Dalga geçmeyin, cevap verin
GÜREL YURTTAŞ / Yeniçağ
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, dün bir basın toplantısı düzenledi. Açık açık ithamlarda bulundu. İthamlarda bulunulanlar ne yaptı; toplu halde dalga geçmeye başladı.
Suçlular ne yapar? Dalga geçer! Cevap vermez.
Oysa ne yapmaları gerekiyor; "Hayır kardeşim, o öyle değil böyle" diyerek diye cevap vermeleri gerekiyor.
Kendilerince dalga geçiyorlar! Oysa ithamlar ortada. Ali Koç''un sözleriyle hatırlayalım:
1- Yıllardır sistematik şekilde ortaya konan 2010-11 şampiyonluğuyla ilgili söylemler, zaman zaman eylemlerle muhatap oluyoruz. Trabzonspor’un yöneticilerine sesleniyorum. 8 şampiyonluğunuz olduğunu ne kadar iddia ederseniz edin, hayal dünyasında yaşarken gelin size birazcık gerçekleri hatırlatayım. Önce yurt içindeki davalar var. 3 Temmuz Sözde Şike Davasında verilen Yargıtay kararı var. Fenerbahçe’ye saldıranların yargılandığı Kumpas Davasının kararları var. Devletimizin duruşu, mahkemelerin kararı hepsinin ortak paydası nedir biliyor musunuz? 3 Temmuz’un bir FETÖ operasyonu olduğudur. Bu gerçek tüm mahkemelerce kanıtlanmıştır. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanlığı, meclisi, iktidarı, muhalefeti dahil olmak üzere tüm Türkiye tarafından kabul görmüştür. Siz hariç. CAS, UEFA, FIFA, İsviçre Federal Mahkemesi kararları… Gidebileceğiniz her mahkemeye gittiniz, kapı kapı dolaştınız. Yurt içi, yurt dışı avukatlara dünyanın parasını harcadınız. Hatta tuttuğunuz avukatların bazılarının zaman içinde FETÖ’cü avukatlar olduğu da ortaya çıktı. Havaalanlarından yorgun fotoğraflarınızı servis ettiniz, camianıza sahte umut pompaladınız. Hiçbir girişiminizden istediğiniz sonucu alamadınız. Neden? Çünkü haklı değildiniz. Bugün tüm bu hukuki gerçeklere rağmen hala ''2010-11 şampiyonuyuz'' diyerek kendinizi kandırıyorsunuz.
- Cevap verin buna; yalan mı söyledikleri? Neden hala kaşıyıp duruyorsunuz? Ne sonuç almayı umuyorsunuz? Düşmanlık mı yaratmak istiyorsunuz? Dalga geçmeyin, cevap verin.
2- Silah namlusu ucunda Fenerbahçe’yi temsil eden bir görselle tribünlerden tüm Türkiye’ye mesaj verdiniz. 7 yıl önce içinde 39 kişiyi taşıyan Fenerbahçe takım otobüsüne hem de Trabzon il sınırında yapılan, herkesi öldürmeyi amaçlayan ve belki de ülkemizi karıştırmayı hedefleyen –bize göre burada da FETÖ’nün parmağı var ama neyse- hala faili meçhul olan bir suikast eylemine açtığınız pankartla sahip çıktınız.Konusu suç teşkil eden, suçu ve suçluyu öven bu pankartı oraya asanlar, buna yol verenler bu cesareti nereden buluyorsunuz?
- Bir maçta tribünde her isteyen getirip de pankart asamaz. Federasyon, kulüp mutlaka haberdar edilir, izin alınır. Bu neyin kafasıdır? Bu nasıl bir pankarttır? Bunu neden yaptınız, yapılmasına nasıl göz yumdunuz? Dalga geçmeyin, cevap verin.
