Bu yoğurt nerenin yoğurdu? Büyük polemik Silivri mi Silifke mi?

Bu yoğurt nerenin yoğurdu? Büyük polemik Silivri mi Silifke mi?

Yıllardır tartışılan markalaşmış yoğurdun Silivri mi yoksa Silifke mi olduğu yıllardır tartışılan konulardan biri.

Odatv''den Cem Güner''in haberine göre; Silivri üzerine araştırmalar yapan Dr. Cemal Kozanoğlu’nun kitabında; “… Bir zamanlar Silivri Yoğurdu türkülere de konu olmuştur. ‘Silivri’nin yoğurdu, kız seni kimler doğurdu, seni doğuran ana, bal ile mi yoğurdu’” şeklinde türkünün sözlerinden bahsedilerek, türküde kullanılan sözlerin aslında “Silifke” değil “Silivri” şeklinde olduğu iddia ediliyor.

Prof. Dr. Artun Ünsal, “Silivrim Kaymak Türkiye’nin Yoğurtları” kitabının 73. sayfasında “Bir de türkü çığıralım” başlığı altında şu dizelere yer veriyor: Kalaylı tas yoğurdu, Seni kimler doğurdu, Ellere vay, Seni doğuran ana, Ellere vay, Balınan mı yoğurdu, Ellere vay, Ellere cicom cicom, Ellere vay, Giymiş pembe şalvarı, Sürünsün saçakları, Ellere vay, Yoğurt koydum dolaba, Ellere vay, Bugün başım kalaba, Ellere vay, Giymiş pembe şalvarı, Sürünsün saçakları, Ellere vay…

Bu açıdan baktığımızda, orijinalinde ne “Silivri” ne de “Silifke” kelimeleri geçmeyen dizelerin her yörede kendine göre yorumlanarak söylendiği ve Silifke ile söylenen sözlerin daha baskın çıkarak kültürümüze yerleştiği görülüyor.

Yine aynı halk şiirinin bölünerek iki ayrı türküye konu olduğu, ikinci türkünün de günümüzde “Yoğurt koydum dolaba, ellere vay” sözleriyle ön plana çıkan ve İbrahim Tatlıses tarafından da seslendirilen “Yoğurt koydum dolaba” adlı türkü olduğu görülüyor…

SİLİVRİ YOĞURT FESTİVALİ

1962 yılından itibaren her yıl düzenlenen Silivri Yoğurt Festivali ilk olarak 1989 yılında “Uluslar arası Silivri Yoğurt Festivali Kültür ve Sanat Şenlikleri” adını aldı. Günümüzde halen bu isim altında düzenlenmeye devam ediyor.

Ancak ne yazık ki adı yoğurt festivali olmasına rağmen yoğurt ile ilgili elle tutulur bir çalışmaya rastlayamıyoruz. Halk konserleri ve spor faaliyetleri ağırlıklı olarak düzenlene festivaller kapsamında yoğurt kelimesi sadece iki etkinlik içerisinde geçiyor. Bunlar da Yoğurt Yapma Yarışması ve Yoğurt Yeme Yarışması. Yoğurt yapma yarışmasında; genellikle kadın ağırlıklı olan katılımcılar evlerinde yaptıkları amatör yoğurtları jürinin derecelendirmesi durumunda hediye olarak cumhuriyet altını kazanıyor. Yine yıllardır geleneksel olarak yapılan yoğurt yeme yarışmasında ise; gözleri ve elleri bağlanan yarışmacılar büyükçe bir tepsi içerisine gizlenen küçük altını bulmaya çalışıyor. Yarışmacıların üzerlerine yoğurt bulaşıyor ve bu da esprili görüntülere sahne oluyor.

NE YAZIK Kİ ARTIK SİLİVRİ YOĞURDU YOK…

Bunun nedenlerinin başında Silivri’de artık koyun bulunmaması geliyor. Kimse koyun beslemiyor. Onun yerine köylerde inek ve mandacılık yapılıyor. Ancak inek ve manda sütüyle gerçek Silivri yoğurdu yapılması mümkün değil.

İkinci sebep koyunların otladığı ve toprağındaki madensel tuzlardan dolayı burada otlayan koyunların sütünün özel bir lezzete sahip olduğu efsanesi de artık tarihe karıştı. Çünkü Tuzla Merası günümüzde yapılaşmaya açıldı ve artık mera olarak kullanılamıyor. Bir bölümü de sanayi alanı yapıldı ve fabrikalar inşa edildi.

Diğer bir sebep de eski yoğurthanelerin birer birer kapanmış olması. Kimisi lokanta oldu, kimisi kebapçı… Bazıları da Silivri Belediyesi tarafından konferans salonu haline getirildi.

Böylece efsanevi Silivri yoğurdundan geriye sadece bir anıları bir de adı kaldı…

COĞRAFİ İŞARET İÇİN BAŞVURULDU

Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, Silivri yoğurduna sahip çıkılmak için son derece geç kalındığına işaret ediyor. Geçtiğimiz günlerde Silivri yoğurdu için coğrafi işaret alınabilmesi için başvuruda bulundukları belirten Yılmaz, bu değere sahip çıkabilmek için kendi üzerine ne düşüyorsa yapacağını söylüyor.

EFSANE GERİ DÖNÜYOR PROJESİ

Bendeniz bu satırların yazarı olarak doğma büyüme Silivriliyim… Yıllar önce Silivri Belediyesi’nde düzenlenen Yerel Sanatçılar Çalıştayı’nda öneri olarak sunduğum ve defalarca da yerel basındaki yazılarımda da anlattığım bir projem var.

Silivri’nin meşhur Tuzla Merası her ne kadar imara açılmış olsa da birkaç dönüm kadar yeşil alanımız halen mevcut. Silivri Belediyesi öncülüğünde 50 adet koyun alınsa ve bir yıl boyunca bu merada doğal bir şekilde beslenseler. Daha sonra yine Yoğurt Festivali yaklaşırken bu koyunların sütünden eski usulde yoğurt yapmaya başlasak. Elde edilecek olan yoğurtlar yüzde yüz eski tada ulaşamasa bile yüzde 50 ulaşabilirse bu bile bir kazanım olur diye düşünüyorum.

İlgili Haberler