Buruklukların gölgesinde Öğretmenler Günü: Atama bekleyenler mutsuz, çalışanlar daha mutsuz!

Buruklukların gölgesinde Öğretmenler Günü: Atama bekleyenler mutsuz, çalışanlar daha mutsuz!

24 Kasım Öğretmenler Günü'nde hem öğretmenlerin hem de atama bekleyenlerin sorunları çözülmeyi beklerken, buruk bir şekilde geçiyor. Bir yandan atama bekleyen öğretmenler dururken, çalışan öğretmenlerin ise sorun ve şikayetleri de var.

24 Kasım Öğretmenler Günü'nde öğretmenler mevcut koşullarından dolayı sıkıntılar yaşarken bir yandan da atama bekleyen öğretmenler var. Öğretmenler Günü'nün gölgesinde Eğitim-Sen Çorum Şubesi tarafından yapılan detaylı açıklamaya göre öğretmenler en çok maddi koşulların zorlaşması ve maaşların yetersizliği ve mesleki saygınlığın olmamasından yana rahatsız.

ATANAMAYAN ÖĞRETMANLER GREV YAPTI

Atanamayan öğretmenler Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önünde oturma eylemi yaptı. “Derecelerin elendiği mülakat gibi mülakat", ''Mülakat gibi mülakat dediler, öğretmen kıyımı yaptılar” dövizleri taşıyan öğretmenler; "Atama hakkımız söke söke alırız", "Mücadele dersini öğretmenler veriyor", “Algı değil, hakikat adaletsiz mülakat" sloganları attı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen ve Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan da eyleme destek verdi.

Bebeğiyle gelen atanamamış bir öğretmen, “14 Kasımda ben elendiğimi, sıralama olarak gerilediğimi öğrendim. Normalde alanımda 57 bin kişi içinde bin 367'inci oldum. Sıralamam bin 953'e kaydı ve ben bu şekilde atanamıyorum. Bugün biz sevinmeliydik, ailelerimizle sevinç gözyaşı dökmeliydik ama şu an atanamıyorum. Ben bebeğimle 10 saatlik yoldan geldim. Biz bunu hak etmedik” ifadeleriyle tepki gösterdi.

"24 KASIM'I KUTLAYAMAYACAĞIZ"

Gülümser Erduran isimli atanamayan ve branşının tarih olduğunu söyleyen bir diğer öğretmen de şunları söyledi:

"Branşıma 619 kontenjan verildi, 443 sıralama yaptım. Mülakatta sorulan 3 soruyu 3’te 3 bilmeme rağmen mülakatta bana KPSS puanım baz alınarak artı 0,74 puan verildi. Ben şu ana güncel sıralama olarak 703 oldum, kontenjan dışı kaldım. Ben aktif olarak 10 yıldır öğretmenlik yapıyorum ve mülakatım gerçekten çok güzel geçti. Ben ona rağmen Bakanımızı dikkate alarak önemseyerek 'Mülakat gibi mülakat yapıyorum' dediği için mülakat için ciddi ciddi hazırlandım. Sadece ben değil, burada olan veya olmayan arkadaşlarım mülakat öncesi kontenjan içerisindeyken şu ana hepimiz kontenjan dışı olduk ve yarın 24 Kasım. İnanın biz buraya çok güçlüklerle geldik. 24 Kasım'ı kutlayamayacağız."

ÖZÇAĞDAŞ: ''ORTADA BİNLERCE MAĞDUR ÖĞRETMEN KALDI''

CHP Genel Başkan Yardımcısı Özçağdaş, konuşmasında şunları kaydetti:

"Aylardır yaşanan mülakat tartışmalarının son aşamasındayız. Yüzlerce öğretmen var burada. Öğretmenlere ek olarak bebekler, anne-babalar var. Onlara destek vermek isteyen, başka illerden gelen dedeler var. Mülakatlar, iller arasındaki dengesizlikler nedeniyle büyük haksızlık üretti. Bazı mülakat grupları kendi hemşerilerine biraz daha yüksek puanlar verdiler. Bazı mülakat grupları sadece puanları yuvarladılar ve ortada binlerce mağdur öğretmen kaldı. Bu öğretmenlerin her birisinin bir öyküsü var.

