Berkay BİGEÇ / ANKARA
Doğu Türkistan'da zulme devam eden Çin, uzun yıllardan beri Türkiye’de T.C. Vatandaşı olarak yaşayan Uygur Türkü akademisyen Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Erkin Emet hakkında yakalama emri çıkarmıştı. Emet, Çin’in yakalama kararının altında ne yattığını, The New York Times gazetesinde yayımlanan Çin hakkındaki gizli belgeleri ve daha fazlasını Yeniçağ Gazetesine anlattı.
Doç Dr. Erkin Emet’le yaptığımız röportaj şöyle; Öncelikle hakkınızda çıkartılan yakalama kararını bir de sizden dinleyelim. Bu, Çin’in hakkınızda çıkardığı ilk yakalama kararı mı?
“DOĞU TÜRKİSTAN’DA AFİŞLERİMİZ BASILDI, İHBAR EDENE PARA ÖDÜLÜ VERİLECEĞİ SÖYLENDİ”
Şu an Doğu Türkistan’da o toplama kampı dediğimiz kamplar başlamadan önce 2017 yılında Nisan ayında çıkartılmıştı ilk tutuklama, yakalama emri. Bu yakalama kararı 21 kişi hakkında çıkartılmıştı. Kararda bu kişileri ihbar edene para ödülü verileceği de söylendi. Bu ilk yakalama kararıydı. Duvarlara afişler asılmıştı. Geçtiğimiz günlerde bu yakalama kararı yinelenmiş. Yani bu ikinci yakalama kararı. Bu yakalama, tutuklama kararı sizin Türkiye’deki yaşamınızı etkiliyor mu? Yurt dışına çıktığınızda problem yaşıyor musunuz?
“ARAP ÜLKELERİNE GİDERSEM SIKINTI YAŞARIM”
-Türkiye, Avrupa ve Amerika gibi demokratik ülkelere ziyaret ederken herhangi bir problem yaratmıyor. Ama Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Arap ülkelerine gittiğim zaman sıkıntı yaratıyor. Dünyadaki diğer Uygur Türkleri bu yakalama kararı hakkında ne dediler ne konuştunuz?
“BATILI DEVLETLER ÇİN’İN BU POLİTİKALARINI CİDDİYE ALMIYOR”
-Bu Çin’in Uygur Türklerine karşı çıkarttığı ilk yakalama kararı değil. Daha önce de Dünya Uygur Kongresi Başkanı İsa Dolkun için çıkartılmıştı bu karar. Sonra bizim STK’larımızın girişimiyle Interpol bu kararı kaldırmıştı. Çin’in bu tarz girişimlerini Batı devletleri ciddiye almıyor. Çünkü; Çin bu konuda sabıkalı, Uygur Türklerine yaptıkları ortada, Türkleri ortadan kaldırmak için bir politika yürütüyor. Bu yüzden Batı bu tarz girişimleri ciddiye almıyor. Çin’in hakkınızda çıkarttığı bu karardan sonra çalışmalarınıza devam edecek misiniz?
“DOĞU TÜRKİSTAN BAĞIMSIZ OLANA KADAR MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK”
-Tabii ki devam edeceğiz, bizim büyüklerimiz bu davayı Türkiye’de başlatmış. Doğu Türkistan bağımsız oluncaya kadar bu dava devam edecek. Çin bizi susturmak istiyor. Çin büyük bir devlet olmak istiyor ama imaj problemleri var, dolayısıyla Türk kamuoyu önemli bizim de Türk dünyasına zarar verdiğimizi söyleyerek bir kamuoyu yaratmak istiyor, ama biz susmayacağız. Türklerin anayurdu Doğu Türkistan bağımsız oluncaya kadar bu mücadele devam edecek. New York Times gazetesinde çıkan gizli belgelerde neler yazıyor?
“UYGUR TÜRKLERİNE ASLA ACINMAMASI GEREKİYOR DİYE YAZMIŞLAR”
-New York Times gazetesinde 403 sayfalık gizli belgeler yayımlandı. Bu belgeler çok önemli, dünya yıllardır, toplama kampı var mı yok mu? Bunu tartışıyordu bu yayımlanan belgelerle birlikte bu tartışmaya nokta koyulmuş oldu. Belgede esas olarak şu deniyor; Şu anki Cumhurbaşkanı Şi Cinping’in bizzat hazırladığı bir gizli belge bu. Belgede “Doğu Türkistan’daki Türk soylulara acınmaması ve bunların bastırılması gerektiği ve yok edilmesi ile ilgili notlar yazıyor. Belgelerin 161 sayfasında Doğu Türkistan’ı nasıl kontrol altına alacak, oradaki toplumları nasıl Çinlileştirecek konusundaki radikal kararları yazıyor. Dünya kamuoyu bu belgelere nasıl tepki verdi? Daha önce Doğu Türkistan’da bir işgal yok diyenlerin fikirlerinde değişiklik oldu mu?
“CUMHURBAŞKANI Şİ CİNPİNG’İN YARGILANACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
-Evet, daha önce medyada tartışılmayan bazı konular artık tartışılır oldu. İnsan hakları örgütleri artık Doğu Türkistan’da yaşanılanları insanlık suçu olarak kabul ediyor. Bu insan hakları suçu işleyenlerin uluslararası mahkemede yargılanması gerektiğini söylüyorlar. İlerleyen günlerde Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping’in mahkemede yargılanması için girişimlerin başlayacağını düşünüyorum, orada olanlar insanlık dışı bir uygulama. Çin kapalı sistemle yönetilen bir ülke, bu yayımlanan belgelere Çin halkından tepki geldi mi? İçeride neler konuşuluyor?
