Egemen eşitlikten devletimizden geri adım olmaz
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın ortaya koyduğu egemen eşitlik temelinde iki devletin iş birliğine dayalı çözüm modelinden kesinlikle geri adım atılmamalıdır. Rum-Yunan ikilisi Cumhurbaşkanı Tatar'ın Anavatan Türkiye ve Kıbrıs Türk halkının desteğini alan yeni siyasetini geri çevirmek, sulandırmak ve eski federasyon görüşmelerini kaldığı yerden başlatmak üzere, içte ve dışta sinsi çalışmalarını yürütmektedir. Rum Yönetimi içimizdeki federasyoncuları yüreklendirmek ve iş birliği yapmak üzere DİSİ Genel Başkanı Averof Neofitu'yu görevlendirmiştir. Neofitu günlerdir KKTC'de siyasilerle görüşmeler yaparak, 52 yıldır Rumların kabul etmedikleri, reddettikleri konularda umut dağıtmaktadır. Neofitu, Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitlik hakkının muhakkak verilmesi gerektiğini söylemektedir. Ne var ki Neofitu'nun siyasi eşitlikten neyi anladığı çok iyi bilinmektedir. Eski Meclis başkanlarımızdan ve başbakanlardan Sibel Siber önceki gün katıldığı bir televizyon programında Rum'un federasyondan ve siyasi eşitlikten ne anladığını çok iyi ortaya koymuştur. Rum tarafının kafasındaki federasyonun, kendilerinin egemen ve çoğunlukta olacağı, siyasi karar mekanizmalarında büyük çoğunlukla kendilerinin karar vereceği bir üniter devlet olduğunu dile getiren Siber, federasyonun gerçekleşmesinin bu zihniyette mümkün olmadığına dikkat çekmiştir. Siyasi eşitliğin tartışılmayacağı bir çözüm modelinin masaya gelmesi gerektiğini belirten Siber, "Zorlamayla federasyon olsa bile bu barışı değil savaşı getirir" diye de uyarıda bulunmuştur. Rum Yönetimi, Neofitu ile yetinmemiştir ve içimizdeki bazı medya kuruluşlarına sahte anketler servis ederek Kıbrıs Türk halkının federasyon istediği algısı yaratmaya, yaymaya ve Kıbrıs Türkünün iradesini manipüle etmeye çalışmaktadır. Bunlar boşuna çırpınışlardır. Kıbrıs Türk halkı Rum'un gerçek yüzünü ve amacını anlamış, şifrelerini çözmüştür; 18 Ekim iradesinden kolay kolay vazgeçecek, geri adım atacak değildir.
Akıncı rahat durmuyor...
Geçtiğimiz günlerde Anastasiadis'in adamı Neofitu ile görüşen, görevde bulunduğu 5 yılı aşkın süre içerisinde federasyon için akla hayale gelmedik tavizler veren, siyasi eşitliğimizden, Anavatan Türkiye'nin etkin ve fiili garantörlüğünden, 1960 Antlaşmaları çerçevesindeki kazanımlarımızdan vazgeçen, Maraş'ı, Güzelyurt'u ve birçok yerleşim yerini, KKTC topraklarının yüzde yirmisini Rum'a peşkeş çeken, bütün verdiği ödünlere rağmen federasyon çözümünü başaramayan 4. Cumhurbaşkanı tavizci Akıncı, 5+1 gayriresmi Kıbrıs Konferansı'na sayılı günler kala Rum ağzıyla, İngiliz, ABD, Avrupa Birliği ağzıyla, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Kıbrıs Türk halkının 18 Ekim iradesine saldırmış ve bu kutsal iradeyi yok saymaya yeltenerek Kıbrıs Türk halkına hakaret etmiştir. Tavizci Akıncı, Nisan 2015'te göreve geldiğinde "halk beni federasyon görüşmek için seçti, federasyondan başka birşey görüşmem" diyerek 5 yılımızı heba etmiştir. Aynı Akıncı, şimdi halkın egemen eşitlik temelinde iki devlete dayalı modeli savunan Cumhurbaşkanı Tatar'ı göreve getirmesini ve bu yeni siyaseti uygulamaya koymasını hazmedememekte ve itiraz etmektedir.
Akıncı hatırlanacağı üzere, Temmuz 2017'de Crans Montana'da gerçekleşen 5'li Konferans'a giderken "Bu bizim neslimizin son denemesidir' demiş, Crans Montana çöküşünden sonra da "yeni fikirlere ihtiyaç vardır" diyerek 'AB içerisinde iki ayrı devlet' önererek federasyonun başarısızlığını ilan etmişti. Aynı Akıncı Nisan 2018'de Guterres Çerçevesini kabul ettiğini açıklayarak, federasyonu canlandırmaya çalışmış, BM Genel Sekreteri Guterres'in görevlendirdiği Jane Holl Lute ile sayısız görüşme yaparak, Anastasiadis'le 2'li, 3'lü toplantılar gerçekleştirerek müzakerelerin yeniden başlaması için 'ortak zemin' aramış, ne var ki yeni bir süreç için 'referans şartlarında' dahi Rum tarafı ile uzlaşma sağlayamamıştı. Akıncı normal şartlarda Nisan 2020'de gerçekleşmesi gereken Cumhurbaşkanlığı seçimine aylar kala 25 Kasım 2019'da Berlin'de 3'lü zirve planlayarak, seçime giderken, kendine siyasi avantaj sağlayacağını umduğu içi boş bir mutabakatı Kıbrıs Türk halkına umut olarak sunmuş, olayları yakından takip eden Kıbrıs Türk halkı ise Akıncı'nın tezgahını görerek onu 18 Ekim'de alaşağı etmiş, oyununu bozarak halkımızın, devletimizin geleceği ile daha fazla oynamasına müsaade etmemiştir. Akıncı, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'ın ortaya koyduğu ve Anavatan Türkiye'nin desteklediği egemen eşitlik temelinde iki devlete dayalı çözüme karşı Rum-Yunan ikilisinin, ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği'nin safında yer alarak, devletimize inanmadığını gözler önüne seren talihsiz açıklamalarını sürdürmekte ve federasyoncu kanadın liderliğine soyunarak yeniden siyasete dönme sinyalleri vermektedir. Yenilen pehlivan güreşe doymaz misali tavizci Akıncı'nın halkımızı yeniden yanlışa yönlendirme gayretleri başarısızlığa mahkûmdur.