşitliliği olan çocuğa sahip anneler için 3 haftalık bir eğitim programı hazırlandı. Her hafta farklı bir konunun işleneceği eğitim programının ilk haftasında stres yönetimi ele alındı. İlerleyen haftalarda aile içi destek konusunun da işleneceği programa 100 anne katıldı.
İSTATİSTİKLER ÜRKÜTÜYOR
Otizmli çocukların Türkiye'deki net sayısının belirsiz olduğuna dikkat çeken Uzman Çocuk Gelişimcisi ve Eğitimcisi Hediye Zarin Karaaslan, tanılama grubuna girmeyen çok sayıda çocuğun bulunduğuna dikkat çekti. Her geçen gün sayının artığını belirten Karaarslan, “Otizm inanılmaz derecede artmakta. Bu noktada gelecek yıllardaki sayı bizleri çok korkutuyor. Bundan 15-20 yıl sonra belki her 10 çocuktan 1'inin otizmli olduğunu söyleyeceğiz. Şu anki istatistikler bunu gösteriyor. 2020 yılında ABD de yapılan araştırmada Otizmin 54/1 olduğu tespit edildi" ” diye konuştu.
Karaarslan, “Kazanılacak farkındalıkla ebeveynlerimiz bu konuda rahatlayabilecekler. Bizler de süreç içerisinde çocukla daha rahat ilerlemiş olacağız” şeklinde konuştu ve sözlerine şunları ekledi:
“Çocuğun en çok vakit geçirdiği anne babaya özel bir program hazırladık. Sahada yapmış olduğumuz gözlemler de annelerin çok yorgun olduklarını gösteriyor. Korkuları çok fazla. Her gün ‘Benden sonra çocuğuma ne olacak' korkusu ile iç içeler. Bununla beraber bir sürü eğitim ve yöntem var. Bunların hepsini çocuğuna bir şeklide vermeye çalışıyorlar. Maddi-manevi ciddi mücadeleler veriyorlar. Anne ve babaların bu kaygısı yapmış olduğumuz seanslara dahi direkt yansıyor. Çocuğun gelişimini ve eğitimini doğrudan ekiliyor”
“BİR UZMANDAN DESTEK ALIN”
Karaarslan, çocuk üzerinde hissedilen en ufak bir şüphede uzman desteği alınması noktasında anne babaları uyardı, “Erken müdahaleyle ortadan kaldırabileceğimiz durumların çok daha uzun sürmesine neden olabiliyor. Bu noktada erken tanı, erken müdahale, doğru yöntem ve doğru uzmanlarla çalışmak son derece önemli” diye konuştu.
“UZMAN İŞBİRLİĞİNE İHTİYAÇ VAR”
Eğitim programını hazırlayan Psikolog Esra Gül Koçyiğit ise, özel gereksinimli çocuk sahibi olan ailelerin normal çocuklara sahip olan ailelere göre hem sosyoekonomik hem de ailevi işlevsellikler anlamında daha fazla kaygı ve stres yaşadıklarının altını çizdi ve şunları aktardı:
“Aile içerisinde birbirleriyle olan iletişimleri noktasında stres ve kaygı işlevselliklerini olumsuz etkiliyor. Bu çocukların bakımında anneler daha fazla rol üstleniyor. Bizler de annelerin üzerlerindeki yükü biraz da olsa hafifletmek üzere bu eğitim programını hazırladık. Stresle ve kaygıyla başa çıkabilmeleri, çocuklarına daha fazla fayda sağlamaları ve daha pozitif bir aile ortamının olması için katkıda bulunmak istedik. Çünkü bu tip aileler uzaman işbirliğine ihtiyaç duyuyor.
Stres vücudumuzda gerçekten olumsuz etkilere neden oluyor. Bakış açımızı olumsuzlaştırıyor. Sürekli gergin olmak çocukla iletişimi de etkiliyor. Eğitimimizde stresin, kaygının, endişenin ne olduğuyla ilgili bilgi verdik. Bu konudaki farkındalıklarını artırmak istedik. Hangi belirtilerin kaygı yaşadığımızı gösterdiğini paylaştık. Çünkü ne olduğunu bildiğimiz sorunlarla daha kolay mücadele edebiliriz. Yaşanan kaygı ve stresi tamamen yok edemeyiz ancak var olan kaygıyı yönetebiliriz.”