'Mülakat yapmayacağız' diyerek yola çıkanlar, öğretmenlere söz verenler. Ardından 'mülakat gibi mülakat yapacağız' diyenler ne ilk sözlerinde durdular ne de mülakatları mülakat gibi yaptılar. 45 dakikalık mülakatlarda çoğu zamanı bile tutturamayan, hızla görüşülen ve öğretmenler arasında büyük adaletsizlikler olan bir sonuç oluştu.

Hamileyken bir yandan hazırlanan öğretmenler, küçücük çocukları yanlarındayken hem onlara bakan hem çalışan öğretmenler, eşleri çalışsın diye evin bütün yükünü üzerine alan eşler... Bunların her birisinin insan öyküsü var. Milli Eğitim Bakanı diyor ki, 'Sadece 1100 kişi.' Bir kere rakam doğru değil, MEB’den çelişkili rakamlar geliyor. Sadece 1 olsa ne olur? 1100 olmasın, 1 kişi olsun; yanımdaki Mervenur öğretmenin hayatı değişmeyecek mi?

"MÜLAKATLAR İLLER VE KOMİSYONLAR ARASI HAKSIZLIK ÜRETTİ"

Günün sonunda bu mülakatlar çok açık bir iller ve komisyonlar arası haksızlık üretti. Bunun çözümü belli. Bu 20 bin kontenjanın içerisinde yer alan KPSS ile bu hakka kavuşmuş ama mülakat nedeniyle dışarıda kalmış kaç öğretmen varsa bütçe kanununa tek bir madde ekleriz, KPSS puanıyla hak eden ama mülakat nedeniyle mağdur olanların sayısı kaç ise o kadar ek kontenjan yaratırız ve sadece KPSS puanıyla alırız ve Türkiye bu zulümden, bu haksızlıktan kurtulur. Bunu yapmak mümkün.

Hiçbir şeyi umursamayan Milli Eğitim Bakanı'na sesleniyorum, bir bürokratınızı ya da Bakan Yardımcınızı gönderin. Türkiye'nin dört bir yanından öğretmenlerle saatlerdir buradayız. Kendi aralarında para toplayarak geldi bu öğretmenler, yok böyle bir kaynakları. Bu derece vurdumduymaz, bu derece zalim olunmaz. Bir iktidar bu genç nüfusa bu derece zulmetmez.

''SAYIN CUMHURBAŞKANI BU ZULME ORTAK OLMAYIN, DURDURUN BUNU''

Sayın Cumhurbaşkanı, bu zulme ortak olmayın, durdurun bunu. Deyin ki, ‘Ben bu kadar ek kontenjan açılması talimatını verdim.’ AK Parti iktidarı dedi ki, ‘Emekli olan öğretmen kadar öğretmen alacağım.’ Geçen yıl emekli olan 23 bin 670 kişi var. 566 gündür atama yapılmadı. Alınan kontenjan 20 bin, dolayısıyla sözlerinde dursalar 3 bin 670 kişiyi almaları gerekiyor zaten. İhtiyaç da var kaynak da var bunu çözebilecek yöntem de var."

EKMEN: ''MİLLİ EĞİTİM VE MALİYE BAKANLARI ANLAŞIP BİN 250 KİŞİLİK KADRO AÇSIN''

DEVA Partisi Mersin Milletvekili Ekmen ise şöyle konuştu:

"Bugün öğretmen değil, öğretmen adayı olmanız Türkiye'deki yanlış eğitim politikalarının ve faizciye ödenen paralar nedeniyle çökmüş ekonomik sistemin bir sonucudur. Keşke sizi burada, kaldırım üstlerinde değil, okullarda çocuklarınıza ders verirken ziyaret etmiş olsaydık. İnanıyoruz bir gün bu ziyareti de yapabileceğiz.

