Can havliyle tehlikeli sularda...
Başbakan Erdoğan’ın Toronto’daki G-20 toplantısında ABD Başkanı Obama’dan yeni isteklerde bulunduğu ortaya çıktı.
Obama’nın, ülkesinin Dünya Kupasında Gana ile yaptığı futbol maçını izlemek için Erdoğan’ı maç bitene kadar beklettiği söyleniyor.
Yandaş medya ise, “Erdoğan’ın Obama’yı uyardığını” yazıyor!..
Bu nasıl medyadır ki, vatandaş olarak “Türk Medyasından” doğruları öğrenemiyoruz?
Amerikan askeri çağırmak!..
Sonuçlara bakarak gerçeği kendimiz bulmaya çalışıyoruz mecburen.
Meğerse, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı “NATO’ya çağrı” yapmış!..
“Biz Afganistan’a geldik, siz de Kandil’e gelin!” demiş.
Kandil neresi, Türkiye mi?
Kimin ülkesine asker istiyorsun?
Zaten orada(Irak’ta) asker gönderin dediğin Amerika işgalci olarak bulunmuyor mu? İstese, Kandil’deki PKK’lıları yok etmez mi?
Yıllarca Saddam’a 36. paralelin üstünü yasaklayarak, orada bunları kendisi beslemedi mi?...
Bu, ilk kez olmuyor.
Daha önce de Erdoğan’ın Amerikan askeri istediği yazılıp çiziliyordu. Adına NATO askeri deniyor ama, gerçekte Amerikan askeri.
Buna bir de 1 Mart Tezkeresi’ndeki “Türkiye’de 62.500 Amerikan askeri bulunsun” isteğini ekleyin..
Başbakanın PKK terör örgütüne karşı, daha önceki yabancı asker isteği netliğe kavuşmamış, tepkiler üzerine üstü örtülmüştü.
Şimdi ise, açıkça söyleniyor.
Efendim; Türkiye Afganistan’daki Taliban terörüne karşı yürütülen mücadelede asker göndermiş, ortak mücadele veriyormuş, Kabil’deki birliktelik burada da olacakmış.
Can havliyle...
Erdoğan tehlikeli sularda yüzüyor ve can havliyle ne yaptığını bilmiyor.
Niçin derseniz, yanıtı şu:
AKP bir dönem daha iktidardan inmemek, kendisinden sonraki Türkiye’yi dizayn etmeden gitmemek için her şeyi göze alıyor. Nedense(!), Türkiye’de iktidar olmanın koşullarından birinin de, özellikle ABD’den icazet almak, icazet alabilmek için de önce gönlünü almak, gönlünü alabilmek için de her tavizi vermek olduğunu düşünüyor.
Yoksa nereden çıkıyor bu ABD askeri isteği?
NATO adı altında gelecek Amerikan askeri nerede duracak, nereye kadar “terör kontrol bölgesi” ilan edecek, hangi eylemlere girişecek?.. Mevcut durumda bile, örneğin İncirlik Üssü’nden PKK’ya yardım yapıldığını duymayan, bilmeyen kaldı mı?.. Türk Ordusu’nun generalleri ve eski bir Genelkurmay Başkanı bunları açıklamadı mı?
Şimdi durum böyle iken, nasıl olur da, hangi akla hizmet, ABD askeri için talepte bulunursunuz?
Kandil bahanesi ile Türkiye’nin işgali mi isteniyor?
Türk Ordusu ordu değil mi?.. 700 bin civarındaki mevcudu ile, yoğun silah alımları ile bu terörle başa çıkamıyor mu?
Daha geçenlerde Orgeneral İlker Başbuğ, “OHAL’e ihtiyaç yok, istihbarat paylaşımında da sorun yok” demedi mi?
Demek ki sorun başka yerde. Bu noktayı duymayan kulaklara daha çok vurgulamak gerekiyor demek ki.
Kanuni’nin torunları böyle mi olur?
Afganistan’a asker gönderme konusuna dönersek.
Bir kere, Afganistan’a rica ile gitmedik, emrettikleri için gittik. Şimdi biz NATO’ya emredebiliyorsak, onların askerini talep etmek yerine, üye ülkelerin teröriste desteğini kesmesini istememiz yeter. Silah, para, siyasi destek ve stratejik destek vermesini önlememiz gerekiyor. Daha önce, 100 bin askerimizle Kuzey Irak’a girdiğimizde ABD’nin Türkiye’yi nasıl azarlayıp, tehdit ettiğini kimse unutmadı. PKK’yı bitirmek isteyen bir ülke, böyle davranır mı?
Ayrıca, hatırlanacağı gibi, ABD’nin (NATO’nun değil) Afganistan’a yeniden “muharip asker” isteğine önceki Genelkurmay Başkanının nasıl direndiği ortadadır.
Öte yandan, Afganistan’da bir siyasi otorite yok. Irak’ta da yok. Türkiye de aynı durumda mı? Başbakan herhalde bunu demek istemiyor!..
Geldiğimiz noktaya bakar mısınız?
Vaktiyle, Fransa Kralının yardım isteklerine koşan, gururlu bir Kanûni Sultan Süleyman vardı. Şimdi ise, onun torunlarıyız diyenler Amerika’dan yalvar yakar asker istiyor!..