Bel ve boyun fıtıklarının son yıllarda çok sık görüldüğünü ifade eden Ünver, bunun sebebinin hareketsiz yaşam sonucu zayıflayan adaleler olduğunu ifade etti. Hareketsiz yaşama vurgu yapan Ünver, “İnsanlar artık hareketsizleşti. Önceden beden gücü ile çalışılırken, şimdi insanlar ya masa başı çalışıyor ya da bir makineyi yöneten kişi durumunda. Ulaşımlarını kendi araçları ya da toplu taşıma ile yapıyorlar. Sabah 08.00’den akşam 17.00’ye kadar masa başına bağımlı hareketsiz bir yaşam yaşıyorlar. Bu da boyun, sırt, bel ve genel anlamda adaleleri zayıflatıyor” şeklinde konuştu.
Adalelerdeki zayıflamanın bel ve boyun fıtıklarına sebep olduğunu söyleyen Ünver, “İnsanlar spor ve hareketten uzak kaldığı için adale grupları zayıflıyor. Kas ve iskelet sisteminde de zayıflamalar oluyor. Beklenmedik ters bir hareket, ağır kaldırma, düşme gibi sebeplerle boyun ve bel fıtıkları kolaylıkla oluşuyor. Öğrenciler nasıl ders aralarında teneffüs yapıyorsa, masa başı çalışanların da 45 dakika arayla, 10-15 dakikalık aralar vermeleri, kalkıp biraz yürümeleri gerekmekte. Mutlaka sporla ilgilenmeleri ve yürüyüş yapmaları gerekiyor. Adaleleri güçlü tutmanın tek yolu hareket ve egzersizdir. Bilinçli, programlı şekilde egzersizler yapılmalı. Bir fizik tedavi uzmanı, bir spor hekimi veya spor eğitimi almış hocalar eşliğinde yaşa göre spor yapılmalı. Günlük 10 bin adım atmak çok önemli. Bu da normal tempoda 1 saatlik yürüyüşe tekamül eder. Hiç spor yapamıyorlarsa bunu yapmak şart” diye konuştu.
AMELİYATSIZ TEDAVİ MÜMKÜN MÜ?
Bel ve boyun fıtığı teşhisinden söz eden Ünver, “Öncelikle hastanın fizik muayenesini yapıyoruz. Fizik muayenede duyu kaybı, güç kaybı var mı bunlara bakıyoruz. Röntgen, MR, gerekirse EMG gibi tetkikleri yapıyoruz. Fıtığın oluş yeri, şekli ve durumunu bu yöntemlerle öğreniyoruz. Yüzde 85-90 oranındaki fıtık hastalığı ilaç tedavisi, korse ve fizik tedavi ile iyileşmekte. Yüzde 8-10 oranındaki fıtıklar ameliyatı gerektirmektedir. Cerrahi sınırda olan hastaları beyin ve sinir cerrahi uzmanına ameliyat için yönlendiriyoruz” diye konuştu.
Ünver, şunları söyledi:
“Fizik tedavide 1 saat süren klasik tedavi yöntemimiz var. Bunun dışında ‘Robotik antaljik trak’ dediğimiz bir cihazımız var. Bu cihaz ile tedavi, gün aşırı 15-20 dakika sürüyor, 10 seanslık bir tedavi yöntemi. Bu tedavide tamamen bilgisayar ve robotik sistem ile bel ve boyunda çekme işlemi yapılmakta. Bel ve boyun fıtığı tedavisinde; manyetik alan, robotik lazer gibi başka fizik tedavi yöntemlerimiz de var. Bel ve boyun fıtığı olan hastalarımıza, ağır kaldırılmaması, ani hareket yapılmaması, fazla ayakta kalınmaması gibi korucu tedbirlerde bulunuruz. Sert, çökmeyen koltuklarda 90 derece oturmak, ağır kaldırılırken dizini bükerek eğilmek, yataktan kalkarken yan dönerek kalkmak gerekiyor. Aşırı yorgunluktan, hoplayıp zıplamaktan, üşümekten, uzun süre oturmaktan kaçınılması gerekiyor. Boyun, sırt ve bel kaslarını güçlendirici egzersizler, programlanmış spor yapılması da gerekiyor.”