“ÇİN SUÇ ÜSTÜ YAKALANDI”
-Çin’de özgür medya olmadığı için Çin vatandaşlarının neler dediğini, düşündüğünü öğrenmek gerçekten zor. Ama en ufak bir olayda Çin Dışişleri Bakanlığı sert tepki veriyordu. Abdürehim Heyit olayını hatırlayalım, Türkiye Dışişleri Bakanlığı açıklama yaptığında Çin’den büyük bir tepki gelmişti. Ama bu olayda Çin Hükümetinden büyük bir tepki gelmedi. Çin suç üstü yakalanmış oldu diye düşünüyorum. Doğu Türkistan’daki her durumu takip edemesek bile birçok olaydan haberdar oluyoruz.
-Az da olsa serbest bırakılanlar var, ama baskı hala ciddi bir şekilde devam ediyor. Bildiğiniz üzere üç çeşit toplama kampı var, çok tehlikeli gördüğü insanları tuttuğu toplama kampı, ikinci kamp değişebilir dediklerini aldıkları kamp, üçüncü kamp ise sözde eğitim merkezi dedikleri yer. Şimdi internete yeni görüntüler düştü, elleri kelepçeli olarak götürülen Uygur Türkleri. O Uygur Türkleri birinci seviyede kalanlar trenlere koyularak Çin’in içindeki kamplara götürülüyorlar. Götürdükleri yerler Çinlilerin yoğun olarak yaşadığı yerler. Aldığımız haberlere göre “helal organ” dedikleri bir şey yapıyorlar. Zengin Müslümanlara Uygur Türklerinin organlarını satıyorlar. Çin’in bu yaptığını gerçekten bir soykırım olarak söyleyebiliriz. İşkence var, idam var. Cumhurbaşkanının “acımadan bunları halledin” emri gerçekleri ciddi bir şekilde ortaya çıkartıyor. Uygur Türk’ü kadınların evlerine Çinli erkeklerin yerleştirildiğine dair iddialar da ortaya çıkmıştı, bu iddialar doğru mu?
“MESELE ARTIK NAMUS DAVASI DA OLDU”
-Bu artık iddia değil, bu tespit edildi. Çin’in Türkiye’de sözcülüğünü yapan bazı basın kuruluşları var, siyasi partiler var bunlar Çin’in böyle bir şey yapmayacağını söylüyor. Bu kesinlikle yanlış. Biz bu olayı Çin medyasından takip ettik. Çin’in Halk Gazetesi böyle bir olay olduğunu doğruladı. Eşleri kamplara götürülmüş 1 milyon 260 bin Uygur Türkünün evine Çinli erkek gönderildiği yazıldı. Bu haber Çin’in devlet gazetesinde yazıldı. Bu mesele artık bir de namus davası oldu. Böyle bir şey olamaz. İlerdeki günlerde yeni bir basın ekibi toplama kamplarını ziyaret edecek, Çin başka toplama kamplarını mı gösterecek?
“UYGUR TÜRKLERİNİ BÜTÜN GÜN DANS EDEN TOPLUM OLARAK GÖSTERMEYE ÇALIŞIYORLAR”
-Çin, Göktürk devleti döneminde de öyleydi. Bizim hakanlar Çin’e gittiği zaman, Çin onların geçeceği yolları çiçeklerle süslerlerdi. Bizim hakanlar Çin hayranı olarak dönerlerdi. Çin aynısını bugün de devam ettiriyor. Biz bu olayı ciddiye bile almıyoruz çünkü Çin asla gerçeği göstermez. Biz öğrencilik günlerimizde de bunu yaşadık. O zaman yiyecek ekmeğimiz yoktu, yabancı misafir geleceği zaman devlet bize hemen bir takım elbise, bir gömlek verirdi. Yabancılar gittikten sonra hemen üstümüzden geri alırlardı kıyafeti biz bunu çocukluk yıllarımızda da yaşadık. Bu komünist ülkenin propaganda taktiği, Türkiye’den de insanlar gitti, Çin onlara üçüncü tip toplamlara kamplarını gösterdi. 2 ay bir heyet gitmişti oraya, Urimçi’de bir pazar yeri var, heyet oraya gitti. Bazıları kebap satma numarası yapıyordu, onun dışındakiler sürekli dans ediyordu. Düğünlerde, özel günlerde dans ederiz ama bir toplum düşünün parkta, sokakta her yerde dans eder mi? İşte Uygurları böyle göstermeye çalışıyorlar.
“YENİÇAĞ GAZETESİNE TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Son olarak Çin’de ciddi anlamda bir insanlık suçu işleniyor. Uygurlar önce insan sonra Türk sonra Müslüman. Dünya medeniyetine önemli katkılar sunmuş bir Türk toplumu. Türkiye’nin önde gelen kanalları, gazeteleri bunu haber yapmamaları bizi çok üzüyor. Bu insanlık suçunu her gazetecinin gündeme getirmesi bir görevi olmalı, bu vesileyle hem şahsınıza hem de Yeniçağ Gazetesine çok teşekkür ediyorum,