Galatasaray Kulübü Başkanı Burak Elmas, ekonomi gazetecileri ile buluşmasında Galatasaray''da bir devrim gerçekleştirdiklerini ileri sürdü.
Elmas''ın yaptığı açıklamaların öne çıkan bölümleri şöyle:
- Dünya futboluna örnek bir modeli hayata geçiriyoruz. Hedefimiz bu Türkiye’nin ilk borçsuz, üst üste kâr eden, zarar etmeyen kulübü olmak. Galatasaray’da, ekonomik olarak dünyaya örnek olacak bir model yaratmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki seneden itibaren bunun sonuçlarını almak istiyoruz.
- Hızlı davranmaktan ve hızlı sonuç almaktan başka çaremiz yok. Alınması gereken zaruri kararlar sürekli ertelenmiş. G.Saray’ın buradan hızlı çıkabilmesi için bazı şeyleri hızlı yapmamız lazım.
- Futbolda popüler olmak isteyen başkan varsa, bu dönem o dönem değil. Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe diye ayırmadan söylüyorum; toplu bir çözüm bulma iradesiyle bir araya gelmemiz lazım.
- Kazandığı kadar harcayabilen bir kulüp yok. Finansal Fair Play Türkiye’de uygulanamadı. “Biz borçlanalım, bizden sonra gelen yönetim ödesin” mantığı, borçların ödenemez hale gelmesine sebep oldu.
- Şu anda, Türkiye’de mevcut gelirlerle kredi borcunun faizini ödeyebilecek tek bir Futbol kulübü bulunmuyor. Bizim 2.5 milyar liranın her 350 milyon liralık faizini ödememiz gerekiyor. Her sene borcumuz otomatik artıyor.
- Oturup birlikte Türk futbolunu bu batık durumunda çıkarmanın yolunu oluşturmazsak, 1-2 sezon sonra ‘Finansal Fair-Play’ kurallarına uyulmadığı için hiçbir Türk takımı Avrupa’da futbol oynayamayacak.
- Ciddi anlamda mali sıkıntıda olan, batmış bir futbol sektörü ile karşı karşıyayız. Türk futbolunun geleceği için bunu düzeltmek mecburiyetindeyiz. Türk futbolu için sektörel bir sıkıyönetim ilan edilmeli.
- Geçmişten gelen hataların tekrarlanmaması adına, tepkilere rağmen doğrusu neyse onu yapmaya devam edeceğiz. Görev süremizin sonunda Galatasaray’ı bu yola taşımış oluruz. Altını çizerek söylüyorum; Bu bir ihtiyaç değil, mecburiyet!
- Anlık popülist kaygılarla hamle yapıp bu güzide kulübü daha büyük yüklerin altına sokamayız. Biz kolay olanı değil, zor olanı seçtik. Biz yönetim olarak eleştirilerin hedefinde kalırız ama yarın bu tutumumuzun meyvesini Galatasaray’ımız yer. O nedenle rahatız.
- Kulüp gelirleri ve mülkleri bankalara teminat olarak verilmiş durumda. Gelirler sürekli düşüyor. Yükselen döviz elimizi kolumuzu bağlıyor. Bankalarla girilen yeniden yapılandırma anlaşması gözden geçirilmeli. Bu çerçeve anlaşmasının bize getirdiği çok önemli sorumluluklar var. Önce borcunu ödeyeceksin, sonraki yıl zarar etmeyeceksin, ardından kredi maliyetlerini yöneteceksin.
- Bizim oyuncu yetiştiren, oyuncuların kişisel kabiliyetlerini ve gelişimlerini sağlayan yetiştirici bir misyona geçmemiz gerekiyordu. Torrent, bilimsel çalışan, rakamları iyi kullanan ve oyuncuların taktik varyasyonlarına çok dikkat eden bir isim.
- Burada takıma yaptığı katkı ve gelişimi görebiliyoruz. Yakın zamanda sahadaki pozitif sonuçları herkes görmeye başlayacak. Herkesin takdirini kazanacak, buna inanıyorum. Hoca ilk geldiğinde takımdaki ortalama koşu mesafesi 7-8 kilometrelerdeydi. Şu anda 9-10 kilometrelere çıktı. Daha da çıkacak.
- Saatte 20 km ve üstü koşu mesafesi Avrupa ortalaması maç başına 1-1.2 kilometreyken bizim takım 600, 700 metrelerdeydi. Ve maçın 65-70’inci dakikalarından sonra fizik olarak düşüyorlardı. Son maçlara bakın, şu anda bu süre 80-85’inci dakikalara çıktı, daha da çıkacak.
- Yurt dışında liglerin bir şirket sistemi var ve ihaleyi onlar yapıyor. Aslında bunlar Türk futbolunda yapılması gereken Süper Lig A.Ş.’ye geçiş modeli. Kulüplerin bir TV kanalı kurması ve maçların buradan yayınlanması alınacak en uç karardı. Buna da kulüpler hazır.