Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hulki CEVİZOĞLU
Hulki CEVİZOĞLU

'Balyoz' daha önce de vardı

Türk Ordusu’nu her ne pahasına olursa olsun “darbeci” göstermek için kampanyalar sürüyor.
Bir devletin bir ordusu, bir hükümeti olur. O devletin hükümeti ordusuna sahip çıkmayınca işte bunlar yaşanıyor.
Lafa gelince, Ordumuzu yüceltiyor gibi yapanlar, güya eleştirilerini “Orduya değil de içinde var olduğunda ısrar ettikleri çetelere” karşı gibi gösteriyorlar.
Acaba başka bir tek ülke var mıdır ki, ordusuyla savaşan bir medyası olsun?.. Böyle bir hükümeti olsun?..
Zaten bunu gizlemiyorlar da.
Ne diyorlar?
Önceleri, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin adı Türkiye Silahlı Kuvvetleri olsun” diye başladılar.
Sonra, “Yeniçeriler gibi Türk ordusu lağvedilsin, Nizam-ı Cedit gibi yeni bir ordu kurulsun” demeye başladılar.
Daha sonra, paşalar tek tek gözaltına alındı, hapse atıldı; işte tam o sırada teröristbaşı Öcalan’a “Paşalık rütbesi verilsin” deme cesaretine kavuştular.
Şimdi de, Türk Ordusu’nu yeni bir zan altına sokabilmek için bir “Balyoz” darbe planını ortaya attılar.
Yok darbe olacakmış, bir kısım gazeteciler onlara yardım edecekmiş (kendileri dışardan fonlanıyor ya, herkesi öyle biliyorlar), darbe hükümetinin başbakanı ve bakanları bile belli imiş, vs, vs.
Oysa yazılanları okuyunca, “Yahu ne akıllı adamlar, çok iyi senaryo yazmışlar, bak kimsenin aklına gelmeyen neleri düşünmüşler” diyemiyorsunuz.
Çünkü, normal zekadaki bir insanın günlük gazeteleri okuyarak yazabileceği sıradan iddialar bunlar. (Tüyden, kıldan nem kapılan bir dönemde olduğumuz için, bir kez daha belirteyim ki, darbeci varsa mutlaka cezasını ibreti alem çekmelidir.)
Adı geçenler, aylarca gazetelerde “yasal” parti oluşumlarında adı geçen insanlar.
Darbenin adı da yeni değil. Okuyanlar bilir, “Balyoz” daha önce de vardı. Açın bakın benim “Kod Adı 68” adlı kitabıma, yaptığım Ceviz Kabuğu programlarıma. Kaç kez yazıldı, söylendi. Balyoz planı, 12 Mart öncesinin modası idi. O dönemde, tıpkı şimdiki gibi, darbeden sonra başbakan yapılacak isimler vardı. (O zaman daha şaşırtıcı isimler ortaya atılıyordu. Daha zekice idi.)
Üstelik o tarihte, bir de “Balon harekâtı” bile vardı.
Okuyun bakalım, bugünkü balonlarla bir benzerliği var mı?
Yüce Allah ne diyor?
“Hiç bilenle bilmeyenler bir olur mu?”
E, işte bilmeyenler böyle kandırılıyor..

Taraf’a teşekkür etmeli
Bu son iddiayı yine Taraf gazetesi ortaya attı. Ne kadar yalanlanırsa, yalanlansın bu son olmayacak.
Çok önceden ortaya çıktı ki, bu bir yıpratma ve “onursuzlaştırma operasyonu.” Bu, son darbe vurulana kadar devam edecek.
Türk Ordusu da, Türk Hükümeti de şimdi olduğu gibi seyredecek ve kısır tartışmaları sürdürecek.
Öte yandan, Taraf gazetesine teşekkür etmek gerekir.
Niye?
Çünkü, işin başka bir boyutu da var... Darbe iddiasının dışında, 7 yıl önce, 1. Ordu Komutanlığı’nın yaptığı bir “Savaş tatbikatı senaryosu” da, çarşaf çarşaf yayınlanıyor. Ses bantlarıyla birlikte.
İyi ki, Taraf bunu yazdı. Düşünsenize, Taraf bunu yazmasaydı ve Türkiye bir savaşta olsaydı.
Bu planlar (senaryolar) çalınmış ve düşmanın elinde. Türk ordusu düşman tarafından tek tek avlanıyor olacaktı ve bizler bunu bir türlü anlayamıyor, başka bahaneler buluyor olacaktık. Büyük bir olasılıkla da, savaşı yitirecektik.
Türkiye, yeni savaş tatbikatı planları yapılıncaya kadar bir savaşa girmezse yırttık.
Böyle bir durum ne acı değil mi?
Demek ki, öyle “kozmik” mozmik odalar da palavra imiş (diyesi geliyor insanın.)
Türk Ordusu kevgire dönmüş de haberimiz yokmuş (diyesi geliyor insanın.)

Kaça konuştunuz?
Bu arada, PKK’nın iki numaralı teröristi Şemdin Sakık, Can Dündar’a demeçler verdi.
Bunlar her yerde yayınlandı.
Söyledikleri ayrı bir tartışma konusu da, acaba kaç paraya konuştuğunu, Can Dündar’ın Sakık’a kaç para verdiğini merak ediyorum.
Öyle şey olur mu demeyin, çünkü, daha önce oldu.
Ben Kanal 6 Televizyonunda iken, kendisiyle röportaj girişimim olmuş ve “para” yüzünden gerçekleşmemişti. O tarihte Güneri Civaoğlu, kendisine para verip röportaj yapmıştı. Sakık, bana herkesin yanında “Sen kaç para vereceksin? Ben bedava konuşmam. Hapiste paranın ne kadar önemli olduğunu biliyorum” demişti.
Hatta, arkasına Türk bayrağı ve Atatürk resmi bile koydurmamış, “Kaldırın bunları buradan” demişti. Can Dündar’ın çekimlerinde de bu tavrını sürdürmüş ki, orada da bunlar yoktu.
Belki de parasız konuşmuştur. Ama, Sakık’ın “Keşke Helin Avşar gelseydi” sözünü okuyunca, fiyatını daha da artırdığı ve pazarlığı kızıştırdığı anlaşılıyor.

Yazarın Diğer Yazıları