3 - Bizim stadımızda 12 yaşında Ferdi hayranı Hollandalı bir çocuk yabancı dilde ‘Formanı alabilir miyim?’ yazıyor. Stat girişinde yabancı dilde olup bu pankartın ne dediği anlaşılamadığı için pankartın içeri sokulmasına izin verilmemiştir. Bir de bu devasa paçavra pankarta bakın. Soruyorum: İstanbul’da istisnasız uygulanan kurallar, söz konusu Trabzon olduğu zaman kural tanımazlık… Acaba bilmediğimiz bir unsur mu var? Emniyet Müdürlüğümüzün kuralları şehirlere göre farklı mı işliyor? Oradaki yetkililer, devletimizi temsil edenler kuralları uygulama konusunda çekiniyorlar mı, korkuyorlar mı? Eğer çekinip korkuyorlarsa kimden çekinip korkuyorlar?
- Trabzon, Türkiye Cumhuriyeti''nin bir ili değil mi? Kurallar kanunlar farklı mı? Trabzon Emniyeti''nin uygulamaları farklı mı? Dalga geçmeyin, cevap verin.
4 - Ne yazık ki maçta ve kutlamalarda verilen görüntüler sanki devletimizin de bu kutlamaların bir parçası, bir tarafı gibi algılanmasına sebebiyet verdi. Ne yazık ki diyorum çünkü başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere tarafsızlığa son derece önem veren, hassasiyetle yaklaşan devletimizin siyasetçileri, bürokratları vardır. Hatırlayacağınız gibi Yüksek Divan Kurulumuza şeref verdiği zaman Sayın Cumhurbaşkanımızı, o gün maçımız vardı, davet ettik. ‘Ben sadece Avrupa maçlarına giderim. İnşallah bir Avrupa maçına gelirim.’ dedi. O inceliği, hassasiyeti gösterdi. Ya siz! Bu duruma sebebiyet veren Sayın Bakanlarımıza da birkaç sözüm olacak: Herkesin olduğu gibi siyasetçilerimizin de bir takıma gönül vermeleri gayet normaldir. Çünkü takımlara gönül verirken hangi meslekte olacağımızı zaten bilmiyoruz, çocuğuz. Ancak özellikle son yıllarda Trabzonspor’u tutan bakanlarımız, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız ve devlet görevlilerinin bunu açıkça sergilemeleri, şampiyonluk dilemeleri, bu camianın kendini ayrıcalıklı hissetmesine sebep oluyor. Daha da önemlisi Türk futbolunu yönetenler üzerinde etki ve baskı yaratarak, futbolun tüm dinamiklerini alt üst ediyorsunuz. Böyle bir atmosferde Türk futbolunun başta TFF, TFF kurulları, hakemler olmak üzere tüm paydaşlarını –medyası da dahil- ve karar mekanizmalarını etkiliyor ve baskı altında bırakıyorsunuz. Türk futbolunda zaten zayıf olan adil rekabet ortamının tamamen ortadan kalkmasına sebebiyet veriyorsunuz. Tabii ki diğer takımları tutan devlet yetkilileri var, siyasetçilerimiz var, bakanlarımız var. Ancak onların devletin sorumluluğuna ve ağırlığına yakışan, olması gerektiği gibi tarafsız duruşları ne yazık ki söz konusu Trabzonspor olduğu zaman sergilenmiyor. Aksini söyleyen varsa da söylesin. Hangi takımın bir bakanını, milletvekilini böyle gördünüz. Soruyorum size. Sadece Trabzon’un değil tüm Türkiye’nin bakanları olarak milyonlarca vatandaşın sorumluluğunu taşıyan, bu ülkenin hassasiyetlerini bilen sizlerin, Fenerbahçe hatta Türkiye’ye yapılan bu saldıryı, 7 yıldır failleri bulunamayan bir suikasti, Fetullahçı Terör Örgütünün yaptıklarını tasdikleyen bu pankartı, nasıl karşıladığınızı biz Fenerbahçeliler çok merak ediyoruz.
- Yıllardır futbolun içindeyim, muhabirlik yaptım, editörlük, haber müdürlüğü, yazarlık yaptım, yapıyorum. Ben siyasilerin, bakanların bir takım için Ali Koç''un yukarıda saydığı görüntüleri verdiğini görmedim. Hele de bir bakanın kutlamalarda konuşma yaptığına şahit de olmadım. Nedir bu? Neden? Dalga geçmeyin, cevap verin.
