Beynin yaşlanması, Alzheimer ve Parkinson gibi nörolojik hastalıkların en önemli öncülü olmasına rağmen, sağlıklı beyin yaşlanmasının mekanizmaları hala tam olarak anlaşılmış değil. Salk Biyolojik Bilimler Enstitüsü'nden Courtney Glavis-Bloom, bu bilgilerin eksikliğini “Yürümeden koşmaya çalışmak gibi” sözleriyle özetliyor.
HİPOTALAMUS'TA “SICAK NOKTA” KEŞFİ
Allen Beyin Bilimleri Enstitüsü'nün liderliğinde yapılan araştırmada, hipotalamustaki nadir hücre popülasyonlarının yaşlanmadan en fazla etkilenen hücre grupları olduğu keşfedildi. Bu bölgedeki nöronal ve nöronal olmayan hücreler, özellikle hormon düzenlemesi ve metabolizmayı kontrol eden işlevlerde bozulmalar yaşıyor. Araştırmanın baş yazarı Hongkui Zeng, “Hücre türüne özgü yaklaşımla yaşlanmanın hedef aldığı nadir hücreleri tespit edebiliyoruz” dedi.
GEN İFADESİNDE ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER
Araştırmada, fare beyninde 16 farklı bölgedeki yaklaşık 1,2 milyon hücre incelendi. Gen ifadesindeki değişiklikler, yaşlı farelerde sinir hücrelerinin yanı sıra astrositler ve oligodendrositler gibi destekleyici hücrelerde de gözlemlendi. Ayrıca mikroglia ve makrofaj hücrelerinin bağışıklık yanıtlarında artış olduğu belirlendi.
DENEY SONUÇLARI YENİ ARAŞTIRMA ALANLARI SUNUYOR
Araştırmanın sonraki aşamalarında, 24 aylık farelerde yaşlanma sürecinin daha geniş bölgelere yayılıp yayılmadığı ve epigenetik değişikliklerin bu sürece etkisi incelenecek. Ayrıca erkek ve dişi farelerde yaşlanmanın etkilerinin karşılaştırılması planlanıyor.
İNSAN BEYNİNE UYGULANABİLİR Mİ?
Araştırmalar, sonuçların insanlar üzerinde geçerli olup olmayacağını henüz netleştirmiş değil. Glavis-Bloom, bu yöntemlerin maymun beyninde uygulanmasının, insan beyni için daha öngörülebilir sonuçlar sağlayacağını belirtiyor.