Dokuz Sütun gazetesi yazarı Fatih Ergin, Ankara Büyükşehir Başkan Adayı Mansur Yavaş'ın yükselişine dikkat çekerek, AKP'nin adayı Özhaseki'ye karşı üstünlüğünün altını çizdi.
Fatih Ergin, köşe yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Yerel seçimin atmosferi, özellikle büyükşehirlerde genel siyasi iklimin etkisinde geçiyor. 17-25 Aralık sürecinin gölgesinde geçen 2014 senesindeki yerel seçimlerde bile genel siyasi iklim bu kadar etkili değildi.
Bu durumun sebebi sadece yaşadığımız ekonomik kriz değil. Hem iktidar hem de muhalefet yerel seçime, 24 Haziran sonrası uygulanmaya başlanan yeni yönetim sistemi için yapılacak bir güvenoylaması olarak bakıyor. Düşünün, iktidardan öte yeni rejim için bir güvenoylaması.
Bu bakış açısının yerel seçimi adeta ikinci bir referandum havasına soktuğunu da söylemek mümkün. Oysa, her ne kadar adı cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olsa da başkanlık sistemi, ülkenin bekası için getirilmişti. AKP ve MHP bile kendi getirdikleri bu sisteme güvenmiyorlar ki, yerel seçimde Cumhur İttifakının başarılı olmasını icat ettikleri sistemin bekası açısından değerlendiriyorlar.
Ülkenin bekasından sistemin bekasına! Cumhur İttifakının bu yaklaşımı, başkanlık sisteminin halen daha ülkenin en az yarısının içine sindiremediğinin de bir göstergesidir. Yerel seçimlerde Cumhur ittifakı ve icat ettikleri sistemin güvenoyu alıp alamamasını en başta üç büyükşehir, Ankara, İstanbul ve İzmir’deki seçim sonuçları gösterecek. Her iki ittifakın da, diğer büyükşehirlerde gösterecekleri seçim başarısının kıymeti, bu üç büyükşehirdeki başarılarına endeksli durumda. Yani, Ankara, İstanbul ve İzmir’den en az ikisini kazanamayan ittifakın diğer büyükşehirlerin herhangi birinde seçim kazanması, o ildeki sıradan bir yerel seçim zaferinden öteye geçemeyecek. 31 Mart sonrasına dair görünen tablo bu yönde. Peki üç büyükşehirde şu an görünen ne? Şüphesiz ki sonucu şimdiden büyük oranda belli gibi olan şehir İzmir. Yani millet ittifakı üç büyükşehir özelinde şu anda bir sıfır önde. İstanbul ise kapalı kutu vaziyette. Öyle bir kapalı kutu ki, İstanbul’da hangi ittifak kazanırsa kazansın, benim için sürpriz olmayacak.
Gelelim başkente. Yerel seçimin Ankara ayağını, Ankara’da yaşayanlar üzerinden gözlemlemeye çalışıyorum. Bunun için de bir süredir kimisi Ankara bürokrasisinde bulunan kimisi de geçmişte ya da halen Ankara siyasetinde önemli pozisyonlarda bulunan dostlarım ve büyüklerimle Ankara seçimini konuşuyorum. Bu görüşmelerden çıkardığım sonuç şu; Mansur Yavaş’ın Millet İttifakının Ankara adayı olarak açıklanmasından sonra, Ankara İzmir ile yarışır hale gelmiş. Konuştuğum isimlerden bir tanesi, “Cumhur İttifakı Ankara’yı Mehmet Özhaseki’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak açıklandığı gün kaybetti” diyor. Bir diğer konuştuğum ise, “Başkent koptu geliyor. Sokak kararını vermiş. Mansur Yavaş işi sıkı tutuyor. Mehmet Özhaseki’nin esamesi dahi okunmuyor” diyor.
En çarpıcı bulduğum yorum ise, bugün seçim olsa Mansur Yavaş’ın en az on puan farkla kazanacağı ama seçime daha iki aydan fazla bir zaman olduğu ve iktidar partisinin Ankara’yı kaybetmemek için Bizans oyunları oynayabileceğine dairdi. Ne yazık ki referandum ve 24 Haziran seçimlerindeki sandık oyunlarının önlenmesinde yetersiz kalınması, muhalefetin üzerinde kötü bir intiba olarak duruyor. Kaldı ki, Mansur Yavaş’ın yine aday olduğu 2014’teki yerel seçimlerde de aynı durum yaşanmıştı. Bu durum da, Mansur Yavaş’ın kazanacağını düşünenlerde bile, iktidarın ne yapıp edip Ankara’yı Mansur Yavaş’a bırakmayacağı inancını hâkim kılıyor. Evet, başkent kopmuş, Millet İttifakına, Mansur Yavaş’a doğru geliyor ama sandık oyunlarına karşı ciddi tedbirler alınmaz ve Ankaralı seçmene her ne olursa olsun iradelerinin sandıktan çıkacağına dair güven aşılanmazsa, Millet İttifakı elinde tuttuğu Ankara’yı altın tepside Cumhur İttifakına."
