Ozan Gündoğdu’nun yazısındaki 5 ayda muhtemel 5 sonuç şöyle:
1-Döviz kurlarındaki yükselme eğilimi devam edecek. Bu parası olanların enflasyondan kendini koruyabilmesi demek. BDDK verilerine göre bankalardaki yabancı para cinsinden mevduatların değeri Ekim’in ikinci haftasında 2,23 trilyon Lira’yken, Kasım’ın ikinci haftasında 2,55 trilyon Liraya yükseldi. Bu kesimlerin parası 1 ay içinde 271 milyar Lira daha arttı. Bu paranın yüzde 60’ı hesabında 1 milyon TL’den daha fazla para bulunan yaklaşık 300 bin kişiye ait. Buna karşılık 2022 yılı boyunca sabit geliri olan ücretli kesimler, yıl sonuna doğru krizin en sancılı dönemini yaşayacak.
2-Döviz kurlarındaki yükselme eğilimi beraberinde enflasyonu tırmandıracak. Dolar’daki artışın fiyatlara intibakı 5-6 ay kadar sürüyor. Piyasa henüz 12 TL olan Dolar kuruna değil 9-10 TL civarına adapte olmuş durumda. Bu da enflasyonun önümüzdeki aylarda yüzde 30 bandına çıkması anlamına geliyor. O da döviz kurunda herhangi bir değişiklik olmazsa…
3-Döviz kurundaki yükselme eğilimi giderek sertleşecek. Çünkü enflasyon yüzde 30’a tırmanırken, aynı anda politika faizini düşürecekler. Dolayısıyla reel faizler eksi yüzde 15’e kadar düşecek. Kimse parasını TL’de tutmayacak. TL, sadece ücretlilerin kullandığı bir kağıt parçası olacak. Reel faizler düştükçe döviz kurlarındaki yükselme hız kazanacak. Örneğin, enflasyon yüzde 30’a dayanmışken Merkez Bankası politika faizini yüzde 15’te tutmaya çalışacak. Merkez Bankası’nın aylık Para Politikası Kurulu toplantılarının her biri büyük şoklar yaratacak.
4-Artan maliyetler ve fiyatlama davranışlarındaki belirsizlik, bazı firmaların iflasıyla sonuçlanacak. Evet, döviz kurlarının sürekli yükseleceğini bilen üreticiler, bugünden üretmenin daha karlı olacağını düşünerek üretimi ve dolayısıyla istihdamı artıracak. Ancak iflaslar nedeniyle istihdamın bir kısmı işinden olacak. Enflasyonun yanında bir de işsizlik sorunu sosyal krizi derinleştirecek.
5-Hanehalkı tüketiminde özellikle faturaların yükü artacak. Elektik ve doğalgaz bugünkünden en az yüzde 30-40 daha pahalı olacak. Mart ayının soğuk geçmesi halinde ortalama bir hanenin elektrik ve doğalgaz faturası 1500 TL’ye dayanacak. Benzin ve mazot çift haneli oldu bile. Bu kışın sonunda 13-14 TL’yi geçecek akaryakıt fiyatlarıyla karşılaşacağız. Buğdayda üretim artık iç tüketime bile yetmiyor. Dünyada buğday fiyatları son 9 yılın rekorunu kırmış durumda. Dolayısıyla ekmek 3,5-4 TL bandına çıkacak. Diğer gıda fiyatları da düşmeyecek, hem kış aylarının hem de TL’deki değer kayıplarının etkisiyle gıda fiyatları giderek artacak. (paramedya.com)