Emin Çölaşan, Bahçeli'yi yazdı

Emin Çölaşan, Bahçeli'yi yazdı

Sözcü yazarı Emin Çölaşan, 'Başkanlık sistemi' açıklamalarıyla AKP'nin önünü açan Bahçeli'yi "Bir muhalefet partisinin başında mıdır?.. Yoksa hükümetin küçük ortağı mıdır?" diyerek eleştirdi. İşte Emnin Çölaşan'ın o yazısı:

Sevgili okuyucularım, Türk siyasetinde adı sık sık geçen bir isim var.

Devlet Bahçeli!

Ben bu siyasetçinin ne yaptığını, kime ve kimlere hizmet ettiğini bir türlü çözebilmiş değilim.

Sadece ben değil, kendi partisi ve ona oy veren seçmenleri dahil hiç kimsenin çözdüğünü de sanmıyorum.

Niçin?..

Çünkü böylesi Türk siyasetine bir daha gelmez. Bundan önce de gelmedi.

İkinci bir örneği yoktur ve olamaz.

 

* * *

 

Bu beyefendi ne yapar, hangi akla hizmet eder? Bu sorunun yanıtını bilen varsa beri gelsin.

Bir muhalefet partisinin başında mıdır?..

Yoksa hükümetin küçük ortağı mıdır?

Kendisine seçmeni tarafından verilen görev her fırsatta AKP’ye destek olması mıdır?

Marifetlerini geçen yıl 7 Haziran 2015 seçimi sonrasında iyice gördük.

Partisi 80 milletvekili çıkarmıştı...

Seçim sonuçlarına göre Meclis’te yeni dengeler oluşmuştu ve AKP iktidarı bitmek üzere idi.

En azından tek parti iktidarı bitiyordu.

Partisine yeni kurulacak hükümette görev, hatta başbakanlık önerildi.

 

* * *

 

Beyefendi her türlü mızmızlığı yaptı ve AKP’siz bir hükümetin kurulmasına engel oldu.

İktidar partisinin ekmeğine bilerek yağ sürüyordu.

AKP onun bu inanılmaz kaçışı nedeniyle yeni bir seçim kararı aldı.

Haftalarca süren tartışmalar sonucunda 1 Kasım seçimi yapıldı.

 

* * *

 

Aradan sadece beş ay geçmiş, seçmen bu kez tavrını değiştirmişti...

Ve AKP yeniden tek başına iktidar oldu.

Devlet Bahçeli isimli beyefendinin partisi MHP onun sayesinde seçimde hezimete uğradı.

7 Haziran’da 80 milletvekili çıkarmıştı, 1 Kasım’da sadece 40 çıkarabildi!

Birkaç ay içerisinde milletvekillerinin tam yarısını yitirmişti.

Ancak uğradığı bu hezimet onu hiç mi hiç ırgalamadı.

Vaziyeti büyük bir pişkinlikle idare etmeyi başardı!..

Çünkü böyle bir sonuç dünyanın herhangi bir başka ülkesinde ortaya çıksaydı, o genel başkan partisinin başında bir dakika bile kalamazdı.

Partisinin yönetimi tavır koyar, seçmeni tavır koyar ve hesap sorardı.

Gerçi hesap soran falan yok ama Devlet Bey görevini hiçbir şey olmamış gibi sürdürüyor!

Maşallah!

 

* * *

 

Mutlaka dikkat etmişsinizdir...

Şu siyaset çarkı içerisinde beyefendi yıllardan beri AKP iktidarına her konuda destek veriyor.

Dünya liderimiz ve onun partisinin her konuda en büyük destekçisi...

Doğrudan veya dolaylı olarak!..

İktidarın adeta ikinci ve küçük ortağı.

Bastonu, stepnesi, kurtarıcı meleği, adına ne derseniz deyin!

Bu beyefendi neye hizmet ediyor, kime hizmet ediyor?..

Amacı nedir?

Bu ne biçim bir muhalefet lideridir?

Bilen varsa anlatsın da öğrenelim!

 

* * *

 

Partisinin Meclis’teki Grup toplantısında iki gün önce muhteşem bir inci daha saçtı...

İktidarın pişirmek için fırsat kolladığı bir konuyu yine altın tepsi içinde onlara sundu.

“Başkanlık sistemini Meclis’e getirin, oylansın!”

Tarafsız görünmek için iki seçenek sunuyordu:

“Ya cumhurbaşkanı anayasal sınırlarına çekilsin, ya da başkanlık sistemi Meclis’e getirilsin!”

AKP’nin ilk seçeneği kabul etmeyeceği zaten belliydi...

Ve hemen, daha dün, başkanlık sistemi önerisinin üzerine balıklama atladılar.

Binali Yıldırım konuştu:

“Devlet Bahçeli’ye teşekkür ediyoruz, önerisini kabul ediyoruz. Başkanlık sistemini en kısa zamanda Meclis’e getireceğiz!..”

 

* * *

 

Ülke gündeminden düşmüş, ya da başka bir deyişle uzun süredir askıya alınmış olan başkanlık sistemi işte bu yolla, Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla yeniden gündeme girmiş oldu.

Ekonomi çökmüş... Bütün kesimler kan ağlıyor.

Terör belası başımızda...

Toplum mutsuz, huzursuz...

Baskı rejimi kurulmuş, kitleler sindirilmiş...

Ve işte böylesine pis bir ortamda biz yine işi gücü bırakıp başkanlık sistemiyle uğraşacağız.

Olsun mu olmasın mı tartışmalarına gireceğiz!

Küçük muhalefet partisinin başındaki Devlet Bahçeli ise iktidara yeni bir pas daha atıyor...

Hem de öyle bir pas ki,

“Alın da golü siz atın, sevincini birlikte yaşayalım” demeye getiriyor

 

* * *

 

Böyle bir muhalefet partisi genel başkanı Türkiye’de bugüne kadar hiç görülmedi...

“Muhalefet lideri” diyemiyorum çünkü liderliği falan kalmadı. Bugün seçim olsa yüzde 10 barajını aşması asla mümkün değil.

Meclis çatısı altında son tangoyu oynuyor.

Tayyipgiller iktidarının bastonu, stepnesi, kurtarıcı meleği.

Karnesi kırık notlarla dolu.

Partisine yazık, temsil ettiği yurtsever ülkücü seçmenlere günah, Türk Milletine ayıp, siyaset bilimine saygısızlık.

Helal sana bu yollar

Devlet Bey!

İlgili Haberler