Mülakat sistemine tamamen karşıyız ve sayın Cumhurbaşkanı'na vermiş olduğu sözü hatırlatıyoruz, Sayın Milli Eğitim Bakanı'ndan sayın Cumhurbaşkanı'nın sözünü yere düşürmemesini talep ediyoruz. Nasıl ki 'Nas politikası'ndan faiz politikasına dönüldü, bugün Mehmet Şimşek doğru bildiğini yapıyor; sayın Yusuf Tekin de doğru bildiğini yapsın. Burada toplanan arkadaşların büyük çoğunluğu sınavdan yeterli puan aldığı halde mülakatta sırası değiştirilen kişiler, yani siz katmerli olarak mağdur edildiniz. Mülakatı kaldırın ama mülakatı kaldırmak başka bir prosedür fakat bugün itibarıyla mülakatta başarılı olduğu halde sırası değiştiği için kontenjana dahil olmayan bu arkadaşların mağduriyetini sona erdirmek çok kolay. Milli Eğitim ve Maliye Bakanları anlaşıp, bin 250 kişilik kadro açsınlar ve bütçe kanununa bir madde ekleyerek sizin de atanmanızı sağlasınlar."

İLDEŞ: ''BAKAN ATANMA PUANININ KALDIRILDIĞINI SÖYLÜYOR AMA GERÇEKLİK GÜN GİBİ ORTADA''

KESK Eğitim-Sen Genel Örgütlenme Sekreteri İzzet İldeş, öğretmenlerin hakları olanı istemek için burada olduklarını belirterek, "Mülakatın yarattığı durumdan kaynaklı sınavda yüksek alan arkadaşlarımız bile çok geri yerlere düşerek doğal da olarak atanma ile ilgili durumu kaçırdılar. Bakan atanma puanını kaldırıldığına dair bilgi paylaşıyor ama gerçeklik gün gibi ortada. Arkamızda yüzlerce arkadaş Türkiye'de binlerce arkadaş mülakattan kaynaklı mağdur olduğu için atamaları gerçekleştirilemedi" dedi.

EĞİTİM-SEN'DEN ÖĞRETMENLER GÜNÜ AÇIKLAMASI

Eğitim-Sen Çorum Şubesi 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle yazılı açıklama yaptı.

Öğretmenlerin sorunlarının acil çözüm beklediğini belirten Eğitim-Sen Çorum Şubesi yayınladığı mesajda şunları dile getirdi:

ÖĞRETMENLERİN SORUNLARI ACİL ÇÖZÜM BEKLİYOR!

"Öğretmenlik mesleği açısından, uluslararası anlamda tek öğretmenler günü olan 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü olmasına karşın, 12 Eylül sonrasında ilan edilen “24 Kasım Öğretmenler Günü” resmi olarak kutlanacak, her fırsatta mağdur edilen, “az çalışıyorlar”, “çok tatil yapıyorlar” diyerek siyasiler tarafından her fırsatta aşağılanan öğretmenlerin ne kadar “kutsal” bir iş yaptıkları hatırlatılarak, acil çözüm bekleyen en temel sorunları bile gündeme getirilmeden “resmi bir gün” olarak kutlanacak.

12 Eylül cuntasının bir ürünü olan “24 Kasım Öğretmenler Günü” 12 Eylül zihniyetinin ve günümüzdeki temsilcilerinin nasıl bir öğretmen istediğinin simgesidir. Eğitim Sen’in 24 Kasım’ı öğretmenler günü olarak kabul etmesi demek; 12 Eylül rejimini, uygulamalarını ve düşüncesini benimsemek, TÖB-DER’in kapatılmasını ve binlerce öğretmenin mağdur edilmesini onaylamak, 12 Eylül ve AKP zihniyetinin yaratmak istediği “itaatkâr öğretmen” profilini kabul etmek anlamına gelmektedir.

