Geçen günlerde katıldığı Sözcü TV yayınında, 2016’da AKP’nin önerdiği ve CHP’nin de ‘Evet’ dediği ‘dokunulmazlıkların kaldırılması’ gündemi hakkında açıklamalarda bulunan Özgür Özel, kamuoyu önünde ‘Evet’ tavrını savunsa da aslında kendisinin de ‘Hayır’cı olduğunu ifade etmişti.
Özgür Özel’in bu açıklamalarından bir bölümü X hesabından paylaşan Tur Yıldız Biçer, “Sayın Özgür Özel’in bir soru üzerine ‘dokunulmazlıkların kaldırılması’ konusundaki açıklamaları karşısında açıkçası çok şaşırdığımı ifade etmeliyim” dedi.
Biçer, sözlerinin devamında ise parti toplantılarında geçen tartışmaları yazdı ve Özgür Özel’in ‘Evet’ tavrını savunduğunu söyledi.
Eski CHP Milletvekili Tur Yıldız Biçer’in açıklamaları şöyle:
Geçtiğimiz gün Sözcü TV’de, Sayın İpek Özbey, Sayın Uğur Dündar ve Sayın İsmail Saymaz’ın konuğu olan Grup Başkanımız Sayın Özgür Özel’in bir soru üzerine “dokunulmazlıkların kaldırılması” konusundaki açıklamaları karşısında açıkçası çok şaşırdığımı ifade etmeliyim.
Sayın Özel’in, programda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin Sayın Genel Başkanımızın aksine “hayır” denmesi için çok çaba harcadığını ve “içerde başka, dışarıda başka” konuşmak zorunda kaldığını söylemesi de ekstra şaşırtıcıydı.
Sayın Özel’in TV’deki konuşmasında böyle şeyler söylese de gerçekler hatırladığı gibi değil:
Kendisi için “içerisi mi dışarısı” mı bilemiyorum ama 17 Nisan 2016’da Manisa Gölmarmara İlçe Başkanları Toplantısında dokunulmazlıkların kaldırılmasına neden “Hayır” dememiz gerektiğini anlattığım konuşmamdan sonra Sayın Özgür Özel kürsüye geldiğinde dokunulmazlıklara neden “Evet” dediğini şu sözlerle açıklamıştı:
“Biz dokunulmazlıklara AKP’nin, RTE’nin kimyasını bozmak için ‘Evet’ diyoruz; ama görüyorsunuz ki bazı milletvekillerimizin de (beni kast ederek) kimyası bozulmuş, bu nedenle dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı çıkıyorlar.”
Belki Sözcü Tv’deki izleyiciler buna inanmış ve kendisinin bir “Hayır”cı olduğu fikrine ikna olmuş olabilir; ama o gün salondaki “içeridekiler” bunun aksi olduğunu hatırlayacaktır.
Bunun kamuoyunda bilinmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ayrıca programda sarf ettiği: “Dokunulmazlık oylamasını çok tehlikeli gördüm. Dokunulmazlık oylamasında son gün, Selin Sayek Böke ve Zeynep Altıok, ikisini kapıya kadar götürdüm, ‘Bir de siz söyleyin’ dedim. Son bir kez daha söyledik, biz grubu oylamaya sokmayalım, bir yolunu bulalım oylamaya girmeyelim, mesele üstümüze kalmasın dedim” sözleriyle özellikle partimizin iki önemli kadın siyasetçisini bir erkeğin yönlendirdiğini ima etmesiyle; hem haksızlık hem de en hafif tabirle toplumsal cinsiyet eşitsizliği meselesindeki bilinçsizliğidir.
Son olarak 5 Haziran 2016’da dönemin MYK üyesi Bülent Tezcan’ın ve Grupbaşkanvekili Özgür Özel’in katıldığı Manisa İl Danışma Kurulu toplantısında yine dokunulmazlıkların kaldırılmasının partimize ve ülkemizin geleceğine vereceği zararı anlattığım toplantıda kürsüde konuşurken Özgür Özel ve Bülent Tezcan’ın oturdukları en ön sıradan hiddetle kalkıp, kürsüden beni indirmek için üzerime yürümeleri, yaşanan arbede sonucunda partililerimiz tarafından engellenmiştir.
Bu iki tutumun kamuoyunda bilinmesini ve bugün yola “değişim” fikriyle çıkanların hem ülkemizi hem de partimizi ne şekilde değiştirdiğini ve bundan sonra nasıl bir “değişime” sürükleyeceğinin doğru tahlil edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
