Bu fotoğrafı unutmayın!
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesi ile ilgili dava, Ankara Sincan Ceza İnfaz Kurumları’nda başladı.
İlk duruşmada Milliyetçi Hareket Partisi’nin davaya katılma talebi oy birliği ile reddedildi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu duruşmaya katılarak Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in yanında oturdu.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu da duruşmaya katıldı.
Ayşe Ateş, duruşmaya korumalar ile birlikte geldi. Ateş’e çelik yelek giydirildiği de bildirildi. Kimlerden korunuyor belli değil mi?
Sadece bu tablo bile, ülkücülerin ne duruma düşürüldüğünü net bir şekilde gösteriyor. Ömürlerini verdikleri “dava”nın partisi, katledilen ülkücünün eşi ve çocuklarının yanında değil karşısında yer alıyor! Ülkücünün eşinin yanında yer alanlar ise CHP’nin eski ve şimdiki genel başkanları... Aslında bu fotoğraf her şeyi izah ediyor ama bu bile şartlanmış kişileri uyandırmaya yetmiyor...
Duruşma öncesinde açıklama yapan Ayşe Ateş, “Eksik delillerin tamamlanması yeni tam bir iddianamenin hazırlanması ve hızlı bir şekilde şüphelilerin ifadelerinin alınmasını istiyoruz. Bu eksik yarım bir mahkeme... Bu cinayetin emniyet ve yargı ayağı vardır hiç şüphem yok. Emniyet ve yargının aynı zamanda MHP ve Ülkü Ocaklarının içine sızmış suç örgütü vardır. Zaten bu dosya üzerindeki karanlık el bunlar bir sacayağının parçaları... Cinayetin Mersin olayı ile birlikte değerlendirmesini isteyeceğim. Hepsinin kaynağı aynı, hepsi aynı merkezden talimatı alıp bu suikastı gerçekleştirdiler. MHP’nin avukatları burada ne sıfatla bulunuyor? Bizim yanımızda olmadıkları aşikâr. Bu boşluğu aziz milletimiz doldursun. Umarım sanıklar serbest kalmaz.” dedi.
Duruşmayı Ayşe Ateş’in yanında izleyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sanıkların ifadelerini hatırlatarak, "Esas azmettiricilerle bağı ortadan kaldırmak için üst düzey bir çaba gördük. İddianamede adı geçmesi gereken eski milletvekilleri hâlihazırdaki çeşitli yöneticiler, bir siyasi partinin cinayetten önce sonra telefon irtibatı kurulan yöneticilerinin adı dahi geçmiyor. Bütün arabaların plakaları var bir arabanın yok, o aracın içinden hangi genel başkan iniyor o aracı ona kim tahsis etmiş, bütün Türkiye biliyor. Biz bu sisin inmesine, bu cinayetin alelade bir cinayetmiş gibi üstünün örtülmesine seyirci kalmayacağız” dedi.
***
Sinan Ateş cinayetinin, failleri, gerçek azmettiricileri, bütün yönleriyle kamuoyu tarafından biliniyor; deliller tek tek canlı yayınlarda sergilendi. Buna rağmen, esas azmettiricilerle ilgili delillere iddianamede atıfta dahi bulunulmadı. Cinayetin, Mersin limanındaki uyuşturucu trafiği ile ilgisi olup olmadığı araştırılmadı. Sinan Ateş’in uyuşturucu trafiğinde rolü olanlarla ilgili bilgi sahibi olduğu için katledildiğine dönük iddialar da mutlaka araştırılmalı ve elde edilen veriler iddianameye eklenmelidir.
Diğer taraftan Sinan Ateş’in katledilmesi, gazetecileri susturmak için başlatılan saldırıların son halkasıdır. Bütün saldırılarda aynı çetelerin kullanılmış olması bunun delilidir. Dolayısıyla gazetecilere saldırıları kimler azmettirmişse, Sinan Ateş’e kurşun sıksınlar diye Cuma namazı çıkışına çete üyelerini gönderenler de onlardır. Soruşturmanın bu açıdan da genişletilmesi gerekir.
***
Soruşturmanın genişletilmesine; iddianamede belirtilmeyen ancak davanın sonucunu etkileyebilecek yeni delillerin ortaya çıkması, taraf vekillerinin, iddianamede belirtilen delillerin yetersiz olduğunu ileri sürmesi sonucu karar verilir. İddianamedeki eksikler ancak böyle tamamlanabilir.
Hukuk öğretisine göre soruşturmanın genişletilmesi, ceza yargılamasının temel ilkelerinden olan “Adil Yargılanma Hakkı” ilkesinin gereğidir. Bu hakkın ihlal edilmesi, adil yargılanma hakkının ihlali demektir.
Bu davada gerçek suçlular hak ettikleri cezaya çarptırılmalı ki bir daha kimse, çeteciliği siyasete bulaştırmasın?