Büyük gerçek?
Bugün Pazar. Yine politika dışı yazacağım ama, geçen haftakileri okuyunca, politika dışı kalmayı -bir günlüğüne de olsa- beceremediğimi gördünüz.
Bakalım bu Pazar başarabilecek miyim?
***
Filmlerin önemi..
Yaşamda hiçbir şey siyaset dışında kalamıyor.
Bakınız bugünlerde TRT’de yayınlanan “Ayrılık” adlı dizi film, Türkiye ile İsrail arasında krize neden oldu.
Siyasetin soramadığı cinayetlerin, işkencelerin, yasa dışı uygulamaların hesabını kimi zaman televizyon ve sinema filmleri soruyor.
İşte 12 Eylül filmleri ve dizileri. Neredeyse 30 yıl sonra, siyasetin yapamadığını yapıyor, hesap soruyor. Genç kuşaklar, hem kısmen de
olsa 1980 İhtilâli’ni öğreniyor, hem de yasadışı uygulamaları.
Vaktiyle korkutulan, susturulan ve her türlü baskıya uğrayan “insanlık”, fırsatını bulunca onurunu koruyor!..
TV’lerde gösterildiği tarihte gereken ilgiyi göremeyen, izlenme listesine (ratinge-reyting) neredeyse giremeyen filmler, programlar aslında bir kişinin bile belleğinde iz bıraksa büyük bir kazançtır.
***
Rating’in ardındaki
büyük gerçek?
Buradan bu reyting meselesine gelmek istiyorum.
Bu göründüğü kadar masum bir konu değil.
Yani sorun, biz televizyoncuların “Ben çok izleniyorum, ama ilk 100’lük listede hak ettiğim sırada gösterilmiyorum” biçiminde meslekî bir yakınması değil. Bunun ötesinde çok büyük anlam taşıyor.
Anlatayım.
Bu işin içindekiler, Türkiye’deki yıllık televizyon reklam büyüklüğünün 3.2 milyar dolar olduğunu açıklıyorlar.
Bu para, yıllarca AGB denen yabancı kuruluşun yayınladığı reyting listesine göre dağıtılıyor.
O liste nasıl yayınlanırsa, o!..
Yani o ne derse 3.2 milyar dolar ona göre paylaştırılıyor.
Bu ölçümlerin sağlığı ve güvenliği konusunda yıllar öncesinde ben de programlarımda dikkat çekmiştim.
Yazılar da yazdım.
Onlara burada tekrar girmek istemiyorum. Dikkat çekmek istediğim nokta, 3.2 milyar doların bazı ellerde nasıl kullanılabileceğidir.
Hani bizim gazete Yeniçağ sürekli olarak “Soros, ABD ve AB fonları ile ülkelerin nasıl yönlendirildiğini” yazıyor ya!..
O fonların hiçbiri, ratingde dönen 3.2 milyar dolar kadar değil!..
Üstelik bu neredeyse “kendi paramız.”
Yani yabancı parasıyla değil, kendi paramızla siyaseti yönlendirmek, gençliği yanlış taraflara sevk etmek, istenilen partiyi iktidara getirmek bile mümkün.
Şimdi önümüzdeki yıl, bu AGB yerine yeni bir şirket ölçüm yapmaya başlayacakmış.
Umarım bu büyük tehlikelerden kurtulmak da mümkün olur.
***
Anadolu’da 4 bin
yıllık “insan beyni”
Bu gelişmeler arasında, kim kafasını kaldırıp da bilimsel gelişmelere dikkat edebiliyor?
Anadolu’da 4 bin yıllık “insan beyni” bulunduğunu kim biliyor?..
Çift ekranlı küçük bilgisayarlar yapıldığını kim biliyor?..
Kilo almamak için de kullanılan yapay tatlandırıcıların (sakarin) aslında kilo aldırdığını kim biliyor?..
Çocuklarımızda görülen hangi davranışların ne anlama geldiğini, otizmin belirtilerini, ergenliğin sırrını, okuldaki başarı formüllerini, zekâ artırmanın yollarını, mutlu çocukluk geçirmenin yollarını hangi aileler biliyor?..
Yörüngeye atılan ilk Türk yapımı uydunun ne işe yarayacağını, yıllardır filmlere bile konu olan her bakımdan büyük tartışmalara neden olan “Truva Savaşlarının” gerçek olup olmadığını, bu konuda efsanelerin dışında ilk kez bulunan bilimsel kanıtın ülkemizde olduğunu kim biliyor?..
Ne diyordu yıllar önce Erol Evgin şarkısında?
“İşte öyle bir şey..”
Evet, işte öyle bir yaşam!.