Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Türkiye’ye kaçak şekilde giriş yapan Afganlarla ilgili “Herkes şunu bilsin ki Türkiye yolgeçen hanı değildir. Sosyal medyada birilerinin abarttığı şekilde, sınırlarımızdan düzensiz göç akını söz konusu değil” demesine rağmen dün “Giderek yoğunlaşan ve İran üzerinden gelen bir Afgan göçmen dalgası ile karşı karşıyayız” şeklinde açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sert eleştiride bulundu.
“Düne kadar ‘Afgan göçü falan yok’ diyenler sınırlarımızın 10 numara güvenli olduğunu söyleyenler bazı gerçeklerin geç de olsa farkına vardılar” ifadelerini kullanan Altaylı, sözlerine şöyle devam etti:
“Yıllardır düzensiz göçe karşı bağırdık bağırdık, bağırdık. Ne faşistliğimiz kaldı, ne insan haklarına saygısızlığımız. Gerçek faşistler bize faşist dediler, gerçek özgürlük ve insan hakkı karşıtları bizi insan haklarına karşı olmakla suçladılar. Gelinen nokta bir kez daha ortada. Ve şimdi ‘Evet Afgan göçü varmış ama burası yol geçen hanı değil’. Buna ‘Öğleden sonra günaydın’ denir. Ama hiç yoktan iyidir. Güneşin batışını hep birlikte seyrederiz.”
Fatih Altaylı’nın ‘Geç kalan idrak’ başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:
“Eh bu da bir şeydir.
En azından düne kadar “Afgan göçü falan yok” diyenler sınırlarımızın 10 numara güvenli olduğunu söyleyenler bazı gerçeklerin geç de olsa farkına vardılar.
Dediğim gibi bu da bir şeydir.
Gelişmiş ya da gelişebilecek ülkelerde yönetimler vatandaşın önündedir.
Bilimsel çalışır, güçlü kurumları vasıtası ile bilgiye ulaşır ve o bilgiye göre akılcı kararlar alır, vatandaşın konforunu, sağlığını, güvenliğini ve geleceğini korur.
Bizim ülkede ise böyle olmaz.
Bir rezalet patlar.
O rezaletin vatandaşın ve hatta topyekun ülkenin geleceğini risk altına sokar.
Yönetim ise kurumların sahip olmadığı, o kurumları liyakatle donatmadığı için gelişen olaylara hakim olamaz, gelmekte olanı görmez, gösterenlere kızar, sonuna kadar inkar politikası izler, inkar etmeyenleri hain ilan eder, sonunda olacak olan olur ve bu kez de geç kalmış tedbirlerle sorun çözülmeye çalışılır ama başarılı olunamaz.
Bakın son 20 yıla hep böyle oldu.
Bilim, akıl, öngörü hep suçlandı, bilime öngörüye, akla hep hakaret edildi, hep bildiklerini okudular.
Sonuç.
Sonuç ortada.
Sadece darbe girişimi bile bir önemli örnek.
Göç konusu da aynı.
Yıllardır düzensiz göçe karşı bağırdık bağırdık, bağırdık.
Ne faşistliğimiz kaldı, ne insan haklarına saygısızlığımız.
Gerçek faşistler bize faşist dediler, gerçek özgürlük ve insan hakkı karşıtları bizi insan haklarına karşı olmakla suçladılar.
Gelinen nokta bir kez daha ortada.
Ve şimdi “Evet Afgan göçü varmış ama burası yol geçen hanı değil”
Buna “Öğleden sonra günaydın” denir.
Ama hiç yoktan iyidir.
Güneşin batışını hep birlikte seyrederiz.”