Eğitim Sen, yıllardır dünya öğretmenlerinin evrensel mücadele günü olan 5 Ekim’i Dünya Öğretmenler Günü olarak kabul etmekte ve kutlamaktadır. Çalışma koşullarımızın giderek esnek, kuralsız ve güvencesiz hale getirilmesi, angarya çalışma uygulamalarının artması ve son olarak iş güvencemize göz dikilmesi, eğitim emekçilerini büyük bir tedirginlik ve karamsarlık içine itmektedir.

ÖĞRETMENLERİN ÇALIŞMA KOŞULLARI VE SORUNLARA BAKIŞI ARAŞTIRMASI

Eğitim Sen tarafından, öğretmenlerin giderek ağırlaşan çalışma koşulları ve sorunları ile ilgili düşüncelerini ilk elden tespit etmek için 9-20 Kasım 2015 tarihleri arasında, kapsamlı bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Türkiye çapında 7 bölge ve 40 ilde (Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Bursa, Kocaeli, Diyarbakır, Eskişehir, Artvin, Ağrı, Dersim, Malatya, Edirne, Kırıkkale, Kırklareli, Mersin, Muş, Van, Hakkari, Şırnak, Sinop, Çorum, Tarsus, Sivas, Kars, Tokat, Muğla, Nevşehir, Kırşehir, Kastamonu, Konya, Karaman, Ordu, Aksaray, Trabzon, Giresun, Bartın, Sakarya, Yalova, Zonguldak) hemen hemen tüm okul türleri ve branşlardan 4.952 öğretmen araştırmaya katılmış ve görüşlerini bizlerle paylaşmışlardır. Araştırmamız 9 sorudan oluşan bir anket formu üzerinden tüm katılımcılarla yüz yüze görüşülerek gerçekleştirilmiştir.

ARAŞTIRMAYA KATILANLARIN CİNSİYETLERİNE GÖRE DAĞILIMI

Sendikamız tarafından 9-20 Kasım 2015 tarihleri arasında yapılan araştırmaya farklı okul türleri ve branşlardan 4.952 öğretmen katılmıştır. Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 47’si erkek (2269 kişi), yüzde 53’ü (2565 kişi) kadınlardan oluşmaktadır.

ARAŞTIRMAYA KATILANLARIN HİZMET YILI (KIDEMİ)

Araştırmaya katılanları hizmet yılı itibariyle değerlendirdiğimizde yarısının (yüzde 50,8) 16 yıl ve üzeri kıdeme sahip olduğu görülmektedir

Araştırmaya katılanların yüzde 21.6’sı 9-15 yıl arası, yüzde 15,1’i 4-8 yıl arası, yüzde 12,5’i ise 1-3 yıl arası kıdeme sahip öğretmenlerdir. Bazı anket sorularına verilen yanıtlarda ve yapılan yorumlarda kıdemli öğretmenlerle, daha az kıdemli öğretmenler arasında belirgin farklılıklar tespit edilmiştir.

ARAŞTIRMAYA KATILANLARIN MESLEĞİ YA DA BRANŞI

Araştırma yapılırken mümkün olduğunca farklı okul türleri ve farklı branşlardan öğretmenlere ulaşılmasına dikkat edilmiştir. Bu amaçla okulöncesi, ilkokul, ortaokul ve lise türlerinde (Anadolu liseleri, Meslek liseleri vb) çalışan öğretmenlerle görüşülmüştür. Yine benzer şekilde başta sınıf öğretmenleri olmak üzere, toplamda 26 farklı branştan öğretmenlerin görüşleri alınmaya çalışılmış, bu anlamda da oldukça geniş bir kesime ulaşılmıştır.

