Erdoğan: Fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirilmek üzere çıkılan yolun batı taklitçiliğine dönüştü

Erdoğan: Fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirilmek üzere çıkılan yolun batı taklitçiliğine dönüştü

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesi açılış töreninde açıklamalarda bulundu. "Aklı hür, fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirilmek üzere çıkılan yolun batı taklitçiliğine dönüşmüş olması en büyük kayıptır." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesi Külliyesi Açılış Töreni'ne katıldı. Erdoğan burada yaptığı açıklamada, "Fikri bir buhranın içinde çırpınıyoruz. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e ülkemizin yaşadığı bu tartışmaların temelinde geleceğimizi nerede arayacağımız olmuştur." dedi.

"Ülke ve millet olarak kendimizi kontrolsüz bir batılılaşma fırtınası içinde bulduk. Aklı hür, fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirilmek üzere çıkılan yolun batı taklitçiliğine dönüşmüş olması en büyük kayıptır." şeklinde konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;

İbn Haldun Üniversitemizin ilk etabı tamamlanarak açılan külliyemizin ülkemize ve üniversitemize hayırlı olmasını diliyorum. Bu anlamlı günde aramızda olan Azerbaycanlı ve Katarlı kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Üniversitemizin banisi 1996 yılında bizzat kurucuları arasında yer aldığım İstanbul Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’nın nüvesini oluşturduğu TÜRGEV’dir. TÜRGEV, yurt içinde ve yurt dışında verdiği hizmetlerle eğitimde marka olmuştur.

Öğrencilerimizin derslerinde ve ders dışı faaliyetleriyle ilgili tüm ihtiyaçlarını bulabileceğini külliyemiz, Mimar Sinan’dan alınan ilhamla örnek bir eser olarak vücuda getirilmiştir. Üniversitemiz, nitelikli eğitim kadrosuyla lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin bu güzel atmosferin ülkemizde sosyal bilimlerde yeni bir kapının açılacağına inanıyorum. İnanıyorum ki üniversitemizin içi ve dışı yemyeşil olacaktır.

Üniversitemizin gelişimine katkı yapan herkese teşekkür ediyorum. Üniversitemizin ismini aldığı İbn Haldun, siyaset bilimciliği, devlet adamlığı ve filozofluğu yanında sosyoloji ilminin kurucusu olarak bilinir. İbn Haldun, tecrübelerini mukaddime adlı eseriyle sunmuştur. Bu eserinde ümran ilminin amacını, daha önce olmuş olanların, daha sonra olacaklara ışık tutmak olarak anlatıyor. Yaşadığımız dünya, geçmişi anlamadan geleceği kavramanın mümkün olmadığını tekrar tekrar anlatıyor.

"AKLI HÜR, FİKRİ HÜR, VİCDANI HÜR NESİLLER YETİŞTİRMEK ÜZERE ÇIKILAN YOL BATI TAKLİTÇİLİĞİNE DÖNÜŞTÜ"

Yaşadığımız her hadise geçmişi anlamadan geleceği kavramanın mümkün olmadığını hatırlatıyor. Mesele siyasi ve ekonomik taraflarını bir kenara bırakıp, sadece ilmi yönüyle bakacak olursak batı dünyası ilhamını bizim köklerimizden almıştır. Biz kendi köklerimizi unutarak veya dışlayarak onun türevlerini esas alarak kendimize yol ve yön bulmaya çalışıyoruz. Fikri bir buhranın içinde çırpınıyoruz. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e ülkemizin yaşadığı bu tartışmaların temelinde geleceğimizi nerede arayacağımız olmuştur.

Ülke ve millet olarak kendimizi kontrolsüz bir batılılaşma fırtınası içinde bulduk. Aklı hür, fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirilmek üzere çıkılan yolun batı taklitçiliğine dönüşmüş olması en büyük kayıptır. Türkiye'nin siyasi, ekonomik, askeri olarak yeniden kendine güvenini kazandığı son dönem, bu tür tartışmaların daha adil şartlarda yürümesine de imkan vermiştir. Türkiye bu fikri tartışma zenginliğini hayırlı bir inkişafla neticelendirecektir.

Hükümet olmakla muktedir olmak, muktedir olmakla iktidar olmak arasındaki farkı iyi biliyorsunuz. Gerçek iktidarın fikri iktidar olduğunu iyi biliyoruz. Tek tek bireylerden başlayarak, toplumun tamamına uzanan fikri iktidar yolu zor ve zahmetli bir süreçtir. Kendimi bu konuda mahzun hissediyorum. 18 yılda her alanda tarihi eserlere ve hizmetlere imza attığımızı eğitim, kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum.

"EĞİTİMDE ARZU ETTİĞİMİZ İLERLEMEYİ SAĞLAYAMADIK"

Değerli misafirler, hükümet olmak ile muktedir olmak arasındaki farkı hepiniz inanıyorum ki iyi biliyorsunuz. Gerçek iktidarın fikri iktidar olduğunu da iyi biliyoruz. Fikri iktidar yolu zor ve zahmetli bir süreçtir. Şahsen bu konuda kendimi mahzun hissediyorum. 18 yılda her alanda tarihi eserkere ve hizmetlere imza attığımızı ancak eğitim ve kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum.

Genç bir nüfusa sahibiz ama medeniyet tasavvurumuzu hayata geçiremiyoruz. Medyamız bizim sesimizi ve nefesimizi yansıtmıyor. ilimde, sanatta, kültürde benzer sıkıntılarla karşı karşıyayız. Dünyaya kendimizi anlatamıyoruz. Bunun için de fikri iktidarımızı da hala tesis edemediğimiz kanaatindeyim. Hiç kimsenin bu arayıştan rahatsız olmaması gerekir.

Fikri iktidarı siyasal iktidar değil bilim ve ilim adamları sağlar. Siyasal iktidar sadece onlara yol açar. Bin yıl önceki ilim büyüklerimiz, teorileri ve karşı tezleri bilerek kendi fikri hükümlerini yazabilen insanlardı. Bir görüşün fanatikliğini yapanlar ülkesine ve medeniyete katkı sağlayamaz. Elbette dünyanın bilimde, kültürde ve sanatta geldiği noktayı görmeyecek kadar kör değiliz. Günlük hayatımızda otomobili bırakıp atı kullanacak halimiz yok.

Bizim derdimiz ve arayaşımız başkadır. Dünyadaki hakim fikri anlayışın sadece ardından giderek çok daha iyi bir medeniyet inşa edemeyeceğimizi düşünüyoruz. Tek vazgeçilmezimiz inançlarımızın naslarıdır. Ne inancımıza sırtımızı döneceğiz, ne de modern dünyayı reddeceğiz.