Türkiye, Türkiye olmaktan çıktı.
Halk iradesi, yasalara uyma, düşünce özgürlüğü, Cumhuriyet’in değerlerine saygı, basında doğru haber verme, vs. hak getire.
Bakınız KKTC’de “ulusalcılar” geçen hafta sonu yapılan seçimde “ezdi geçti!..” Ama neredeyse, seçim sonuçları, demokratik olgunluk, Kıbrıs Türk halkının teslimiyete başkaldırısı görmezden geliniyor!..
* * *
Ergenekon denen soruşturmalara karşı hükümetin tutumu ile ülke, iki kutba ayrıldı, huzur bozuldu. 1980 öncesi silahlı kutuplaşma vardı, bugün silahsız kutuplaşma!.. “Herkesin hükümeti” ve “herkesin başbakanı” nın görevi bu mudur?.. Yandaş medya, neredeyse toplumun ezici çoğunluğunu “suçlu” ilan edecek!.. Türkiye nasıl dönüştürülüyor, bakar mısınız?..
* * *
Şimdi yeniden “anayasa değişikliği” tartışmaya açıldı. Cumhurbaşkanı Gül’ün süresi ne kadar kalmış, onu da soruyorlar! Oysa, son Anayasaya göre cumhurbaşkanını halk seçecekti, ama Meclis’deki çoğunlukları ile kendileri seçtiler; anayasaya uymadılar!.. Acaba burada da bir Ergenekon oyunu mu döndü dersiniz!?..
Sonuç olarak neremiz doğru ki?.. Belki ders alınır diye, biz aşağıdaki sözlere(ağıtlara) bir bakalım en iyisi.
YÛSUF’U ATTINIZ KÖR KUYUYA..
DUASIZ VE AMİNSİZ
Ayırdınız Yûsuf’u babasından, kardeşten;
Attınız kör kuyuya, Bünyamin’siz koydunuz.
Gözü durdu Yâkub’un, kurudu pınarları.
Rûhunuzu duâsız ve “âmin” siz koydunuz!..
ŞEHİD DEDEM
Şehid dedem, amucam; düştüler derde şimdi.
Ruhları pervâz vurdu acabâ nerde şimdi?
“Bayrağım tek düşmesin, başım düşsün...” diyenler;
Yüreğim kan ağlıyor, bayrağım yerde şimdi...
MİLLETE KULAK VERİN DÂVÛDÎ HIÇKIRIK VAR!..
GÖK KUBBEDE YIRTIK VAR..
Sinsi sese kulak ver, ötelerde “tık - tık” var.
Gök kubbe tepemizde, ortasında yırtık var.
Hedefimiz bu muydu, âkıbet bu mu Rabb’im?..
Millete kulak verin Dâvûdî hıçkırık var!..
BENCİLLER
Milleti yok sayarak, “yalınız ben” diyorlar.
Melekleri sevmiyor, “şeytan ahsen” diyorlar.
Çelişkiyle yoğrulmuş mantıktan ne beklenir?..
Cana korku salıyor; “korkuyu yen” diyorlar.
MERVAN
Seni teşvîk edecek bir yeni Mervân arıyorsun.
Bu asîl milleti yıldırmak için ân arıyorsun.
Dağınık kullarının her biri “püsküllü belâ” dır.
Bilirim kastını, lîderliğe şeytân arıyorsun.
ZİNDANLARA SIĞMAZ
Haps ettiğin insanlara bir bak hele, meydanlara sığmaz
Zulm etmeği düstûr edişin; böylesi, iz’anlara sığmaz
İz’ansıza hürriyeti târif edemem, ülfeti yoktur,
Beynimdeki efkârımı hapset hadi, zindanlara sığmaz!..
* * *
Yukarıdaki dörtlükler bir “Milli Görüşçü” ye ait. Adını sonraki yazımda açıklayacağım. Bakalım bu arada kim olduğunu merak eden çıkacak mı?
Bu dörtlükler, kim için söylenmişti,
bugün kimi-kimleri anlatıyor?..
Bunların yazarı-şâiri kim;
devir döndü; sözler kendilerini mi vurdu?..