ÖĞRETMENLER MESLEKLERİNİ YAPARKEN KENDİLERİNİ MUTLU VE HUZURLU HİSSEDİYORLAR MI?

Araştırma sorularımızdan birisi öğretmenlerin mesleklerini yaparken kendilerini mutlu ve huzurlu hissedip hissetmediklerine ilişkindir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 58’i (2735 kişi) “Evet” diyerek mesleklerini yaparken kendilerini mutlu ve huzurlu hissettiklerini belirtmiş, ancak yüzde 42 (1982 kişi) gibi azımsanmayacak bir kısmı ise “Hayır” yanıtını vererek, mesleğini yaparken mutlu ve huzurlu olmadığını belirtmiştir.

Mesleğini yaparken kendisini mutlu ve huzurlu hissetmediğini belirtenlerin açık uçlu olarak belirttikleri ve kendi el yazıları ile yazdıkları nedenler şu şekildedir; “Mesleki saygınlık zedelendi”, “Ekonomik şartlar yetersiz, fiziki koşullar işimi zorlaştırıyor”, “ Veli ve öğrenci profili değişti, eğitim değerini yitirdi”, “Akademik ve ekonomik tatminsizlik yaşıyorum”, “Öğrenci düzeyi düşük, velilerin baskı var”, “Öğretmenlik yetkisi olmayan ancak sorumluluğu çok olan bir meslek”, “Maddi manevi doyum alamıyorum”, “Zorunluluktan yaptığım meslek”, “Ayrımcılık ve mobbing yapılıyor”, “Adaletsiz yapılan müdür ve müdür yardımcıları görevlendirmeleri”, “Günümüz sisteminde öğretmenlerin arka plana itilmesi”, “Sistemden kaynaklanan nedenler (sınıflar kalabalık, not sistemi)”, “Sürekli para toplanması isteniyor”…

ÖĞRETMENLERİ MESLEK HAYATINDA EN ÇOK RAHATSIZ EDEN SORUNLAR

Araştırmaya katılan öğretmenlere kendilerini meslek hayatlarında en çok rahatsız eden sorunlarda birinci sırayı “maddi koşulların zorlaşması ve maaşların yetersizliği” olarak açıklanmış, ikinci sırada ise “mesleki saygınlığın olmamasını” göstermişlerdir.

ÇALIŞIRKEN BASKI YA DA YÖNLENDİRME İLE KARŞI KARŞIYA KALIYORLAR MI?

Araştırmaya katılan öğretmenlere “Çalışırken herhangi bir şekilde baskı ya da yönlendirme ile karşı karşıya kaldığınız oluyor mu?” sorusunu yönelttiğimizde katılımcıların yüzde 39’u çalışırken baskı ve yönlendirme ile karşı karşıya kaldığını belirtmiştir.

Herhangi bir baskı ya da yönlendirme ile karşı karşıya kalmadıklarını belirten yüzde 61’lik kesimin ortak özelliği hizmet yılının 16 yıldan daha fazla, yani mesleki deneyime sahip öğretmenler olmasıdır. MEB’in siyasallaşmış yönetim kadroları mesleki deneyimi daha az olan öğretmenlere yönelik baskı ve yönlendirmeyi daha çok yapmakta, ancak deneyimli öğretmenlere yeterince baskı yapamamaktadır.

ÖĞRETMENLERE ANGARYA İŞLER YAPTIRILIYOR MU?

Öğretmenlere “Çalışırken size mesleğiniz ile ilgili olmayan angarya işlerin yaptırıldığını düşünüyor musunuz?” sorusunu yönettiğimizde yüzde 51,2’si bu soruya “Evet” yanıtı vererek, kendilerine angarya işler yaptırıldığını ifade etmiştir.

