Yaşanılan bir travma sonrası ortaya çıkan ve beyindeki arter ya da arterlerin oluştuğu durum, genellikle savunma düzeneği olarak bilinir.
Yani disosiyatif bozukluk yaşayan bir kişide, kafa sesi olarak farklı farklı kişilikler ortaya çıkar ve onlarla mücadele başlar.
Farklı kimliklere bürünen ve arter adı verilen beyni ele geçiren bu hayali kişilikler, duygu durumların karşılığı olarak da tabir edilebilir.
TRAVMADAN KAÇIŞ
Çok nadir görülen bir hastalık olan disosiyatif bozukluk, şizofreni ya da bipolar hastalıklarına da benzetilir.
Şiddet eğilimi de görülebilen bu hastalık, travmadan kaçmayı sağlarken aynı zamanda travmanın kişinin kendi yaşamı üzerindeki etkisini de geciktirir.
Disosiyatif bozukluklar 5 alt grupta incelenir. Bunlar şu şekilde sıralanır:
DİSSOSİYATİF AMNEZİ
En sık rastlanan dissosiyatif bozukluk olan dissosiyatif amnezi, genellikle stresli ve travmatik olaylara eşlik eder. Aşırı psikososyal vakalardan sonra geliştiğinde bu tanıyı koymak daha doğru olur. Çünkü bu tür hafıza kayıpları beyinde oluşan organik bozukluklardan da kaynaklanabilir.
Başlıca belirtileri; belirli bir olayın hatırlanamaması, kişinin tüm yaşamını hatırlayamaması veya belirli bir zaman aralığını hatırlayamaması ya da her şeyi unutması olarak bilinir.
DİSSOSİYATİF FÜG
Amnezinin bir türü sayılabilen de dissosiyatif füg, oldukça nadir görülen bir durumdur. Kişinin geçmişini ve adı veya ailesi gibi önemli kimlik bilgilerini unutup, evinden ya da alışageldiği ortamdan ayrılması anlamına gelir. Kısmen ya da tamamen yeni bir kimliğe bürünür. Çoğunlukla saatler veya günler sürer. İyileşme genelde kendiliğinde olur. İyileşme sonrasında kişi füg başlangıcı zamanı hatırlayabilir, ancak füg esnasında yaptıklarını hatırlamaz.
DİSSOSİYATİF KİMLİK BOZUKLUĞU (ÇOĞUL KİŞİLİK)
Bu hastalık genellikle küçüklükten kalan travma gibi olaylara kişi dayanamadığı için beyin bunlara dayanabilecek kişilikler veya bir kişilik yaratır. Yaratılan bu kişiliklerde genellikle her zaman bir duygu veya eskiden kalan bir anı olur.
Kimi kişilikler iyiyken, şiddet yanlısı kişilikleri de vardır veya bazen intihara meyilli kişilikte görülebilir. Bu hastalığa yakalanan erkeklerde kadın kişilikler ve bu hastalığa yakalanan kadınlarda ise erkek kişilikler rahatça yaratılabilirler.
Genellikle hastalarda en fazla 10 kişilik görülür ama bunun sayısı aslında kişiden kişiye değişebilir. Bu alt egolar bazen aşık olabilirler, ancak kişilik şiddet yanlısı ise karşıdan tepki alamayınca bu sevgi öfkeye dönüşebilir. Ancak sadece şiddet yanlısı kişilikte görülmez, bu iyi kişiliklerde de görülebilir.
Beyin içinde arter adı verilen bu kişilikler, duygu yoğunluklarını da en dibine kadar yaşar. Dissosiyatif kimlik bozukluğu, fark edilmemekle birlikte daha çok kişinin yakın çevresi tarafından değişen davranışları ile ortaya çıkabilir.
Genellikle tedavi ömrü için en az 2 yıl gibi süre verilir. Tedavi sırasında doktor tarafından bu kişiliklerin tanınması, nasıl bir kişilik olduğu ve nerden geldiği tespit edilir. Tespitten sonra birleştirme (kişilikleri yok edip asıl karakterin kalmasını sağlamak) tedavisi başlar. Ancak tedavi sırasında da yeni kişilikler bazen çıkabilir. Tedavide bu çıkan yeni kişilikler ya kişiye yardım eder diğer kişiliklerin yok olmasını sağlar ya da tedaviyi zorlaştırabilirler.
DEPERSONALİZASYON BOZUKLUĞU
Kişinin kendi gerçeklik duygusundan ya da bedeninden ayrıldığı hissinin olduğu ya da sanki bunları dışarıdan bir gözlemci gibi izlediği hissini yaşadığı, sürekli veya yineleyen yaşantıların olduğu bozukluk, depersonalizasyon bozukluk olarak adlandırılır. Bu yaşantısı sırasında kişi gerçeği değerlendirebilir.
BAŞKA TÜRLÜ ADLANDIRILAMAYAN DİSSOSİYATİF BOZUKLUK
Uzun süre ve yoğun şekilde beyin yıkama ve düşünce değiştirme gibi zorlayıcı ikna periyotlarına maruz kalan kişilerde belli derecelerde dissosiyasyon görülebilir. Bu da başka türlü adlandırılamayan dissosiyatif bozukluk olarak belirtilir.