İHA’nın haberine göre; Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen 2. Batı Karadeniz Metabolik Sendrom başlıklı sempozyumda sağlık alanında önemli çalışmalar yapmış sağlıkçı bilim insanları bilgi ve deneyimlerini paylaştı.
Tıp Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen Sempozyuma; Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Muhammet Ali Kayıkçı, Doç. Dr. Cengiz Tuncer, öğretim elemanları, davetli misafirler ve öğrenciler katılım gösterdi.
Düzce Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıklar Ana Bilim Dalı ve Sempozyum Başkanı Doç. Dr. Attila Önmez, sempozyum ilkini yaptıktan sonra güzel geri dönüşler alındığını ifade ederek, bunun üzerine ikincisini yapmaya karar verdiklerini söyledi.
HASTALIKLARI TETİKLİYOR
Rektör Prof. Dr. Nedim Sözbir, beslenme türünün sağlık üzerindeki önemine vurgu yaparak günümüzde artan fast food tarzı beslenme türünün insan sağlığını olumsuz olarak etkilediğini ifade etti. Sempozyumunun yararlı sonuçlar getireceğine inandığını söyleyen Sözbir, sempozyum için Düzce Üniversitesi’ne gelen ve sempozyuma katkı sunan herkese teşekkür etti.
Açılış konuşmalarından sonra sempozyum oturumlarla devam etti. Metabolik Sendrom hastalıklarda diyabetin etkisinin anlatıldığı oturumlarda konuşmacılar, diyabetle mücadelede kullanılan ilaçların yan etkilerini azaltmak ve üretilen ilaçların kardiyovasküler hastalıklara yönelik risk oranlarının çıkarılması ile kullanılıp kullanılamayacağının belirlenmesi gerektiğini vurguladılar.
SGTL2İ ilaçların kullanımı ile hastanın diğer organlarına zarar vermeden tedavi edilebileceğinin anlatıldığı sempozyumda, İnsulin ile de tedavinin yüzyılı aşkın bir süredir devam ettiği belirtildi.
Çok ilaç kullanmanın hastaların yaşam kalitesini olumsuz olarak etkilediğini vurgulayan konuşmacılar, mümkün olan hastayı en basit yöntemlerle tedavi etmek olduğunu ifade etti.
AĞIR YAŞAMLAR HASTALIKLARI TETİKLİYOR
Metabolik Sendrom hastalıklarda vücut kilo endeksinin de anlatıldığı sempozyumda, sağlıklı bir yaşam için diyete ceza olarak değil bir yaşam biçimi olarak bakılması gerektiğine vurgu yapıldı. Beslenmede tek bir doğrunun olmadığını söyleyen konuşmacılar, kişiye özgü beslenmenin altını çizdiler.
Hastaların sağlığına kavuşmaları için yaşam tarzı değişiklikleri yetersiz kalması durumunda tıbbi müdahalenin gerekli olduğunu vurgulayan konuşmacılar, sağlıklı beslenmenin yanında, hareketli bir yaşamında önemine vurgu yaptılar.
Hipertansiyonun birçok hastalığı tetiklediğinin altını çizen konuşmacılar, hipertansiyonun zamanında tespiti ve tedavisi ile birçok hastalığın önlenebileceğini dile getirdiler.