5 - Ben Salı günü bayramlaşma törenimizde bir konuya dikkat çekmiştim. Bu hadisiziğin bir koruma kalkanından kaynaklandığına dikkat çekmiştim. Perşembe yapacaktık, cezalar çıksın diye bugüne aldık. ‘Perşembeyi beklemenize de gerek yok. Disiplin sevklerinden göreceksiniz’ dedim. Aynen tahmin ettiğimiz gibi çıktı. Bu kadar da kör göze parmak olur mu? Doğru rapor yazalım, ceza verelim de bu kadar kör göze parmak olmasın diyemediniz. Şaşırdık mı? Hayır. Rakip takım baskısını arttırmış maçın bitmesine birkaç dakika kala taraftarlar sahaya dalıyorlar. Antalyaspor başkanının söylemlerine göre birkaç futbolcusu darp ediliyor. Normalde hakeminin soyunma odasına giderek maçı tatil etmesi gerekir. Normalde tatil etse, kimse bir şey diyemez. Ama normal bir yerde yaşamıyoruz. Tatil edilmesi gereken maç tabii ki içinde bulunduğumuz konjonktür vesilesiyle tatil edilemiyor. Düşünebiliyor musunuz, son dakika Antalyaspor gol atsa o sahada neler yaşanacak. Veya 2, 2.5 dakika maç oynandı. Antalyalı futbolcular binlerce insanın arasında kaldığı zaman nasıl bir psikolojide o 2, 2.5 dakikayı oynamışlardır. Gol atacağı varsa, atmaz. Antalyaspor’u da kutluyorum. Dik duruşlarını… Müthiş mücadele ettiler. Belki de Türk futbolunu büyük bir kaosun eşiğinden döndürdüler. Ne yazık ki burada doğruyu yapmak kaos yaratacaktı ama doğrusu oydu. İçinde bulunduğumuz futbol konjonktüründe maçı tatil edebilecek bir tane hakem var mı, Türkiye’de? Örnekler verelim, geçmişte de oldu. 2013-14 Beşiktaş – Galatasaray maçı. Seyirciler müsabakada sahaya girmesi nedeniyle müsabaka hakemi maçı tatil ediyor. Beşiktaş’a 4 resmi müsabakayı kendi sahasında seyircisiz oynama cezası veriyor. Para cezası da veriliyor. Bir de hükmen maçı kaybediyorlar.
- Trabzonspor-Antalyaspor maçında yaşananları Türkiye gördü. Ali Koç, doğru dürüst ceza almayacaklarını ileri sürdüğünde inanamamıştım. Bu kadar da olmazdı. Meğer olurmuş? Korkakça gece yarısından sonra açıklanan PFDK kararları, para cezası. Neden arkadaş? Başka kulüplere de böyle mi yapacaksınız? Beşiktaş-Galatasaray maçını unuttuk mu, unutmadık. Dalga geçmeyin, cevap verin.
6- Biliyorsunuz Beşiktaş’ın Trabzonspor maçıyla ilgili kural hatası başvurusu var. Çizgide yapılan faul, bir pozisyonda iki kural hatası var. Veya bir kural, bir hakem hatası. Nasıl yorumlarsanız. Beşiktaş’ın başvurusu reddedildi. 7 gün Tahkim süresi var. Bu maç oynandığı zaman Tahkim süresi dolmamıştı. Dolayısıyla Tahkim’den sonuç çıkmadan ligi tescil edemezsin. Tekrar söylüyorum, Beşiktaş’ın yapmış olduğu başvuru sonuçlanmadan bir de üstüne o gece oynanan maçta yaşananlarla ilgili daha temsilci raporlarına dahil bakılmadan, ya böyle bir skandal dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Temsilci raporlarına bakılmadan yangından mal kaçırır gibi TFF maç bittikten tam 5 dakika sonra şampiyonluk kutlama mesajı yayınlıyor. Trabzon kendi mesajını 22.38’de, TFF 22.40’da giriyor. Şimdi bizler, normal insanlar burada kayırma var, burada çiftte standart var, burada haksızlık var, burada adil rekabetten yoksunluk var desek, yanlış mı söylüyor oluruz.
