CHP genel başkanını açıklıyorum
Deniz Baykal’ın “malum istifasından” sonra dar alanda paslaşmalar devam ediyor.
Alan daraldı, çünkü 6 gün sonra CHP’nin genel kurulu var.
Acilen, bir genel başkan seçilmesi
gerekiyor.
Acilen, “ana muhalefet liderinin” ortaya çıkması gerekiyor.
Acilen, CHP’deki parçalanmanın önüne geçilmesi gerekiyor. Kurultayda, kurultay sonrası da bölünmeyecek bir yapının oluşturulması gerekiyor.
Acilen, bir yıl sonraki genel seçimlerde iktidar olacak kadroların hazırlanması
gerekiyor.
Acilen, AKP’nin yapacağı yeni yıpratma hamlelerinin ve operasyonların önüne geçilmesi gerekiyor.
Vs, vs.
Bütün bunların hepsi şu 6 gün içindeki dar alanda yapılmak zorunda.
Bin kişiye değil, 48 milyona bakın
Bu arada basında da anketler
düzenleniyor.
“CHP’nin genel başkanı kim olsun?”
diye.
“Verilen” isimler oylatılıyor. Yani, “medyanın istediği” isimler.
Çünkü, medyanın da kendine göre hesabı var!
Çok fazla ayrıntıya dalarak, CHP’nin içişlerine karışmak istemiyorum. Ancak -şu anda- oy verecek bir seçmen ve bir gazeteci olarak görüşlerimi ifade ediyorum.
Partinin içi, geçenlerde patlayıp da dünya havacılığını alt üst eden İzlanda’daki volkan gibi kaynıyor.
Böyle bir ortamda, partinin başına kim gelirse gelsin işi çok zor. İşi en kolay olan, “gelen” değil, “giden” kişidir.
E zaten müstafi genel başkan Deniz Baykal da, “kimse çıkmasın ortaya ben geleyim” hesabı yapıyor.
CHP’li yöneticiler ve milletvekilleri ise “delege” üzerinden hesap yapıyor. Yani, hangi aday için delegeleri razı ederiz hesabı içindeler.
Oysa, halk bunlara hiç bakmıyor. Bir yıl sonraki genel seçimlerde vereceği notta bunları hiç hesaba katmayacak. CHP’liler yaklaşık 1.200 delegenin oyunu almak için yarışırken, yaklaşık 48 milyon seçmenin aklı başka yerde.
Sabih Kanadoğlu
CHP’nin içinde çok değerli milletvekilleri var ama genel başkanı parti dışından biri
olmalıdır.
Çünkü, dışardan birisi etrafında birleşilirse, en azından genel seçimleri atlatana kadar içerdeki kavgalar sona erer ve iktidar için ciddi koz ele geçirilir.
CHP genel başkanı Atatürkçülüğü ve yurtseverliğinden en küçük bir kuşku duyulmayan, çalışkan, mücadeleci, yaşını başını almış ama dinamik, saygın bir isim
olmalıdır.
Kendi adayımı açıklıyorum:
Sabih Kanadoğlu!..
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı tam böyle bir isim.
Büyük bir ihtirasla uçuruma yaklaşmak
Ben öneriyorum ama kimsenin kulak asmayacağını, kendi iç hesaplaşmalarının hazzını yaşayarak partiyi uçuruma yaklaştıracaklarını düşünüyorum.
Umarım yanılırım.
Sabih Kanadoğlu Türkiye için en verimli çağlarını yaşıyor. Bu önerimi yaparken kendisiyle görüşmüş değilim. (Ceviz Kabuğu programına çıkardığım günlerden beri çok zaman geçti.) Kabul eder mi, etmez mi onu da bilmem.
Ama Kanadoğlu, bırakın CHP’nin genel başkanlığını, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı için de çok değerli bir isim.
Genel seçimlerden bir yıl sonra cumhurbaşkanlığı seçimi de yapılacak. Yani, artık cumhurbaşkanını “halk” seçecek.
Bugün bile Kanadoğlu ile halkın önüne çıkılsa, oyları silip süpüreceğini düşünüyorum.
HHH
Bunları yazdım ama, tekrar ediyorum, CHP’liler bu öneriye kulak asmayacaktır.
Ne yazık ki, tüm gelişmeler AKP’nin değirmenine su taşımaktan ibaret.
Ya da, bu Pazar günü kahvaltısında AKP’nin ekmeğine yağ sürüyorlar.
Afiyet olsun, diyebilir miyiz?
Türkiye bunu hazmedebilir mi?
İyi pazarlar.