Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit YUSUF
Hüseyin Macit YUSUF

Bu şartlarda müzakere başarısız olur!

Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs'ı Yunan yapma hayali sürmekte. Crans Montana'da çöken federasyon müzakerelerinden sonra Rum-Yunan ikilisi, yumuşama, uzlaşma yerine tam tersini yapıp gerilim ve kriz yaratacak eylem ve söylemlerini artırdı. Özellikle Kıbrıs etrafındaki sularda, aldığı tek taraflı kararlarla, uluslararası firmalara dağıttığı petrol-doğal gaz arama ve çıkarma çalışmalarını hızlandırdı. Türkiye ve KKTC'nin uyarılarına Rum Yönetimi kulağını tıkamakta, bildiğini yaparak tahriklerini tırmandırmakta. Rum-Yunan ikilisi başta ABD, Fransa, İtalya, İsrail, Mısır, Lübnan, Suudi Arabistan, Katar olmak üzere birçok devletle enerji, güvenlik ve savunma anlaşmaları imzaladı. Son aylarda bu ülkelerle düzenlediği ortak tatbikatlarda senaryolar hep Türkiye'yi hedef almakta. Rum Yönetimi, ABD petrol devi ExxonMobil ile petrol ve doğal gaz sondaj ve çıkarılması için çalışmalarını şu anda yürütmekte. Türkiye ise buna karşılık uluslararası sularda Barbaros ve Fatih gemileriyle arama ve sondaj işlemlerini başlatmıştır. Türkiye ve Kıbrıs Türkünün haklarını gasp ederek, iş birliği çağrılarına ve uyarılara kulak asmadan enerji siyasetini yürütmeye çalışan Rum Yönetimi bölgede sıcak çatışmalara sebep olacak şekilde gerilimi tırmandırmakta. Rumlar, ABD ile sıcak ilişkiler içerisinde ve ABD tarafından yapılan açıklamalarda Kıbrıs stratejik ortak olarak kabul edilmekte. ABD'nin Güney Kıbrıs'a uyguladığı silah ambargosunun kaldırılması için çalışmalar da sürmekte. Rum Dışişleri Bakanı Hristodulidis Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton ve Dışişleri Bakanı Pompeo ve bazı üst düzey yetkililerle ABD'de görüşmeler yaparak anlaşmalar imzaladı.

**

Rum lider Anastasiadis birçok açıklamada müzakerelerin bir an önce başlamasını istediğini söylemekte. Tabii ki Anastasiadis'in malum şartları ve taleplerinde bir değişiklik yok. Anastasiadis'e göre anlaşma için Türkiye garantörlüğünden, tek yanlı müdahale hakkından ve Kıbrıs'taki askerî varlığından vazgeçmeli. İlk günden sıfır asker sıfır garanti diye diretmekte. Anastasiadis, Kıbrıs Türklerinin sayıca az olduğunu, devletin işlevselliğinin sağlanması açısından siyasi eşitliğimizin mümkün olamayacağını ve sadece biz Türkleri ilgilendiren bazı konularda, karar almada söz hakkımız olabileceğini söylemekte. Anastasiadis bu tutumu ile anlaşma/uzlaşma istemediğini açıkça ortaya koymakta. Anavatan Türkiye haklarımızın korunması için gerekli her türlü tedbiri almış ve Rum-Yunan ikilisinin enerji siyasetini ileriye taşımasına sessiz kalınmayacağını defalarca açıklamıştır. Türkiye, Crans Montana başarısızlığı sonrasında federal çözümün artık mümkün olmadığını, yeni fikirlere ihtiyaç duyulduğunu ve iki devletli çözüm veya konfederal çözüm modellerinin düşünülmesi gerektiğini bildirmiştir. Rum lider Anastasiadis bu nedenle 'gevşek federasyon ve desentralize federasyon' tezlerini ortaya atarak anlaşma/uzlaşma istermiş gibi gözükerek göz boyamaya çalışmıştır. Anastasiadis en son 26 Ekim'de görüştüğü KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'ya 'iki bölgeli-iki toplumlu federasyona' bağlı olduğunu ve Crans Montana'da kaldığı yerden müzakerelere devam etmek istediğini bildirmiştir.

**

Akıncı ise çelişkiler içerisindedir ve yasalarımızın fevkindeki eylem ve söylemleri suçtur. Akıncı, Crans Montana'da çöken 'federal' çözüm modelinin, kendi neslinin son denemesi olduğunu defalarca söylemesine, Rum tarafının niyetinde bir 'farklılık ve değişim' olmadığını tespit etmesine, 'artık mevcut parametrelerde' ve 'bıraktığımız yerden müzakerelere devam edilmeyeceğini ', 'hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını' defalarca vurgulamasına rağmen hâlâ federal bir çözüm gayretindedir. Kendi kişisel tercihlerini Kıbrıs Türkünün ve Türkiye'nin tercih ve çıkarından öne koyarak, Meclis kararlarını yok sayarak, yetkisini aşmış, Meclis'ten yetki almadan müzakereleri yürütüp Anayasal suç işlemiştir. Akıncı çözüm modeli konusunda Türkiye ile ters düşmüştür ve geri adım atmamaktadır.

BM Genel Sekreteri'nin Geçici Özel Temsilcisi Lute, yakında garantör ülkelerle görüştükten sonra Kıbrıs'a gelecek ve olası müzakerelerdeki 'referans şartlarını' belirleyecektir. Referans şartlarının yani müzakerelerde konuşulacak konuların detayları ile belirlenmesi gereklidir. Sadece konu başlıklarında uzlaşarak müzakerelere başlanmamalıdır. Detaylara girildiğinde tarafların görüşleri arasında uçurum olduğu ortaya çıkacak ve sonuç alınması mümkün olmayan bir sürecin başlamasına gerek olmadığı görülecektir...

Yazarın Diğer Yazıları