Doğru Parti Genel Başkanı Rıfat Serdaroğlu, yönetime gelmeleri durumunda AKP döneminin sorgulanacağını dile getirdi.
Yazılı bir açıklama yapan Serdaroğlu, “AKP İktidardan düşünce, Soylu’nun sadece taşeron olduğunu, esas yolsuzluk-rüşvet-hırsızlık imparatorunun kimliğini de öğreneceksiniz.” ifadelerini kullandı.
Diğer partilere de seslenen Doğru Parti lideri, “Bu pisliklerin üzerine hukuk yoluyla sonuna kadar gidip hesap sormayan siyasi parti, ya kendi de çalacaktır ya da korkaktır.” dedi.
Serdaroğlu’nun yazılı açıklaması şu şekilde:
Türklerin “Devlet Yönetim El Kitabı” olarak kabul edebileceğimiz Kutadgu Bilig’de Yusuf Has Hacip, Hakan Kün Togtı’ya (Gün Doğdu’ya) “Kanun Hakimiyeti” konusunda şunları söylemektedir (331 ve 332’nci beyitler);
“İster oğlum olsun, ister yakın çok/İster yolcu ister konuk,
Kanunda benim için birdir hepsi/Hüküm verirken fark bulmaz birisi!”
Birleşmiş Milletler ise “Kanun Hakimiyetini” şöyle tarif ediyor;
“Kanun Hakimiyeti bütün şahısların, devletin kendisi dahil bütün kurumların ve özel veya kamuya ait bütün kişiliklerin, açıkça ilan edilmiş, insan hakları normlarına ve standartlarına uygun kanunlara karşı hesap vermesini, bu kanunların eşit ve bağımsız uygulanmasını öngören bir yönetişim ilkesidir.
Bu ilke aynı zamanda hukukun üstünlüğü, kanun önünde eşitlik, kanuna karşı hesap verme, kanunun uygulanmasında adalet, kuvvetler ayrılığı, karar vermeye katılım, hukukta şüphenin bertaraf edilmesi, rastgelelikten kaçınma, usulde ve hukukta şeffaflık ilkelerini de gerektirir.”
Bu ifadeyi ve Yusuf Has Hacip’in sözlerini aklımızda tutup, son 20 senede Türkiye’de yaşadıklarımızı gözden geçirirsek, hür dünyanın gözünde neden itibar kaybettiğimiz daha iyi anlaşılır.
AKP liderliğinin asla affedilmeyecek suçu, ülkede siyasi ahlakı bitirmesidir. Devlet yönetiminde ahlaklı olmayı terk ederseniz, kişisel ahlakı da, dindar ahlakı da çöktürmüş olursunuz.
Ülkemizde yaşadığımız hukuk felaketinin sebebi, AKP’nin ahlaksızca tutumudur.
Ahlaklı kişi, ne kanunu, ne de adaleti çiğner. Kişi eğer kanunu çiğniyorsa, ahlakı da adaleti de çoktan paspas yapmıştır bile!
Dünyanın en rezil insanları bu tarz davrananlardır. Böyle birine ülke yönetimini teslim ederseniz, cehennemi dünyada iken yaşarsınız.
AKP İktidarında net olarak gördüğümüz bir tablo da şudur;
İslam Dinini kullanarak ahlaksızlığın dik alasını yaşayan ve yaşatan, seccade şeytanlarının varlığıdır.
Bu alçaklar sayesinde değerlerimiz kaybolmuş, kurallarımız yozlaşmıştır.
Bu yobazlar, “İndirilmiş Kur’an’ı” tahrif ederek “Uydurulmuş Kur’an” haline getirmişler ve hem dini bitirmişler, hem de dinden kopuk şeriatı ve ilmihali topluma dayatmaya kalkmışlardır…
Elbette ki bu yobazların ve din tüccarlarının sonları gelmektedir. Ahlaklı insan olmayı, dürüstlüğü bırakmış bu insanlar utanmayı da unutmuşlardır!
Dün TBMM Plan Bütçe Komisyonunda, İçişleri Bakanlığı Bütçesi görüşmeleri sırasında, Süleyman Soylu’nun düştüğü duruma hangi namuslu-ahlaklı insan düşmek ister ki? Muhalefet Milletvekillerinin söylediklerini, sokak köpeğinin önüne atsanız, o bile yemez!
Soylu’yu izlerken, aklıma Sedat Peker’in söyledikleri hep gözümün önünde idi;
“Süslü Sülü, sana tasma takıp sokaklarda dolaştıracağım” diyordu Peker.
Kimbilir ne tür ilişkileri vardı ki, Peker böylesine ağır konuşabiliyordu ve Soylu sus pus kalıyordu!
Bu pisliği, ne Engin Sigortanın 5700 kat büyümesi, ne zuladaki dövizler, ne avenelerin üstüne yapılan gayrimenkuller temizleyemez!
AKP İktidardan düşünce, Soylu’nun sadece taşeron olduğunu, esas yolsuzluk-rüşvet-hırsızlık imparatorunun kimliğini de öğreneceksiniz.
Bu pisliklerin üzerine hukuk yoluyla sonuna kadar gidip hesap sormayan siyasi parti, ya kendi de çalacaktır ya da korkaktır.
“Devr-i Sabık” yaratacağız, kim Türk Milletinin bir kuruşunu çaldıysa, kim Türk Milletinin Anayasa ile vermediği bir yetkiyi kullandıysa, bunun hesabını mutlaka soracağız, diyen tek parti var;
DOĞRU Parti! Devr-i Sabık yaratacağım diyen başka parti var mı?
Ama “Hadi gelin helalleşelim” diyen var değil mi?
Daha ne diyelim ki?
Not; Sayın İskender Öksüz’ün “Alt Akıl” adlı kitabından alıntılar yaptım. Teşekkürler!
Sağlık ve başarı dileklerimle 23 Kasım 2021
***
DEVR-İ SABIK NEDİR?
Devr-i sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması, vb. anlamında kullanılan ifadedir.