- Bu iddialar göz ardı edilebilecek iddialar mı? Neden susuyorsunuz? Dalga geçmeyin, cevap verin.
7 - Aynı şey köprüdeki bayrak. Hangi lig bitmeden oraya bayrak asıldı. Göreceksiniz en erken asılan bayrak en uzun süre kalan bayrak olacak. Bana sorarsanız İstanbul dışındaki hiçbir takımın bayrağı İstanbul’da asılmamalı. Ben bunu ilk seçildiğimde de söylemiştim, başkanlara. Bizim bayrağımızı, İstanbul’da şampiyon olan takımın bayrağını Eskişehir’de çekiyor muyuz? Trabzon’da, Bursa’da çekiliyor mu? Bu da kendi başına her şeyi deşifre eden bir olaydır. Bunlar o kadar korkak ve akılsız ki bunu bile hesaplayamıyorlar. Zaten her adımları, her kararları şaibe, olay...
- Seneye Fenerbahçe, Beşiktaş veya Galatasaray şampiyon oldu diyelim. Gidip de Trabzon''a en önemli yerine dev gibi bir bayraklarını asabilecekler mi? Şimdiye kadar asabildiler mi? Bağdat Caddesi''nde, Beşiktaş''ın Köyiçin''de tur atmaya kalktı Trabzonsporlular. Yahu bu takımlardan biri şampiyon olduğunda Trabzon''da tur atabiliyor mu? İzin verilir mi? Ne yani, Trabzon''da üç büyük takımın taraftarı yok mu sanıyorsunuz? Çıkıp da kutlama yapabilirler mi? Dalga geçmeyin, cevap verin.
8 - Düşünebiliyor musunuz, pazar günü Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi var. Yenikapı’ya Trabzonspor kutlaması konuyor. Bu nasıl bir zihniyet. En azından polisimize acıyın. Polisimiz hangi yere, hangi maça yetişecek. Hadi bizim taraftarımız maça gelmiyor. Beşiktaşlılar maça gelirken karşı karşıya gelinirse ne olacak! Cumartesi günü, pazartesi günü yapamaz mıydınız? Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz? Aklınızı mı yediniz. Biz burada seyircisiz maç bekliyorduk. 8-10, 6-8 maç gelir. Tahkim’e gider. 4-5-6 maça düşer falan. Sondan ikinci maçını İstanbul’da oynamak istiyorlar. Bu tahrik, provokasyon değil midir? Beşiktaş şampiyon olacak, diyor ki ‘ben son maçımı Trabzon’da oynayacağım.’ Galatasaray şampiyon olacak diyecek ki ‘Ben son maçımı Eskişehir’de oynayacağım.’ Fenerbahçe diyecek ki ‘Bursa yakın bana.’ Böyle bir şey var mı? Bunun düşünülmesi bile abesle iştigal.
- Daha önce defalarca kez gördük. İstanbul''da aynı günde iki maç olduğu zaman emniyetin veya valiliğin birini kaydırdığını. İstanbul''da derbi varken, Trabzonspor''un şampiyon kutlaması yapması neyin nesidir sahiden de. Diyelim Fenerbahçe veya Beşiktaş maçı kazandı. Taraftarları tur atıyor. Karşı karşıya gelinirse ne olacak? Başka bir takım şampiyon olduğunda gidip de Trabzon''da kutlama yapabilir mi? Dalga geçmeyin, cevap verin.
Daha çok şey var. Ali Koç''un başka anlattıkları da var. Kulakları olan duydu, gözleri olan gördü.
Trabzonspor şampiyon oldu; tamam kutlarız.
Ama Ali Koç''un ithamlarına dalga geçilmesini anlayamayız.
Dalga geçileceğine cevap isteriz.
Hele de şu İstanbul''da şampiyonluk kutlanması meselesine.
Barcelona, Madrid''de, Real Madrid Barcelona''da, Liverpool Manchester''da, Manchester Liverpool''da, Bayer Münih Dortmund''da, Dortmund Münih''te... Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray Trabzon''da şampiyonluk kutluyor mu ki; Trabzon hem de derbi günü İstanbul''da şampiyonluk kutlayabiliyor? Neden? Dalga geçmeyin, cevap verin.