Ekonomi de Fatih Terim Fonu gibi!

“Fatih Terim Fonu” olarak bilinen ve futbol dünyasından birçok ismin milyonlarca dolar dolandırıldığı iddia edilen olayda, Denizbank’ın teftiş raporu ortaya çıktı.

İsmail Saymaz, Sözcü Gazetesi’ndeki yazısında Denizbank’ın teftiş raporunu paylaştı.

Raporda, "Seçil Erzan'ın 46 gün vadede dolar bazında yüzde 253 getiri vaadine inanılmış olsa bile bu dokümanlardan şüphelenilmemesi, elden ve üçüncü kişi üzerinden para verilmesi, ortalama zekâya sahip herhangi bir kişiden beklenmeyecek bir davranıştır” ifadeleri yer aldı.

Denizbank’ın müfettişi, herhalde Fatih Terim, Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fernando Muslera, Volkan Bahçekapılı, Buse Terim ve Selçuk İnan’a “geri zekâlı” demek istemiyordur. Zira futbolda da yıllar süren bir başarı çizgisini sürdürmek için yetenek ve çok çalışmış olmak yetmez. Çıtayı düşürmeden uzun yıllar zirvede olmak, ortalamanın üzerinde bir zekâ da gerektirir.

***

18 kişiyi dolandırdığı gerekçesiyle 226 yıl hapsi istenen Seçil Erzan, bankanın yaptığı işten haberdar olduğunu söylüyor...

Dolar bazında ve 46 günlük vadede yüzde 253 getiri vaadine Sülün Osman’ın Galata Köprüsü’nü sattığı vatandaşlar bile inanmazdı. Öyleyse, bu işte başka bir iş var! Bakalım yargı önünde gerçek ortaya çıkacak mı?

Bu olayda beni ilgilendiren, müfettişin “ortalama zekâ” kavramını kullanmasıdır... Bana göre Türkiye’nin son dönemde uyguladığı birbirine taban tabana zıt faiz politikası da bu yönden incelenmelidir.

Bilindiği gibi faiz oranları yüzde 19’dayken, Tayyip Erdoğan, “faiz sebep, enflasyon sonuçtur” kabulüyle faizlerin indirilmesi emrini verdi. Bu karardan sonra Erdoğan’a Ekonomi Bakanı ve Merkez Bankası Başkanı dayanmadı. İlk istifa eden de faizler düşürülmeye başlanmadan önce damat bakan Berat Albayrak oldu. İstifasını sosyal medyadan açıklamak zorunda kalan Albayrak, mesajını “Allah, sonumuzu hayır etsin” diye bitirdi...

***

Gerek Erdoğan, gerekse Ekonomi Bakanlığı ve Merkez Bankası Başkanlığı yapmış kişilerin, ortalama zekânın üzerinde insanlar olduğunu kabul etmek gerekir. Bir seçim dışında girdiği her seçimi kazanan, kaybettiği seçimi de neden kaybettiğini görerek ve durdurduğu terörle mücadeleyi yeniden başlatıp sonuç almaya başlarken seçimi de yenileyen ve kazanan bir kişinin, ortalama zekânın üzerinde olduğu söylenebilir.

Yalnız, Mart 2021'de yüzde 19 seviyesinde olan politika faizi 2021 ve 2022'de dörder kez indirildi. 2022 Şubat ayındaki toplantıda faiz yüzde 8,50'ye çekilmişti.

Merkez Bankası Mayıs 2023 seçimlerinden sonra faiz artırmaya başladı, son olarak Kasım ayı politika faizini yüzde 40'a çıkardı. Karar metninde, "Kurul, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendirmiştir. Bu çerçevede, parasal sıkılaştırma hızı yavaşlatılacak ve sıkılaştırma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır." denildi.

Piyasada nakit sıkıntısı var zaten... Şimdilik borçlar, bankalar üzerinden ödeniyor ama nakit ödeme yapmak için altın ve dövizleri veya vadeli banka hesaplarını bozdurmak gerekiyor...

***

Şimdi, ortalama zekâya sahip insanlar bu durumu nasıl değerlendirmeli... Denizbank’ın müfettişi bu konuda bizi aydınlatabilir mi acaba? Kısa bir zaman aralığında faizleri yüzde 8.50’ye kadar düşürüp yüzde 40’a kadar çıkarmak, ortalama zekâya sahip herhangi bir kişiden beklenecek bir davranış mıdır?

Beklenmeyecekse, faizle oynayanlar da ortalama zekânın üzerinde olduğuna göre, “bu işte başka bir iş var” diye düşünmek gerekmez mi?

Peki ne olabilir o iş...

Ben başından beri aynı görüşteyim:

“Faiz-döviz oyunlarının asıl hedefi, Türkiye'yi dönüştürmektir! Bir ülkede rejimde veya haritada değişme ancak büyük bir savaştan veya kaostan sonra mümkün olabilir!”

Hani “yaratıcı kaos” diyorlar ya...

Yazarın Diğer Yazıları