En çok tekrarlanan angarya olarak “Nöbet”in yoğun bir şekilde belirtilmesi, geçtiğimiz süreçte öğretmenler açısından önemli bir gündem maddesi olan “Nöbet sorunu”nun hala ciddi bir sorun olarak devam ettiğini göstermektedir. İkinci olarak en çok tekrarlanan yanıt ise “Evrak işleri” olmuştur. Diğer angarya çalışma örnekleri ise katılımcılar tarafından şu şekilde ifade edilmiştir; “Performans”, “Sınav analizleri”, “MEB’in öğrenci veli anketleri”, “formlar”, “İKS”, “TKY”, “Ölçme değerlendirme işleri”, “Fotokopi, e-okul vb”, “Mesai saati dışındaki toplantılar”, “Keyfi görevlendirmeler”, “Kermes”, “Para toplama işleri”, “Sınavlarda zorunlu görev”…

ÜLKENİN VE EĞİTİMİN GELECEĞİ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORLAR?

Araştırmada son soru olarak katılımcılara “Ülkenin ve eğitimin içinde bulunduğu koşulları göz önüne aldığınızda geleceğe güvenle bakabiliyor musunuz?” sorusu yöneltilmiştir. Araştırma sonuçları içinde en çarpıcı sonuç bu soruya verilen yanıtlarda ortaya çıkmıştır. Katılımcıların yüzde 90,6’sı (4371 kişi) “Geleceğe güvenle bakabiliyor musunuz?” sorusuna “Hayır” yanıtını vermiştir.

“Hayır” yanıtını verenlerin çok büyük bir bölümünün üzerinde ortaklaştığı temel neden “Eğitim sisteminin sürekli değişmesi” ifadesi olmuştur. İkinci olarak en çok vurgulanan neden “Bilimsel ve laik eğitimden uzaklaşılması” gösterilmektedir.

EĞİTİM EMEKÇİLERİNİN SORUNLARI GİDEREK ARTMAKTADIR

Türkiye’de eğitim sisteminin yıllardır çözülmeyen sorunları, öğretmenleri ve diğer eğitim emekçilerini, diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre çok daha fazla olumsuz etkilemeyi sürdürmektedir. Türkiye’de çalışan öğretmenler, OECD ülkeleri içinde en çok çalışan, en düşük maaş alan öğretmenler arasındadır.

Siyasi iktidarın eğitimin ve ülkenin geleceğini olumsuz etkileyecek her türlü müdahalesine karşı, yıllardır savunduğumuz taleplerimizi dillendirmeye ve sonuç alıncaya kadar mücadele etmeye devam edeceğimiz bilinmelidir. "

ATAMA BEKLEYEN ÖĞRETMENLERİN SAYISI

ÖSYM ÖABT verilerine göre; 2024 yılı öğretmen atama sayısı ve branş kontenjanları şu şekilde;

