Yeniçağ: Resim sanatına nereden geldiniz? Kendinizi Türk sanatseverlere tanıtır mısınız?
Mislioğlu: Aile durumumuz sebebiyle Temmuz 2016 yılında taşındığımız İstanbul’un Pendik İlçesinde VEFA KIRAATHANESİ isimli güzel bir mekan var. Sözün doğrusu gerçekten çok güzel bir mekan. Hem de Pendik merkezde. Buraya 65 yaş üstü Pendik’te ikamet eden kadın, erkek herkes üye olabiliyor. Burada hafta içi iki gün erkeklere üç gün ise kadınlara yüksek medeni hizmetler yapılıyor. Ben buraya, yakın aile dostumuz Hacı Abdullah Yılmaz Bey’in teklifi ile üye olduktan günler sonra Vefa Kıraathanesi’nin yöneticisi Sn. Volkan Ekinci Bey bize boya ve resim atölyesinde çalışabileceğimizi de daim hatırlatıyordu. Ben de düşünmeden kayıt yaptırarak atölyeye geçtim. Kısa zaman sonra resim ve boya atölyemizin rehberi Atika Balta hocamızın gayretleri sayesinde denilene göre güzel çalışmalarımız oldu ve hâlen devam etmekte.
10 kişilik çok mükemmel bir ekibimiz oluştu Atika Hocamızın sayesinde. 100 adede yakın resim tablolarımız var. Şimdilik sulu boya ile çalışıyoruz. Ekibimizin çalışmaları Pendik Belediye Başkanı Sn. Ahmet Cin tarafından ONUR belgesi ve kıymetli hediyelerle değerlendirildi.
Ben 1953 Semerkant doğumluyum. 1961 yılından 2016 yılına kadar Azerbaycan Cumhuriyeti’nde yaşadım. İnşaat Mühendisliği Fakültesini bitirdim ve şu an emekliyim. Şiir kitaplarını okumayı çok severim. 2004 yılında bizim Ahıska Türklerinden iki şairimizin şiirlerinin toplanması ve İstanbul’da basılmasında yer aldım. 2018 yılından beri bu işi devam ettirmeye başladım.
Ahıska şairlerinden, Azerbaycan Yazarlar Birliği’ne üye olanların şiir kitaplarının hayırsever insanların katkılarıyla basılması için onların şiirlerinin toplanması ve bilgisayara aktarılarak kitap haline getirilmesi için çaba gösterdim. Şükür Allah’a 3 Ahıska Şairin kitabını bastırdık. Şu an 4. kitap basıma hazır. 5. kitap üzerinde çalışıyorum. Ömür vefa ederse Allah’ın izni ile bu işi de devam edeceğim.
Yeniçağ: Resim yaparken nelerden etkileniyorsunuz? Doğadan mı, kitaptan mı, insandan mı?
Mislioğlu: Tabii ki doğadan. Doğadan etkilenmemek mümkün değildir. Çok sayıda kitap inceliyorum. İnsanlarla az-çok ünsiyet kurabildiğim için yakın çevremde samimi dostlarım çok. Resim atölyemizde ise "Vefalı dostlarım" var. Bizler birbirimizi "Vefalı dostlar" diye adlandırırız. Hepsi anlayışlı ve çok samimi insanlar.
Yeniçağ: Son serginizde Mescid-i Aksa’nın resmini sergilemiştiniz. Adeta bugün Filistin topraklarında yaşananları hissetmiştiniz. Filistin konusunun sanat eserlerinde yaşatılması her bir sanatçının borcu olmalı mıdır?
Mislioğlu: Tesadüfe bakın ki, resim rehberimiz Atika hoca hangi türden resim işlemek istersiniz diye sorarak bana şu Kubbet-üs Sahra'yı gösterdiğinde 7 Ekim katliamından bir iki hafta öncesiydi. Hem de biraz zor bir iş dedi hocamız. Ben hiç tereddüt etmeden kabul ettim ve çalışmaya başladım. Sonuçtan memnun kalarak iş güzel alınmış dediler ve resmi çerçeveye alarak Bakanımıza hediye ettiler. Belki de bu manevî bir hissediş idi. Ayrıca Filistin konusunun sanat eserlerinde, dizilerde, belgesellerde, büyük ve muhteşem toplantılarda, resim ve görsel sanatlarda yaşatılmasının çok önemli olduğu kanaatindeyim. Kendisini sanatçı addeden her bir ferdin mukaddes borcu olduğunu düşünüyorum.
Yeniçağ: Türkiye’nin sanat camiasıyla ilişkilerinizi nasıl kuruyorsunuz? Eserlerinizin koleksiyonculara ulaşması için sergi açmak sizi tatmin ediyor mu?
Mislioğlu: Sanat camiasiyla ilişkilerimize gelince 10.10.2023’te Pendik Atatürk Kültür Merkezi’nde Vefa resim sergimizin açılışının gerçekleşmesi (Bld.Bşk.Sn. Ahmet Cin'in katılımı ile), daha sonra Pendik merkezde açık havada 3 gün sergimizin devam etmesi zannediyorum gelecekte sanat camiası ile ilişkilerimize yardım edecektir. Eserlerimizin(eğer bunlara eser demek mümkünse) atölyede çalışan çok becerikli arkadaşlarımızla birlikte resimlerimizin sergilenerek koleksiyonculara ulaşması tabii ki bizi tatmin eder.