Böke, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Varlık Fonu'nu eleştirdi. Böke, kamu varlıklarının paralel Hazine'ye devredildiğini iddia ederek, “Bir fonun varlık fonu olabilmesi için o fonun bir varlığa dayanması gerekir. O fonun varlığı olması gerekir. Bu gibi Varlık Fonu kurmuş ülkeler, petrol sahibidir, emtia sahibidir ve bu sahibi oldukları petrolden elde ettikleri gelir fazladır. Bu fazla olan geliri bir fona aktarırlar veya çok zengin ülkeler o derecede yüksek gelire sahiptirler ki bolca ekmeklilik için tasarruf ederler. O fazla olan emeklilik fonları başka yatırımlarda kullanılmak üzere bir Varlık Fonu'na devredilebilir. Türkiye'nin böyle bir varlığı yok, petrolümüz, emtiamız yok, yüksek gelirimiz yok, tasarrufumuz hiç yok. Dolayısıyla Türkiye'de Varlık Fonu oluşturulabilecek bir varlık yok” diye konuştu.
2016 yılında Türkiye'nin net 352 milyar dolar borcu olduğuna dikkat çeken Böke, “Bu koşullarda kurulan bir fon ancak şunu yapabilir. Kamu kurumlarını kendine alır, ipotek eder ve ipotek ettiği kamu kurumları üzerinden borçlanır. Kurulan fon bir kaynağa, yatırıma dönüştürülen bir fon değildir. Kurulan fon kendi üzerine aldığı kamu kaynaklarını ipotek ederek, yani bizim geleceğimizi ipotek ederek yeniden borçlanma mekanizmasıdır. Bu bir borçlanma fonudur, kaynak fonu değildir. Devletin, 80 milyonun ortak kaynağını ipotek ettirir ve ne için kullanacağını dahi söylemez. Babadan kalma evi ipotek ettirip hayali yatırımlarla batıran bir evlat gibi Cumhuriyetin emek emek, herkesi dahil ederek inşa etmiş olduğu halkın mallarını ipotek edip yandaşlara, batık projelere, geleceği olmayan yerlere harcayıp, kaynağı tüketmek demektir. Kısaca adına Varlık Fonu denilen şey, kanunla kurulmuş bir aile şirketidir. Başına getirilmiş fon yönetiminden bu aile şirketinin bir saray şirketi olduğu da çok açık bir biçimde görüyoruz. Halkın malı, ülkenin geliri bütçeden çıkartılıyor ve sarayın şirketine devrediliyor” ifadelerini kullandı.
Yandaş sermayeye Varlık Fonu'nun sermaye aktaracağını, şirket kuracağını iddia eden Böke, “Halktan alacak, yandaşa verecek. Bugün yaşamış olduğumuz çürümüş rant düzenini daha da derinleştirecek. Bütçe açık verecek, açık vermeyecekse yeni vergiler gelecek. Varlık Fonu'na devredilen şirketlerin 2016 yılında Türkiye bütçesine yaptığı katkı 5 milyar lira. Bugün bu bütçeden eksilen 5 milyar lira yerine yeni vergi mi koyacaksınız, cezaları mı arttıracaksınız, harçları mı arttıracaksınız, otoyollara yine zam mı yapacaksınız? Sağlık katkı paylarını yine arttıracak mısınız? Eğer vergiyi arttırmayacaksanız, zamlarla yeni gelir kapıları açmayacaksanız, o zaman bütçeyi açığa, ülkeyi çöküşe mi sürükleyeceksiniz?” şeklinde konuştu.