Doğru Parti Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ekonomist Meriç Köyatası ile Doğru Parti Enerji ve Madencilik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cezmi Orkun, Türkiye’nin bor madenlerindeki sömürünün vardığı boyutu hesapladı.
Meriç Köyatası ve Cezmi Orkun, Türkiye’nin sattığı bir ton bor karşılığında sadece 150 gram işlenmiş bor uç ürünü ithal edebildiğini, Türkiye’nin 1 dolarlık bor ihracatına karşılık, bu madeni alanların boru işleyip 7 bin dolar kazandığını söylediler.
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcıları Meriç Köyatası ve Cezmi Orkun’un yaptıkları açıklama şöyle:
“Dün Ankara’da toplanan Bor Çalıştayında Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, övünerek, Türkiye’nin 2021 yılında 2.5 milyon ton bor madeni ihraç ettiğini, karşılığında da 1 milyar dolar gelir elde ettiğini açıkladı. Esasında bakanın öğündüğü rakam, Türkiye’nin ne denli büyük ölçüde yağmalandığı ve sömürüldüğünü gösteriyor. Bu rakam öğünme değil utanç vesilesidir.
Türkiye dünya bor madeni rezervlerinin yüzde 72’sine sahip. Bu rezervler bugünkü talep yapısıyla dünyanın 500 yıllık ihtilacını karşılayabilecek düzeyde. Ancak madenleri işlemeyi bir kenara bıkakıp hammadde olarak ihraç edince, Afrika ülkelerinden beter bir sömürü ortaya çıkıyor.
Bugün Türkiye, bor madenini tonu 384 dolardan satıyor. Bor madenin işlenmesi sonucu, 175 civarında uç ürün elde ediliyor.
Bizim tonu 384 dolardan sattığımız bor madeni işlendiğinde, lazer teknolojisinde kullanılan kristalin borun tonu tam 13 bin kat değer kazanarak 5 milyon dolara, askeri alanda kullanılan amorf borun tonu tam 5 bin kat değer kazanarak tonu 2 milyon dolara satılıyor. Biraz daha düşük teknolojili ürünlere gelirsek, bor triklorür 63 bin dolara, bildiğiniz cam elyafı sodyum bor hidrür tonu 46 bin dolara satılıyor. Esas bir lityum var ki, müthiş önemli ve stratejik bir ürün… Tonu 137 bin dolar.
Bor madeni ve elde edilen uç ürünler, uzay teknolojisi, silah sanayi, enerji üretimi ve depolanması gibi alanlarda stratejik öneme sahip…
GÜNEŞ ENERJİSİNİ BOR İLE DEPOLAMAK MÜMKÜN
Bugün dünyada yenilenebilir enerji üretiminde, özellikle güneş enerjisi ile elektrik üretiminde çok büyük yol alındı. Esas sorun, güneşten elektriği üretmekte değil, üretilen enerjiyi depolamakta.
Ham bor madeninin atıklarından elde edilen bir ürün var, Lityum. Şu anda pil ve elektrikli araçların akülerinde kullanılıyor. Bu teknoloji giderek daha gelişecek ve güneşten elde ettiğiniz enerjiyi, çok daha küçük ve çok daha hafif olarak akülerde, pillerde depolayabileceksiniz. Gece vakti de, üstelik herhangi bir iletim ve dağıtım ağına da bağlı kalmadan, otomobillerde, trenlerde, uçaklarda, gemilerde, evlerde, sanayide güneşten elde ettiğiniz yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanabileceksiniz. Dünyanın en zengin insanlarından Elon Musk’ın sık sık Türkiye’ye ziyaret etmesinin nedeni, Türkiye’nin dünya bor madeni rezervlerinin yüzde 72’sine sahip olması…
DIŞ BORÇLARIN 14 KATI, MİLLİ GELİRİN 8 KATI DAHA FAZLA
Türkiye 1 ton bor madenini 384 dolara satıyor. Karşılığında sadece 150 gram işlenmiş bor uç ürünü ithal edebiliyor. Türkiye’nin sattığı boru işleyip alanlar, aynı ürünü Türkiye’ye 7 bin kat daha fazla değerle satıyor.
Türkiye, büyük emperyalist devletlerin kumpasında borç batağında debeleniyor. Emperyalistlerin kuklası karşı devrimci yobazların marifeti ile akıl ve bilimden uzak kindar Arap kültürü eğitimi ile her geçen gün çağdaş dünyadan, bilimden, teknolojiden uzaklaşıyor.
Sadece bu sene ihraç ettiğimiz 1 milyar dolar değerindeki 2.5 milyon tonluk bor madenini işleyip satabilecek beceri ve teknolojiye sahip olsaydık, bir yıllık kazancımız tam 6 trilyon 250 milyar dolar olacaktı. Türkiye’nin 500 yıl boyunca sürecek böyle bir potansiyeli var. Ama emperyalizmin tutsağı olmuş karşı devrimcilerin elinde ağır bir sömürü altındayız. Türkiye’nin toplam dış borcunun 450 milyar dolar olduğunu, Türkiye’nin bir yıllık milli gelirinin 700 milyar dolar olduğunu hatırlarsak, ne kadar büyük bir değerden bahsettiğimiz ortaya çıkar.
ÇÖZÜM ATATÜRK’TE
Bu sömürü düzeninden çıkış yolu belli. Biz Doğru Parti olarak, her alanda olduğu gibi madencilik alanında da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü örnek alıyoruz, onun ilkelerini bugünün dünyasına göre yorumlamaya çalışıyoruz.
Türkiye’de tüm madenlerin ham olarak ihraç edilmesi yasaklanmalıdır. Tüm maden arama ve işleme ruhsatları iptal edilecektir. Atatürk döneminde olduğu gibi, madenlerin araması MTA’nın, işlenmesi Etibank’ın tekelinde olacaktır. Maden işleme teknolojisine sahip yerli ve yabancı şirketler, ancak MTA ve Etibank’la adil şartlarda ortaklık kurabilecektir.
Tüm doğal kaynaklarımızda olduğu gibi, madenlerimiz de üç beş kişinin değil, tüm Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının müşterek malıdır, buradan elde edilecek gelir tüm Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına aittir ve madenlerden elde edilecek gelir hem Türkiye’nin kalkınmasına hem de tüm yurttaşlarımıza eşit olarak dağıtılmalıdır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözlerini unutmamalıyız. “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir.”
Ekonomik bağımsızlık sağlanamazsa, tam bağımsızlık da sağlanamaz. Bilimde, teknolojide ilerlemek ve en önemli hedefimizdir. Geleceğimizi kendimiz mi şekillendireceğiz, yoksa emperyalist güçlere ve onların yerli işbirlikçilerine boyun mu eğeceğiz? Bu soruya Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği cevap nettir.
“Çalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden rahat yaşama yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş toplumlar, önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini kaybetmeye mahkumdur.”
BAZI BOR UÇ ÜRÜNERİNİN TON BAŞINA SATIŞ FİYATI.(ABD DOLARI)
Kristalin bor(lazer teknolojisinde) 5.000.000
Amorf bor(askeri sahada) 2.000.000
Bor Triklorür 63.422
Sodyum Bor Hidrür 46.500
Ferrobor 10.233
Bakır Metaborat 8.849
Sodyum Fluoborat 6.748
Amonyum Pentaborat 3.340
Sodyum Pentaborat 2.610
Çinko Borat 2.538"