Beden Eğitimi

  • Atama Bekleyen Öğretmen Sayısı: 23.689
  • Kontenjan Sayısı:320

Biyoloji

  • Atama Bekleyen Öğretmen Sayısı: 7153
  • Kontenjan Sayısı:167

Coğrafya

  • Atama Bekleyen Öğretmen Sayısı: 10.178
  • Kontenjan Sayısı:285

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi

  • Atama Bekleyen Öğretmen Sayısı: 55.341
  • Kontenjan Sayısı:1594

Fen Bilimleri

  • Atama Bekleyen Öğretmen Sayısı: 18.040
  • Kontenjan Sayısı:305

Fizik

  • Atama Bekleyen Öğretmen Sayısı: 5339
  • Kontenjan Sayısı: 283

İlköğretim Matematik

  • Atama Bekleyen Öğretmen Sayısı: 14.566
  • Kontenjan Sayısı: 174

İ.H.M.L. Dersleri

  • Atama Bekleyen Öğretmen Sayısı: 42.977
  • Kontenjan Sayısı: 217

İngilizce

  • Atama Bekleyen Öğretmen Sayısı:16.300
  • Kontenjan Sayısı: 968

Kimya

  • Atama Bekleyen Öğretmen Sayısı:5.134
  • Kontenjan Sayısı: 468

Lise Matematik

  • Atama Bekleyen Öğretmen Sayısı: 18.932
  • Kontenjan Sayısı: 317

Okul Öncesi

  • Atama Bekleyen Öğretmen Sayısı: 54.327
  • Kontenjan Sayısı: 903

Rehberlik

  • Atama Bekleyen Öğretmen Sayısı: 23.081
  • Kontenjan Sayısı: 1597

Sınıf Öğretmenliği

  • Atama Bekleyen Öğretmen Sayısı: 16.896
  • Kontenjan Sayısı: 3263

Sosyal Bilgiler

  • Atama Bekleyen Öğretmen Sayısı: 18.048
  • Kontenjan Sayısı: 754

Tarih

  • Atama Bekleyen Öğretmen Sayısı: 22.718
  • Kontenjan Sayısı: 619

Türk Dili ve Edebiyatı

  • Atama Bekleyen Öğretmen Sayısı: 40.134
  • Kontenjan Sayısı: 796

Türkçe

  • Atama Bekleyen Öğretmen Sayısı: 20.278
  • Kontenjan Sayısı: 804

Diğer Branşlar

  • Kontenjan Sayısı: 616

ÖĞRTETMENLER GÜNÜ'NÜN TARİHİ

24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün "Millet Mektepleri'nin Başöğretmenliği"ni kabul ettiği gün olarak biliniyor. Bakanlar Kurulu, Atatürk'e "Millet Mektepleri Başöğretmenliği" ünvanını 11 Kasım 1928 tarihinde yaptığı toplantıda vermiş ve bu unvan, 24 Kasım'da Millet Mektepleri Talimatnamesi'nin yayınlanması ile resmileşmişti.

Atatürk'ün 100. doğum yıldönümü olan 1981'de ise, "başöğretmen" olduğu günün ülke çapında Öğretmenler Günü olarak kutlanmasına karar verilmişti. Öğretmenler Günü ile ilgili kutlamalar, 26 Kasım 1992 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Öğretmenler Günü Kutlama Yönetmeliği çerçevesinde gerçekleşti.

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ NASIL ORTAYA ÇIKTI?

24 Kasım Öğretmenler Günü anlamı ve önemi merak ediliyor. Her sene kutlanan önemli günlerden biri olan Öğretmenler Günü ülkemizde 1981 yılından beri kutlanmakta. Atatürk'ün 100. doğum yıldönümü olan 1981'de, başöğretmen olduğu günün ülke çapında Öğretmenler Günü olarak kutlanmasına karar

ÖĞRETMENLER GÜNÜ TARİHÇESİ

Öğretmenler Günü, öğretmen mesleğini icra eden kimseleri onurlandırmak için çeşitli etkinliklerin düzenlendiği bir kutlama günüdür.

Pek çok ülkede 1994’ten beri her yıl 5 Ekim günü UNESCO tavsiyesiyle Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. 5 Ekim günü, 1966 yılında Paris’te gerçekleşen "Öğretmenlerin Statüsü Hükümetlerarası Özel Konferansı'nın" sona erip UNESCO temsilcileri ile ILO tarafından "Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi'ni" oybirliği ile kabul edilişinin yıl dönümüdür.

Kendi kültürel ve tarihi özelliklerine, okul tatil günlerine göre çeşitli ülkelerde farklı tarihler Öğretmenler Günü olarak belirlenmiştir. Örneğin 12 Arap ülkesinde (Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Fas, Katar, Libya, Mısır, Suudi Arabistan, Tunus, Umman, Ürdün, Yemen) her yıl 28 Şubat, Türkiye’de ise her yıl 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. Öğretmenler Gününün tatil olup olmadığı da ülkesine göre değişir.