Sümeyra Kırca / Yeniçağ / Özel Haber
Koronavirüs salgınında aşıyı bulan ülkeler para basarken, Türkiye dışardan gelecek aşıları bekliyor.
Prof.Dr. Murat Karaman, 1928 yılında kurulan Hıfzısıhha enstitüsünde, Cumhuriyet''in ilk yıllarından 1992''ye kadar; Boğmaca, Tetanos, Tifüs gibi birçok aşının üretildiğini ancak bu kurumun 2011 yılında Ak Parti tarafından kapatıldığını anlattı.
Çin''de 1940 yılında yaşanan ve on binlerce kişinin ölümüne neden olan Kolera salgınını Türkiye''den gönderilen aşıların durdurduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Karaman "Hıfzısıhha Enstitüsünü kapattılar ve şimdi biz Çin''den aşı ithal eder durumdayız" dedi.
BU ZİHNİYETİN İŞİ CUMHURİYET KURUMLARINI KAPATMAK
İktidarın, sağlıktan adalete, eğitimden güvenliğe tüm alanlara tüccar kafasıyla yaklaştığını vurgulayan İYİ Partili Prof.Dr. Murat Karaman, "Bu zihniyetin işi Cumhuriyet''in kurumlarını kapatmak ya da satmaktır. Şimdi Cumhurbaşkanı ve bakanlar yerli ve milli aşıyı üretmekten bahsediyorlar. "Aşı üretim tesisi açacağız" demek "biz tükürdük ama şimdi…" demektir. Şimdi Hıfzısıhha''nın kıymeti anlaşılmış mıdır acaba? Bilime karşı gelmek rüzgara karşı tükürmek gibidir; sizi eninde sonunda pişman eder" dedi.
"Koskoca Türkiye, uzay programı açıklıyor ama salgın hastalıklarla mücadele ve aşı üretimi gibi bir şeyle ilgilenmiyor. Ele güne muhtaç oluyor" diyen Murat Karaman, Türkiye''de 16 farklı aşı çalışması olmasına rağmen aşıyı üretecek tek bir tesisin olmadığını vurguladı. Bu nedenle 16 aşı çalışmasından 15''nin ''Faz 1'' aşamasında kaldığını belirten Karaman, "Roket yapıyoruz, silah yapıyoruz ama aşı yapmıyoruz. Hıfzısıhha olsaydı, bugün yaşadığımız karmaşayı, aşı konusundaki tereddütleri yaşamazdık" dedi.
KUŞ GRİBİ OLDU TAVUK HASTALIKLARI TESİSİ KAPATILDI
Kuş gribinin olduğu yıl yani 2004''te, Manisa Tavuk Hastalıkları ve Aşı Üretim Enstitüsü''nün Bakanlar Kurulu kararı ile kapatıldığını vurgulayan İYİ Partili Prof. Dr. Murat Karaman konuşmasına şöyle devam etti:
"Her şeyi satan iktidar, bu kurumu kapatıyordu.Bu enstititüyü kapatarak dünyadaki en karlı işlerden biri olan sağlık sektörünü başta iktidarın parti kodamanları olmak üzere burjuvazinin eline bırakmak vatan hainliğidir. Tıpkı yerli tohumdan vazgeçilmesi, savunma sanayi fabrikalarının özelleştirilmesi, Türk Telekom''un, Sümerbank''ın, Tekel''in, şeker fabrikalarının, Seka Kağıt Fabrika''sının üç-beş paraya satılması gibi.
Heybeliada Göğüs Hastanesi''nin Diyanet Başkanlığına devredilmek istenmesi gibi. Bu kurumların yokedilmesi ile devletin kamu sağlığı ve kamu güvenliği üzerindeki otoritesi tamamen kaybolmuş; ülkenin ekonomik temelleri dinamitlerle havaya uçurulmuştur."
