Aslında benzerlikler orada vurguladıklarımızdan çok daha fazla. Örneğin, gerçek dışı söylemlerle duygu sömürüsü yapmak, hem siyasette, hem de “Survivor” da geçer akçe. Bir örnek verelim: Tolga Karel yarışmanın başından beri henüz yaşına girmemiş çocuğunu emeklerken bıraktığını ve ilk yürüyüşünü göremediğini yana yakıla anlatıyordu. Karel, yaklaşık 3 aydır yarışma için uzak çocuğundan. Ama geçen gün bir anda Tolga Karel şöyle bir cümle kurdu: “Çocuğumun bugün doğum günü. İki yaşına bastı ama ben yanında değilim.” Eğer açlık ve yorgunluktan Karel’in beyni dumura uğramadıysa, ortada bir yalan var. Ama olsun, önemli olan o gözyaşlarına kanıp oy verecek potansiyel izleyici. Gerisi, boş.