CHP’li Oran’dan YSK’ya İstanbul sorusu

CHP’li Oran’dan YSK’ya İstanbul sorusu

CHP’li Umut Oran, YSK’nın İstanbul kararına tepki göstererek, “23 Haziran’da CHP bir kez daha İstanbul’u kazandığında mazbata verilecek midir?” dedi.

CHP’li Umut Oran, Haziran 2015 seçimleri sonrasında hükümeti kurma görevinin CHP’ye verilmemesi, 16 Nisan 2017 referandumunda mühürsüz oyların da geçerli sayılması ve son olarak 31 Mart’ta İstanbul seçimlerinin iptal edilerek Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının elinden alınmasını anımsatarak 23 Haziran için uyardı. Oran, YSK’ya yönelttiği soruda “23 Haziran’da CHP bir kez daha İstanbul’u kazandığında mazbata verilecek midir?” ifadelerini kulandı.

AKP İstanbul adayı Binali Yıldırım’ın “Büyükşehirde arıza çıktı” sözünü eleştiren Umut Oran, “Binali Yıldırım seçimden sonra 36 gün ortada yoktu ne zaman ki YSK 6 Mayıs’ta demokrasiye sivil darbe yaptı beyefendi ortaya çıkıverdi ‘yok çaldılar, yok büyükşehirde arıza çıktı’ diyerek, 16 milyon seçmenle dalga geçti. Ben 16 milyon İstanbullu’nun 23 Haziran’da bu arızalı anlayışa gereken dersi vereceğini ve Binali Yıldırım’ı siyasetten emekli edeceğini düşünüyorum” diye konuştu.

CHP Bolu İl Başkanlığında partililer ve basın mensuplarıyla buluşan Umut Oran, burada düzenlediği basın toplantısında Tanju Özcan’ın Bolu Belediye Başkanlığını kazanmış olmasından dolayı CHP İl Başkanı Kazım Karsu ve parti örgütünü kutladı.

Tanju Özcan’ı makamında ziyaret edeceğini, Kıbrısçık ve Mengen’e de giderek seçilen CHP’li Belediye Başkanlarını da kutlayacağını belirten Umut Oran toplantıda şunları kaydetti:

"İstanbul’da yaşanan 31 Mart Yerel Seçim süreci, AKP’nin hukuku ve demokrasiyi ne hale düşürdüğünün görülmesi açısından son derece önemlidir. CHP, adayı Ekrem İmamoğlu, seçmenler tarafından tartışmasız şekilde Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilmiş, ancak iktidar elitleri YSK’ya yaptıkları baskıyla Sayın İmamoğlu’nun haklarını gasp etmiştir."

"Ne yazık ki 31 Mart; hak ve hukuk gasplarının ilki değildir. Daha önce de örneğin 16 Nisan referandumunda “mühürsüz pusulalar” geçerli sayılmış ve “millet iradesinin” tecelli etmesi engellenmiştir. Benzer bir durum 2014 yılındaki Ankara Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde de yaşanmıştır ve milletin kalbinde seçimi kazanmasına rağmen masa başı oyunlarıyla Mansur Yavaş’ın başkanlığı çalınmıştır."

KOLTUĞU DEVRETMEME ALIŞKANLIĞI!

"Görüleceği üzere süreklilik arz eden bir “seçim sonuçlarını tanımama ve koltuğu devretmeme” alışkanlığı söz konusudur. O halde herkes kendine şu soruyu sormalıdır: 23 Haziran’da CHP bir kez daha İstanbul’u kazandığında mazbata verilecek midir? Yoksa türlü bahanelerle yine mi “hukuksuzluk” devam ettirilecektir."

İKTİDAR 23 HAZİRAN’A UYACAĞINI İLAN ETMELİ

"Bu soru hayati öneme sahiptir zira demokrasilerin olmazsa olmazı sandıktır, ancak YSK’nın son dönemde aldığı kararlardan ve İstanbul seçimlerinin hukuksuzca iptalinden sonra “AKP’nin seçimle gelmesine rağmen seçimle gitmeyeceğine” dair inanç yaygınlaşmaktadır. Sadece İstanbul seçmeni değil yurdun her yanındaki milyonlarca seçmen mevcut sisteme dair “şüphe duymaktadır.” Devam eden ekonomik krizden sonra şimdi de “YSK krizi ya da hukuk ve meşruiyet krizi” ortaya çıkmıştır. Bu noktada, devleti 17 yıldır, bazı belediyeleriyse 25 yıldır yöneten iktidar bloğunun temsilcileri bir an evvel halkı ikna edecek açıklamalar yapmalı, “23 Haziran’da Ekrem İmamoğlu bir kez daha önde çıktığında” hukuka uyarak emaneti teslim edeceklerini ilan etmelidir."

YSK’NIN 31 MART KARARI USUL AÇISINDAN DA SORUNLUDUR

"Tarihe kara bir leke olarak geçen YSK kararı, şekil (usul) açısından da sorunludur. YSK, hiçbir yazılı kurala uymadan “7 asıl ve 4 yedek” üyeye aynı anda oy kullandırmıştır. Oysa 7062 sayılı YSK’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’a göre YSK üyeleri “asıl ve yedek” olmak üzere iki farklı sınıfa ayrılmıştır ve sadece bu ayrım bile “asıl ve yedek üyelerin” aynı anda oy kullanamayacağını göstermek için yeterlidir. Öyleyse büyük bir rahatlıkla söylenmesi gereken şudur: YSK’nın iptal kararı alan kurulunun oluşum şekli hatalıdır. Yani kanunlara, tüzük, yönetmelik ve teamüllere aykırı bir kurul oluşturulmuş ve bu kurul “hukuksuz bir karar almıştır.”

YSK’DAN YANIT BEKLEYEN 5 SORU

"Bu vesileyle basın mensupları aracılığıyla YSK’ya şu soruları yöneltmek istiyorum:

YSK’nın 6 Mayıs 2019’da aldığı ve 31 Mart seçimlerine sivil darbe anlamı taşıyan 2019/4219 sayılı kararı için neden 11 üye (7 ASIL + 4 YEDEK ÜYE) biraraya gelerek toplandı?

YSK’nın asıl üyelerinde eksiklik yoksa sadece 7 asıl üye ile birlikte toplanıp karar alması gerekmiyor muydu? YSK’da kararların; toplantıya katılmış olan asıl üyeler ile hastalık gibi zorunlu nedenlerle toplantıya gelemeyen asıl üyenin yerine katılacak sınırlı sayıda yedek üye ile birlikte alınması gerekmiyor mu?

YSK’nın karar alma yeter sayısı salt çoğunluk olarak belirtilmiş olmasına rağmen asıl üyelerin tamamı toplantıda hazır olsa bile yedek üyeler karara katılabilir mi?

Yasalarda YSK’nın toplanma sayısına ilişkin herhangi bir hüküm var mıdır, varsa hangi mevzuatta bunlar düzenlenmiştir?

Sandık, ilçe ve il seçim kurullarında asıl üyeler gelmemişse ancak o zaman yedek üyelerle toplantıya katılıp kararda oy kullanabilmektedir. Alt kurullar için geçerli olan toplantı kuralları YSK’daki Üst Kurulu bağlamıyor mu? YSK Üst Kurulu, uygulama bütünlüğünün dışına çıkarak taşra teşkilatlarından bağımsız olarak farklı bir işleyişle karar alma yetkisi var mıdır?"

İlgili Haberler