Mahmut Esat Bozkurt, Atatürk''ün yakın çalışma arkadaşlarından yaratıcı ve uygulayıcı bir beyindi.
Bozkurt Türkiye''de hukuki temellerinin atılmasında katkılarda bulunmuş Türk devlet adamıdır.
İstanbul Hukuk Mektebinden mezun olduktan sonra, İsviçre''de Lozan ve Freiburg üniversitelerinde öğrenim gören Mahmut Esat Bey, Avrupa da teklif edilen muazzam akademik kariyer ve iş tekliflerini ret edip, bir gece Ege kıyısına çıktı.
Önüne serilen zenginlik dolu bir istikbal yerine, işgal edilen Vatan topraklarını savunmak için Kuvva-i Milliye ye katıldı.
Türk milliyetçiliği düşüncesini geliştirmek ve yaymak amacı ile yurt üyelerinin konferans vermesini sağladı. Kendisi de konferanslar verdi. 1919 yılı haziran ayı sonlarında Şükrü Saraçoğlu ile birlikte İsviçre’den ayrıldı.
Amansız çatışmalara girdi.
Vatan kurtulduktan sonra, Asker kıyafetlerini çıkarıp, hukukçu kimliği ile bu sefer başka bir millet mücadelesine girişti.
Tarihi Bozkurt-Lotus davasında Türkiye’yi Lozan da temsil etti. Davayı kazandı ve Atatürk tarafından kendisine BOZKURT soy adı verildi.
1930 yılında Ağrı''daki bir ayaklanmanın ardından şu sözleri söyledi:
"Dost, düşman, hatta dağlar bu hakikati böyle bilsinler; bu memleketin efendisi Türklerdir. Saf Türk ırkından olmayanların Türk vatanında tek bir hakları vardır: Türklere hizmetçi olma, köle olma hakkı"
Türk Bozkurt gemisi ile Fransız Lotus gemisinin çarpıştığı ve sekiz Türk gemicinin yaşamını yitirdiği Bozkurt-Lotus davasında, Mustafa Kemal Paşa’nın isteği üzerine Türkiye’yi temsil etti. Lahey Uluslararası Adalet Divanı’nda yaptığı etkili savunma ile Türkiye’nin haklılığını kabul ettirdi.
1935 Yılında Mason localarının kapatılmasında büyük rolü vardır.
İnançla bağlandığı “Atatürk İhtilali”ni kitaplaştırdı.
51 yıllık yaşamı süresince kaleme aldığı yedi kitap ve Anadolu’da Yeni Gün (Cumhuriyet), Hâkimiyet-i Milliye (Ulus), Sada-yı Hak, Tan, Son Posta, Yeni Sabah, Anadolu gibi gazetelerde kaleme aldığı beş yüze yakın makale ile Kemalist İdeoloji’yi hizmette bulundu.
16 Aralık 1943’te Yeni Sabah gazetesindeki yazı masası başında aniden rahatsızlandı.
19 Aralık’ta komaya girdi. 21 Aralık 1943 Salı günü saat 18:10’da yaşama gözlerini kapattı.
Yusuf Ziya Ortaç, Mahmut Esat Bozkurt''un ölümünden sonra, Akbaba dergisinde şöyle yazdı:
"İsviçre dağlarından Anadolu dağlarına, silah omuzda koşan hukuk doktoru, serdengeçti Mahmut Esat Bozkurt, vatan hudutlarından fikir hudutlarına kadar her cephede dövüşe dövüşe, en son, kalem elinde, Allah’ına kavuştu Bir yanardağı toprağa veriyoruz"
Ruhun şad olsun büyük savaşçı.
Türk milleti seni unutmayacak!